Ferai Tınç: Türk coğrafyasında, bu kafayla asla






Ferai TINÇ
Haberin Devamı

ESKİ bir bakanı ABD'de cezaevinde bulunan bir Türk olarak övünemez, güvenemez ve çalışamaz bir haldeyim.

İNSAN, ayna olmadan kendisini göremez. Kendini tanımanın yolu bir ayna bulmakla başlar.

Onlar da bizim aynamızdı. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra kucaklaştığımız coğrafya. Türk dilli ülkeler coğrafyası.

Biz de onların aynası olduk. Kendilerini aradılar bizde.

Ne gördüler?

Üç kağıtçılık, yolsuzluk, vurgun, arkadan dolap çevirme, el verir gibi yapıp kolunu almaya kalkışma.

Şimdi, isyan ettiğinizi duyar gibi oluyorum. 'O kadar da değil' diyorsunuz.

Evet o kadar.

Çünkü bu ülkelerle ilişkilerde ya MHP'nin en kirli kanalları ya da Fetullahçı 'ilişki ağı' etkili oldu.

Şeffaf olmayan, denetim dışı kanallar.

Her ikisi de en büyük zararı ilişkilere verdi.

* * *

AZERBAYCAN ve Orta Asya Cumhuriyetleri'nin bağımsızlıklarından bu yana on yıl geçti.

İlk yılların heyecanıyla bu bölgelere akın eden girişimcilerin çoğu, yenilgiyle geri döndü.

Onlar büyük paralar kazanacaklarını umdular, ama öyle olmadı.

O ülkelerdeki rüşvet çarkı birçok küçük yatırımcıyı bezdirdi.

Vurguncular ise, volelerini vurup geçip gittiler.

Yerel yolsuzluk sistemlerinin bir parçası haline gelenler de oldu.

Ancak çok az sayıda yatırımcı, kalıcı işlere girebildi. Çok uluslu ortaklıklar ise en sağlamları oldu.

Siyasette de öyle. Kapkaçcı zihniyet öne çıktı hep. Günlük politikalar ağır bastı. Kişilere bağlı ilişkiler, ağabey-kardeş muhabbeti yetmedi.

Rusya ile ortak geçmişlerini ve bunun sonuçlarını hesaba katmayan Türkçülük hayalleri tutmadı.

Liderlerin kişilikleri belirledi ilişkileri.

Bu sadece Türkiye açısından değil karşıdakiler için de çok olumsuz sonuçlara neden oldu.

On yıl geçmesine rağmen, ancak bir arpa boyu yol alındıysa eğer bunda Türk dilleri coğrafyasındaki ülkelerin tek adam sistemlerinin ve o 'tek adam'ların da hataları var.

Onlar da kişisel ilişkileri tercih ettiler.

Türkiye'nin o ülkelerdeki temsilcilerini atlayarak resmi olmayan kanallara itibar ettiler.

* * *

TÜRK Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi'nin 7'incisi bu yıl Türkiye'de toplanıyor. Bu ülkelerin liderleri 26-27-28 Nisan'da, yani bu hafta İstanbul'da bir araya geliyorlar.

Geçen yıl Bakü'deki toplantıya Özbekistan ve Türkmenistan liderleri katılmamışlardı.

Genelde Rusça konuşulan Türk Dili Zirvesi'ne, bu yıl katılımın tam olması bekleniyor. Son anda bir aksilik olmazsa, biri diğerine her hangi bir nedenle kızmazsa tabii. Toplantının Türkiye'de yapılıyor olması sağlıyor bu katılımı.

Bağımsızlığın onuncu yılında Türk coğrafyasını, gözlerimizi kendi içimize çevirmeden değerlendirmek mümkün değil.

Bizim ne yapmamız gerekiyorsa, onların da ihtiyacı bu. İlişkilerin sağlam temellere oturmasının anahtarı da orada, ekonomik ve siyasi reformları hayata geçirip demokratik ve şeffaf toplumlar olabilmede yatıyor.

Gerişi fasa fiso.

'Demokrasiye geçmek için daha erken, önce güçlenelim' formülleri, 'Büyük lider, büyük millet' pompalamaları sadece ve sadece karanlık çetelere ve onların talan sistemlerinin ayakta kalmasına yarıyor. O kadar.

Yazarın Tüm Yazıları