Formula 1 partileri cuma akşamı Hintli işadamı Vijay Mallya’nın yatında verdiği özel partiyle başladı. Çırağan Sarayı açıklarında demirlemiş yattaki partiye gitmeden önce sorup soruşturduk, kimdir bu Mallya diye.
Forbes Dergisi’ne göre Mallya 1.5 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zenginleri listesinde 664. sırada yer alıyormuş.
Ayrıca kendisi Kingfisher Havayolları’nın da sahibiymiş.... Çırağan’a doğru sürüklenirken tartıştığımız konu şuydu tabii: "Ayakkabılar çıkacak mı çıkmayacak mı?"
Çünkü milyarder işadamı güzelim yatı yıpranmasın diye ayakkabıların karada bırakılmasını rica etmiş davetlilerden. İsteyene de yata girerken çorap verileceğini belirtmiş.
"Türk’üz, nasıl olsa bir yolunu bulur çıkartmayız ayakkabıları" diyorduk, ama yanıldık. Basbayağı girişe ayakkabı vestiyeri kurmuşlar. Ayakkabınızı alıp kırmızı renkli şık bir torbanın içine koyup numara veriyorlar.
Sonra da çoraplı vaziyette yata geçiş yapıyorsunuz.
Neyse, ayakkabıları karada bırakıp yata girdik ve etrafı incelemeye başladık.
Selim (Yalın) dedi ki, "Bak şurada private (özel/hususi) bir bölüm var, kimseyi almıyorlar, hadi oraya girmeyi deneyelim".
Denedim, ama ı-ıh, kapıdaki gıcık görevli içeri almadı bizi. Orası tamamen Hintli kaymak tabaka doluydu zaten.
Selim, "Hintlilerin kast sistemi burada da işliyor" diye dalga geçti.
Peki kimleri gördük? Burcu Esmersoy’un ayrılmak üzere olduğu eşi Massimo Cusimano, Hande Ataizi, Tuvana Büyükçınar ve yabancı bir kitle, en jet-set/pet-set olanından...
Bu arada gruptaki bir arkadaşımızın çişi geldi çok fena. Tuvalette ise upuzun bir sıra var. Bizimki karaya çıkana kadar sabretti, ama sonradan duyduk ki yata/denize işeyenler olmuş. Olur canım o kadar...
n TARKAN’LI FORMULA PARTİSİ
Cumartesi akşamı ise Reina’da resmi Formula 1 partisi vardı. Saat 23.00 gibi sahneye Tarkan çıktı. İspanyol paça jean pantolon, siyah parıltılı bir tişört ve beyaz bir deri montla çıktı sahneye Tarkan. Saçlarını diken diken yapmış, fazla kabartmıştı. Pek yakıştığını söyleyemem.
Neyse ki bunu sahneye çıkmadan önce kulise gittiğimde söylemiştim, şu an arkasından yazmıyorum yani.
Tarkan’ın dört şarkısını dinleyip çıktım Reina’dan. Koç Müzesi’ndeki diğer partiye gitmek üzere... Ah bir de yeni şovlar/danslar bekliyorum Tarkan’dan. Neden olmuyor, nedennn?
n VE KOÇ MÜZESİ’NDEKİ ŞAHANE PARTİ
En iyi Formula partisiydi desek abartılı olmaz. Selim Hamamcıoğlu’nun her yıl yaptığı geleneksel parti Kız Kulesi yerine bu kez Koç Müzesi’ne taşınmış, gayet iyi olmuş. Müzeyi daha önce gezenler bilir. Kapıdan girdikten sonra geniş bir alan vardır. İşte orası baştan aşağı dekore edilerek nefis bir parti mekanı olmuş.
Avizeler, ortaya koca bir bar, beyaz koltuklar, localar ve tabii halka şeklinde yapılmış dev dj kabini. Haliyle herkes oradaydı: Özlem Önal’lar, Derin Mermerci’ler gibi cemiyet simaları...
İlerleyen dakikalarda Galerist’te açılan sergisi için şehirde olan ünlü moda fotoğrafçısı Juergen Teller bile geldi. Ece-Arslan Sükan kardeşlerin yanından ayrılmadığı Teller, nedense fazla cool ve mutsuz görünüyordu.
’Liseli prezervatif’ meselesi
Prezervatif promosyonlu dergiyi sınıfa getirdi diye okulundan atılan Can Duran olayıyla ilgili Saint Michel öğrencilerinden ilginç mailler geldi. İlginç, çünkü olayın Can’ın anlattığı gibi gerçekleşmediğini söylüyorlar. Ve okullarını savunuyorlar.
Her ne kadar okul yönetiminden hiçbir açıklama gelmese de, öğrencilerin maillerinden bazılarını yayınlayarak bu kondomlu meselenin "karşı görüş" tarafını da halletmiş bulunuyoruz, buyrun...
n "Bize de prezervatif lazım diyen bir hoca yoktur ve bu suçlamayı yaptığınız öğretmen böyle bir şey dememiştir. Evet Can Duran okula içinde hediye prezervatif olan bir dergiyle gelmiştir. Derginin içinden çıkan prezervatifi lise sonda okuyan kız arkadaşımızın kafasına atıp, ’Al ihtiyacın olur, sevgilinle kullanırsın’’ demiş ve kızın şikayeti üzerine okuldan atılmıştır.
İhtiyaç kelimesi sadece Can’ın ağzından çıkmıştır" (Miray G.)
Hemen araya girmem lazım. Bir kere öğretmeninizi ben suçlamıyorum. Gazetelerde bu sözlerle çıktı haber. Ben onun üzerine yorum yazdım. Ve bildiğim kadarıyla hocanız da bu demeci yalanlamış değil.
n"Bu öğrenci bir kız öğrenciyi sürekli cinsel anlamda taciz ediyor, yönetim ise öğrencinin bu şekilde okulda eğitimine devam edemeyeceği konusunda veliyi kimbilir kaçıncı kez uyarıyor... Sonuç olarak olay, prezervatif konusundan bağımsız, hatta konunun prezervatif meselesiyle alakası dahi yok". (Can E.)
n "Can Duran promosyonlu bir dergi getirmiş olabilir, problem onun getirmesi değil. Derste prezervatifi çıkarıp oynamasıdır. Sizce derste prezervatifle oynamak normal bir davranış mıdır? Bardağın taşma noktası bu olmuştur.
O dergiyi çantasında tutsa böyle birşey kesinlikle olmazdı. (Nazlı)
Yine araya gireceğim. Can’ın avukatı filan değilim, ama hepimizin böyle fırlamalıkları olmuştur, normal ya da anormal, prezervatifle derste oynamak da bu kapsamın içine girebilir.