Gazi’nin Şehir Gazinosu’na geldiği gece

İzmir’i severim. Yirmi dört saat yaşayan şehirlerdendir. Edebiyatımızda İzmir’i, İzmirliyi öven şiirin, kitabın çokluğu bunun kanıtıdır.

Reşat Nuri Güntekin, ünlü Çalıkuşu romanında Karşıyaka’da gezerken izlenimlerini yansıtır: ‘Burada ne güzel, ne eğlenceli bir hayat var. Gece yarısına kadar tramvaylar işliyor, havagazlarının yeşil aydınlığında ardı arkası kesilmeyen genç kafileler piyasa ediyor. Uzakta, denize allı, yeşilli ziyalar akıtan bir gazinoda, gitarla káh şen, káh mahzun havalar çalıyorlar...’

Ruşen Eşref Ünaydın, Ata’
nın İzmir’e tam 17 defa geldiğini belirtmiş.

Atatürk, bir akşam Körfez’e karşı içkisini yudumlarken bir Rum garsona şöyle demiş:

‘-Evládım, sizin Kral Konstantin, İzmir’e geldiğinde buraya uğrayıp böyle gurup zamanı rakı içti mi?

-Hayır Paşam!

-Öyleyse ne demeye İzmir’i işgál etmeye gelmiş!’

Lütfü Dağtaş’
ın İzmir Gazinoları - 1800’lerden 1970’lere kitabını okurken, bir kenti büyük oranda eğlence yaşamının belirlediği görüşünün doğruluğuna bir kez daha inandım.

Dağtaş, belgelerin, bilgilerin ötesinde gazino yaşamının da birinci elden tanığı. Zeki Müren’in sahneye çıktığı Manolya gazinosunun kapısında harçlığını çıkarmak için bilet kesicilik, yer göstericilik yapmış.

Batı Kültürünün Yoğurduğu Kent İzmir yazısında bir kentin ekonomik gücüyle, kozmopolit özelliğiyle, eğlence yaşamı arasındaki ilişkiyi bulabilirsiniz.

İzmir üzerine yazılan kitapların çoğunda, 19. yüzyıl başındaki ekonomik yeri, gücü yer alır.

Hiç kuşkusuz birçok gazino, eğlence yeri, eğlence biçiminin de niteliğini gösterir.

Attilá İlhan, Dağtaş’la söyleşisinde şöyle demiş: ‘Gávur İzmir’i yazdım ben.’ Zamanında 350 bin nüfusun yarısından çoğu, gayrimüslimmiş.

Attilá İlhan’ın, Haco Hanım Vay romanında kahramanların, sıklıkla uğradıkları yerlerin o zamanın eğlence yerleri olduğunun altını çiziyor, Dağtaş.

1900’lü yıllardan 1930’lu yıllara gelinceye kadar İzmir’in gazinolarında, lokantalarında yenilen yemeklerin listesi, bugün zengin bir sofranın tasviri anlamına geliyor.

İstanbul’un ünlü sazende ve hanendeleri (saz ve ses sanatçıları) İzmir’e gelirler.

Ancak İzmir’in gayrimüslim nüfusu da göz önüne alındığında, yabancı truplar, operetler, Batı müziğinin türlerinden revülerin tanınmış sanatçıları da buralara geliyordu.

İzmir, bu dönemde hem Türk müziğinin veya zamanın deyimiyle ince saz topluluklarının, hem de Batı müziği truplarının buluştuğu melez bir ortamdı.

Gazinocular verdikleri ilánlarda, neler verileceğini belirttikten sonra, halkın yemekleriyle gelebileceğini de ilave ediyorlardı.

NEZİH GAZİNOLARIN GÜZİDE İNSANLARI

O zamanlar İstanbul’da da -ki uzun süre devam etmiştir- yemekleriyle gelen ailelere hizmet veren, kır gazinoları bulunuyordu.

Gazino sahiplerinin bazı ilánlarda ekonomik duruma göre fiyat tayin ettiklerini de okuyoruz.

Örnek mi: ‘Üç kap yemek 35 kuruşa. Kemeraltı’nda Veysel Hamamı ittisalinde küşat edilen (açılan) İsmet Lokanta ve Gazinosu iktisadi buhranın neticelerini nazarı dikkate (göz önüne) alarak fiyatlarda büyük tenzilát yapmıştır. Ekmeği ve tatlısı ile birlikte üç kap yemek otuzbeş kuruşa verilmektedir. Geceleyin İzmir’in en mükemmel sazı İsmet Lokanta ve Gazinosu’ndadır’

Yeni bir gazinonun açılış ilánlarında yer alan kelimelerden sıkça kullanılan ikisi nezih ve güzide’dir.

Nezih gazinolara güzide insanlar gider. Üstelik yeni açılan gazinolar için yazılanlar, bugün bizi güldürebilir ama bir yandan da dönemin insan ilişkileri ve yaşama biçimi üzerine bilgi verir.

Zamanın en meşhur eğlencelerinden biri de garden parti’lerdir.

Önce yazlık, sonra kışlık olarak düşünülen Şehir Gazinosu’nun İzmirlilerin hayatında taşıdığı önem, kitapta bu konudaki alıntılardan anlaşılıyor.

Atatürk’ün ziyareti bakın nasıl anlatılıyor:

‘13.4.1934. Cuma Gazi Hz. dün konaklarında istirahat buyurdular ve akşam saat 19’da refakatlerinde bulunan zevat ile birlikte Şehir Gazinosu’na şeref verdiler. Burada saat 21’e kadar kaldılar. Sevgili Şef’in Şehir Gazinosu’nda huzuru bu saatte gazinoda bulunan vatandaşları çok sevindirdi. Zira Gazimizi bol bol görmek saadetine mazhar oldular. Reisicumhur Hazretleri, Şehir Gazinosu’nu beğendiler ve gazinoyu terk ederken uzun senelerden beri bu kadar güzel bir manzara karşısında bu kadar zevkli bira içmedim. Burası ömür bir yer, diyerek yüksek iltifatlarını izhar buyurdular’

Gazinoların değişimi, müşterilerin de değişmesiyle paraleldir. Hangisi hangisini biçimlendirir sorusunun yanıtını vermek mümkün değil.

Ancak 1950 sonrasında DP’nin kazanmasından sonra İzmir’den Ankara’ya gidenler bu değişimin bir bölümünü simgeliyorlar.

Gazinolardan iz sürerek İzmir’in bir yönünü daha tanıdık.

Orada yaşayanlar bir anılarını yoklasın, belki de güzel günleri yeniden anımsayacaklar.

KİTAPTAN

Halit Ziya’nın İzmir hatıraları

Bir aralık İzmir’e Gedikpaşa Sahnesi’nin döküntülerinden oluşmuş bir operet kumpanyası geldi. Oldukça dolgun bir repertuvar ile... Eserleri değerinde Türk sahnesinde hálá bir şeyler eklenemeyen Çuaciyan’ın ‘Leblebici Horhor’, ‘Arif’in Hilesi’, ‘Köşe Káhya’ çeşidinden üstün ve seçkin eserlerinden başka, gene Gedikpaşa Sahnesi’nde o zamanın ünlü Fransız operetlerinden çevirttirilerek, Paris’ten getirilen bir yönetmenin yönetimi altında sahneye konulan eserler vardı: Giroflee Girola, Orphee Aux Enfers (Orfe Cehennemde), Madam Ango’nun Kızı ve başkaları... Yalnız eklemeliyim ki bütün operet hatıralarımın arasında en çok yaşayan, bu ‘Madam Ango’nun Kızı’ eseridir. Ne zaman onu yeniden görmek imkán ve fırsatı çıktıysa, hiç kaçırmadım. İzmir’de Bekyan Kumpanyası’ndan onu, gene orada, Fransız kumpanyalarında kaç kereler gördüm.

Şehrimizin güzide hanımları

17 Eylül 1931 tarihli gazetelerden bilgi sahibi olduğumuz etkinlik Asarı Atika Muhipleri Cemiyeti’nin ‘Garden Partisi’dir: ‘İzmir Havalisi Asarı Atika Muhipleri Cemiyeti’nin garden partisi 24 Eylül Perşembe akşamı eski Türk Ocağı binasında yapılacak. Garden parti hakkında dün öğleden sonra Vali Paşa’nın riyasetinde bir içtima akdedilmiştir. Biletler şehrimizin güzide hanımları tarafından dağıtılacaktır.

DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİ

Lindsey Davis - Gümüş Domuzların Esrarı - Kitap

Mehmet Eroğlu - Adını Unutan Adam - Agora

Altan Öymen - Değişim Yılları - Doğan

Ali Duran Gülçiçek - Alevilik - Ethnographia Anatolica

Robert Graves - Yunan Mitleri - Say
Yazarın Tüm Yazıları