Gıdı bölgesindeki sarkma, özellikle kadınları çok rahatsız ediyor. Şişmanlık ya da yapısal faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan bu sorundan, cerrahi müdahale ile kurtulmak mümkün... Bu yola başvuranların yaş ortalaması ise son dönemde 30’lara kadar indi.
Gıdı olarak bilinen çene altından boyuna kadar uzanan bölgede biriken yağlar, sarkık bir görüntüye neden oluyor. Bu bölgedeki sarkma da en çok kadınları olumsuz yönde etkiliyor. Kas ve yağ tabakasında deformasyon oluşuyor. Deri de kas ve yağ dokularının sarkmasıyla birlikte gevşiyor.
Kadınlar gıdı estetiğini artık 30’lu yaşlarda yaptırıyor. Çünkü şişmanlık ya da yapısal sorunlarin etkisiyle gıdı bölgesinde yağ biriktiğinde, bu sorundan genç yaşta kurtulmak istiyorlar.
Gıdı estetiğinde başlıca üç yöntem kullanılıyor: Liposuction, botoks ve germe ameliyatı...
Sadece yağ problemi olan kişilerde "liposuction" yöntemiyle, biriken fazla yağları alıyoruz. Üstelik çok da iyi sonuç elde ediyoruz. Ancak liposuction yapabilmemiz için deri esnekliğinin yeterli olması gerekiyor. Bu yöntemin nasıl uygulandığına gelince... Lokal anestezi ile çene altında açılan küçük bir delikten içeri giriyoruz. Buradaki yağları azaltarak o bölgeyi güzel bir hale getirebiliyoruz. İşlemden sonra gıdıya elastik bir bandaj takıyoruz. Yaklaşık 4-5 gün içinde bandajı da buradan alarak ameliyatın iyileşme sürecini takip etmeye devam ediyoruz. Sadece yağ sorunu bulunan insanlarda bu bölgeye yapılacak liposuction yeterli oluyor.
Eğer kas tabakasında aşağı doğru bir düşüklük varsa ve yağ dokusu da bulunuyorsa, yapılacak işlem daha karmaşık oluyor. Çünkü hem yağ tabakasını azaltmamız, hem liposuction yapmamız hem de açık cerrahi uygulayarak bölgeyi toparlamamız gerekebiliyor. Gıdı bölgesindeki kasta hafif bir düşüklük varsa, bu bölgeye botoks uygulanması iyi sonuç verebiliyor.
Gıdı bölgesinde aşırı kas ve deri gevşemesi olan, yağlanmanın da çok fazla olduğu kişiler de karşımıza çıkabiliyor. Bu durumda ileri derecede sarkmış gıdı bölgesindeki yapılarda hem kas tabakasını hem fazla yağları toparlamak, üstteki sarkmış deriyi de germek gerekiyor. Bu durumda yapılan işlem, alt yüz germe operasyonu biçiminde oluyor. Bu bölgelerde küçük ipler halinde yapılan germeler uzun vadeli sonuçlar vermiyor.
Kadınlar bu yönteme daha çok başvuruyor
Kadınlardan bu operasyona daha fazla talep var. Erkekler, yüz estetiğini kadınlara oranla daha az istiyor. Yüz ameliyatlarını en çok tercih edenler o yüzden kadınlardır. Ancak burun ve göz kapağı ameliyatlarında erkekler de kadınlar kadar estetiğe başvuruyor. Boyun ameliyatları erkekler açısından bazı dezavantajlar içeriyor. Oluşacak izler kadınlarda daha rahat saklanabiliyor. Erkeklerde ise sakallar, bu konuda zorluklar çıkarabiliyor. Erkeklerde makyaj ile izlerin gizlenememesi de bir başka sorun...
İlk günlerde boyun hareketi kısıtlanmalı
Boyun hareketlerini belli bir süre kısıtlıyoruz. Bazılarında boyunluk bile kullanabiliyoruz. Boynun yan tarafında gerginliğin artmaması açısından başın çok fazla hareket ettirilmesini istemiyoruz. Yapılacak işleme göre küçük izler olabilir, ancak bunlar rahatsız edici değildir. Boyun germe ve alt yüz germe birlikte yapılıyorsa kulak arkasından, kulak içinden devam eden bir iz oluşabilir. Bu izin çok önemli bir belirginliği yoktur.
Anüs çatlaklarına ’botoks’lu tamir
(International Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Dursun Buğra)
Kronik kabızlık nedeniyle ortaya çıkan "Anal Fissür"ün (anüs bölgesindeki çatlaklar) tedavisinde, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de "botoks enjeksiyonu" uygulanıyor. Hareketsizlik, beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve gün içerisinde az su içilmesi nedeniyle kronik kabızlık gelişiyor. Dışkı sertleştiğinden, anüs bölgesinden çıkarken çatlaklara yol açıyor.
Botoksu makat etrafındaki iki sıralı kas kitlesinden içte olanına enjekte ediyoruz. Amacımız geçici bir süreyle hastanın çok fark etmeyeceği bir felç oluşturmak ve elde edilen gevşemeyle yaranın iyileşmesini sağlamak. İlk iki kademedeki tedavilerden ya da cerrahi tedavilerden yarar görmemiş hastalarda, botokstan yararlanmak mümkün.
Bu operasyonda, yüzde 60-70 civarında başarılı sonuç elde edilebiliyor, yaralar kapanıyor. Yaklaşık üç ay boyunca anal bölgede geçiçi gevşeme görülüyor, bu da yaranın iyileşmesi için yeterli bir süre...
Yarayı iyileştiriyorsunuz ama kişinin beslenme alışkanlıkları, hareketsizliği, kronik kabızlık süreci devam ederse yara yeniden açılabiliyor. Dışkının yumuşak çıkacak şekilde ayarlanması, hastaların eğitilmesi çok önemli... Sorunlarının ne olduğunu, hangi nedenlerle ortaya çıktığını ve hangi tedbirleri almaları gerektiğini iyi bilmeleri lazım...