Genç ahşap ustalarıyla evleri kültür karıncalarıyla geçmişi kurtaracaklar

Önce fotoğraf çektirmek istemedi. Sonra elindeki dosyaları önüme serip ‘Lütfen benden değil, vakıftan söz et’ dedi. Tek tek bugüne kadar gerçekleştirdikleri çalışmaları, seminerleri, yetiştirdikleri ahşap ustalarını, kültür karıncalarını anlattı.

Hep ‘biz’ diye başladı söze.

Sedir Cafe kapalı olduğu için gittiğimiz Ortaköy House Cafe’de bir saat oturdu oturmadı, alelacele bir salata yiyip, bir sonraki toplantısına yetişmek için koştura koştura gitti.

Kim mi?

Leyla Sürmeli...

Benim için Emel’in kızı, Cemal’in kardeşi, Cem’in eşi, Ahmet’in annesi. Ve tanıyan herkes için su katılmadık Sivil Toplum Kuruluşu meleği.

Boğaziçi İşletme Bölümü’nü bitirir bitirmez çalışma hayatına atılan, on küsur sene imalat sektöründe, bir o kadar da turizm ve otelcilik alanında çalıştıktan sonra iş hayatına nokta koyan ve kendini sivil toplum kuruluşlarına adayan Leyla...

Yıllarca Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nde gönüllü olarak çalıştıktan sonra geçen yaz yönetici olarak başka bir STK’ya, Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’na geçen Leyla...

Mükemmeliyetçi, sabırlı, çalışkan Leyla...

Sosyal hizmet dendi mi gözleri parlayan Leyla...

Paylaşmadan yaşamayı aklı almayan Leyla...

Bu satırları okur okumaz bana kızacağını, ‘Benden söz etme demedim mi’ diye azarlayacağını bildiğim Leyla...

Onu daha da kızdırmamak için iyisi mi ondan söz etmeyi kesip Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’na geçeyim.

KBGV, 4 Mart 2003 tarihinde akademisyen, işadamı, sanatçı, arkeolog, mimar ve sanat tarihçileri gibi değişik meslek gruplarından 148 kişinin bir araya gelmesiyle kurulmuş. Başkanı, gezmeyi görmeyi, gezip görürken öğrenmeyi seven insanların yakından tanıdığı bir isim: Fest Travel’ın sahibi Faruk Pekin.

Bilenler bilir: Faruk Pekin alanında bir tanedir. O da Boğaziçili. Üstelik mühendis. Hayatının herhangi bir döneminde mühendis olarak çalışıp çalışmadığını bilmiyorum ama turizme erken yaşta gönül verdiğini biliyorum.

Yıllar önce bir gün, yaşadığımız şehri yeterince tanımadığımızı fark ettiğimiz bir gün onun düzenlediği İstanbul turuna katılmış, çok geçmeden de müptelası olup çıkmıştık. Zeyrek, Galata, Haliç’i birlikte gezdiğimizi; sokak sokak, ev ev dolaştığımız mahallelere nasıl yabancı girip, aşina çıktığımızı hatırlıyorum. Günübirlik bir İstanbul turunda 86 ayrı güzergáhı olduğunu biliyorum. İstanbul’dan sonra önce Türkiye, ardından da dünya ülkelerine kültür turları düzenlediğini ve bu turlara katılanların ona ya hayranlık ya düşmanlık duyduğunu da biliyorum. Kültürel değerlerin ve kültür çeşitliliğin onun için ne demek olduğunu biliyorum.

Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’nı da bu yüzden kurduğunu tahmin ediyorum.

AHŞAP USTASI EĞİTİM PROGRAMI

Tek tek saymakla bitecek gibi değil. Onun için kurucu üyelerin hemen hepsinin yaşadığımız coğrafyadaki kültürel mirasa sahip çıkan ve bunu gelecek kuşaklara sağlıklı biçimde aktarmak isteyen insanlar olduğunu söyleyip, geçeyim.

Leyla’nın verdiği dosyada vakfın kurulma amacı;

- Kültürel ve doğal mirasa sahip çıkma,

- Çocuklara ve gençlere benimsetme,

- Koruma ve kurtarma,

- Arkeolojik çalışmaları ve müzeciliği teşvik etme,

- Tarihi eser yağmacılığına karşı mücadele,

- Türkiye tarihinin, arkeolojisinin ve sanatlarının yazılmasına, sergilenmesine destek olmak diye açıklanmış.

Peki ne yapıyorlar?

Çok şey. O da kurucu ortak isimleri gibi saymakla bitmez. İyisi mi iki tanesinden söz edeyim:

Biliyorsunuz; bundan yıllar önce UNESCO İstanbul’un tarihi yarımadasındaki kimi mahalleleri Dünya Kültür Mirası kapsamı içine almış ve bir süre önce de yeterli onarım çalışmaları yapılmadığı gerekçesiyle kapsam dışına çıkartabileceği uyarısında bulunmuştu.

Henüz çıkartmadı. Ama bekledikleri adım atılmadığı takdirde olacağı bu.

O adımın atılması için de örneğin Balat ya Zeyrek evlerinin asıllarına uygun olarak onarılması gerek. Bunun için elbette para lazım. Ama para bulunsa bile dert bitmiyor. Bir de, o evleri onaracak ustalar lazım ki onların da sayısı bilindiği üzere her geçen gün azalıyor.

İşte bu nedenle KBGV, Avrupa Birliği’nin desteklediği ve İŞKUR’un yürütücüsü olduğu yaklaşık 5 milyon euroluk ‘İşgücü Programı-Yeni Fırsatlar Hibe Planı’ çerçevesinde ahşap ustası eğitim projesini başlatmış.

Ahşap üzerine bir meslek lisesi mezunu ya da bir marangoz yanında en az beş yıl çalışmış olanlardan ilk etapta 60 genç seçmiş ve onları eğitmiş. Eğitimi tamamlayanlara, önceden saptanıp boşaltılan evleri onarma görevi verilmiş.

Amaç, vasıfsız insanlara vasıf kazandırmak, vasfı olanların da gelişimlerine katkıda bulunmak. Ama daha önemlisi, eski ustaların yerini alacak gençler yetiştirip İstanbul’un o güzelim sefertası evlerinin doğru onarılmasını, dolayısıyla da korunmasını ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak.

Fatih Belediyesinin tahsis ettiği ikinci derece tarihi eser iki ahşap ev işte eğitim almış bu gençler tarafından onarılmış ve sahiplerine iade edilmiş.

İSTANBUL KAZAN KARINCALAR KEPÇE

KBGV’nin ikinci önemli işine gelince.

Kendi de adı kadar sevimli bir proje: Kültür Karıncaları.

İlköğretim öğrencilerine yönelik bir çalışma bu.

Pedagog, eğitimci, psikolog ve rehberler bir araya gelmiş; çocukların yaşadıkları çevrenin farkında olan, bilginin gücüne inanan, kültürel değerlere sahip bireyler olarak yetişmeleri için neler yapabileceklerini düşünmüş.

Ortaya, pazar günlerini eğlendirirken değerlendirmek fikri çıkmış. Şimdi her pazar 15 kişilik karınca grupları halinde İstanbul’un üç bir yanına dağılıyorlar. Galata Kulesi’nden Yerebatan Sarnıcı’na, oradan Arkeoloji Müzesi’ne gidiyor ve geçmişe sahip çıkmanın gelecek kurmanın ilk adımı olduğunu öğreniyorlar.

Zaten KBGV’nin mottosu da bu: ‘Kültürel mirasına sahip çıkmayan kimlik sahibi olamaz’ diyorlar.

KBGV ile detaylı bilgiye www.kulturbilinci.org adresinden veya 0212 347 24 25 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları