Gizli belge De Soto'yu utandırdı

BÜRGENSTOCK

ORTAM tatil ortamı ama hayat hiç de öyle değil. İsviçre Alpler’inde karlar erimeye başladı. Ama 800 metre rakımlı Bürgenstock'ta hava sert.

Özellikle de içerideki hava. Final çizgisi öncesinde Kıbrıs Türk ve Rum tarafları, kendi isteklerinin anlaşmada ağırlık kazanması için, üçüncü tarafları etkileme gayretinde. Bunun için her yol deneniyor.

Bu taktikler zaman zaman ortalığı geriyor. Örneğin önceki gün Rumların, Türk tarafının önceliklerini içeren belgeyi basına sızdırmaları gibi. KKTC'nin 18 Mart günü BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın özel temsilcisi Alvaro De Soto'ya ilettiği üç buçuk sayfalık metin, önceki akşam gazetecilerin kaldığı Fürigen Otel'in koridorlarında dolaşıyordu. Belgenin kapağında yer alan mektup Kıbrıs Rum Lideri Tasos Papadopulos'a hitap ediyordu ve altında Alvaro De Soto'nun imzası vardı.

Müzakere gereği, BM temsilcisi Türk tarafının önceliklerini Rum Yönetimi'ne iletmiş, onlar da bir hafta sonra bunu basına sızdırmışlardı.

Haber, Brüksel dönüşü Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e ulaşınca ortalık dalgalandı. Ve Dışişleri Bakanı'nın, De Soto'yu ‘‘utandıran’’ tepkisine neden oldu.

HARİTA İSTEĞİNE YANIT

Bürgenstock'ta sürekli toplantılar düzenleniyor. Ve Annan Planı, yapılan görüşmelerin sonuçlarına göre sürekli yeniden yazılıyor. Cuma akşamı yemekten önce De Soto ile Gül görüşmesinde, harita konusu gündeme geliyor. De Soto Kıbrıslı Türklerden harita istiyor. Aslında, öğrendiğimize göre Türklerin cebinde üç harita var. İşte Dışişleri Bakanı o anda, gizli belgelerin elden ele dolaşmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor.

‘‘Ne haritası istiyorsunuz. Bakın sizle verdiğimiz gizli belgeler ortalarda. Bu durumda size herhangi bir şeyi nasıl teslim edebiliriz ki?’’

De Soto kızarıyor ve ‘‘utanç verici’’ diyor.

Ama Türk tarafının, müzakerelerin başından beri izlediği tutum, gerilim yaratmak değil istediğini elde edebilmek tutumu. Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili bunu ‘‘katı esneklik’’ diye adlandırıyor. İsteklerinde katı, üslupta yumuşak.

AVRUPA FORMÜLÜ TATMİN ETMEDİ

Dışişleri Bakanı Gül, cuma akşamı geç saatte, sohbete geldi gazetecilerin kaldığı otele. Rum gazetecilerin en kışkırtıcı sorularını bile yumuşak üslupla yorumlaması hepimizin hoşuna gitti. Etkileyiciydi. Yabancılar onu seviyor, sadece onu değil Serdar Denktaş ve Mehmet Ali Talat'ı da seviyorlar Rum gazeteciler. ‘‘Biz Avrupa Birliği üyesi oluyoruz. Ve Avrupa kurallarının işlemesini istiyoruz. Siz neden bu kurallara karşı güvence arayışı içindesiniz?’’ sorusuna Gül, ‘‘Bir anlaşmaya varmak için herkes bunca emek harcıyor. Bunların boşa gitmemesi bu anlaşmanın sadece Türkler değil sizin için de devamının güvence altına alınmasını istiyoruz. Anlaşmanın her hangi bir maddesinin, ileride Avrupa mahkemelerinde Türkler aleyhine değil, lehine de bozulabileceğini görmüyor musunuz?’’ yanıtını veriyordu.

Varılacak anlaşmanın ileride Avrupa mahkemelerinde değişmesini engelleyecek güvence arayışı sürüyor. Türk tarafı, Brüksel'de Komisyonun hazırladığı formülü yeterli bulmadı. Derogasyonların, ‘‘değiştirilemezlik’’ güvencesi için Devlet Başkanları Konseyi'nin kararı gerekiyor, dolayısıyla da üye ülkelerin parlamentoların da onayı. Avrupa'nın bulduğu formül öyle değil. Bakanlar Konsey kararına bırakılıyor iş. Üstelik de, Brüksel sonrası Türk heyeti yaptığı incelemede, Komisyonun bu formülü hazırlarken Konseye danışmadığını öğreniyor.

ANNAN ERTELEYEBİLİR İDDİALARI

Derogasyonlar Türk tarafının olmazsa olmazı. İki günden beri, satır aralarında, ‘‘Eğer bizi tatmin eden bir formül bulunmazsa, bu referanduma giden yolda en büyük engel olur’’ mesajları veriliyor.

Hatta, eğer Annan'ın nihai planında Türk ve Rum tarafı arasında adil bir denge olmazsa, siyasi bedelin göze alınıp bunun kabul edilmeyebileceği bile ihtimal dışı değil.

Yunanlı gazetecilerin kulislerinde de benzer yorumlar yapılıyor. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, eğer referandumda planın reddedileceğine inanırsa, geri çekebilir deniyor, çünkü taraflardan birinde bile referandumda plana hayır çıksa bu Annan'ın başarısızlığı sayılacak. Planı kurtarmak için buradan görüşmelere devam kararının çıkabileceği de konuşuluyor.

Rumlar ve Yunanlılar bu yorumu çok tutuyor çünkü, 1 Mayıs'ı geçirip Rumların Kıbrıs'ın tek temsilcisi olarak AB'ye girmesini istiyorlar. Ama bana öyle gelmiyor. Burada yarından itibaren, Türk ve Yunan başbakanlarının gelişiyle birlikte, çok önemli gelişmeler bekliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları