Federasyon, kaosu daha da artırdı...

Şimdiye kadar böylesine bir karmaşa ile karşılaşmış mıydık, bilmiyorum. “Demirören federasyonu” öylesine bir karar aldı ki, kimseler anlayamadı. Daha da kötüsü bu karar, beceriksizliklerinden dolayı, Türk futbolunu felekate itiyor.

Haberin Devamı

Bugün çok önemliydi.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) nihayet şike konusunda bir karar alacaktı.

Yıldırım Demirören iddialıydı. Federasyon başkanı olduktan sonra işleri düzene sokacaktı.

Sonunda karar açıklandı.

Haber sayfalarında okuyun. Eğer anlayabilirseniz sizi alnınızdan öperim.

TFF herhalde bugüne kadar böylesine tehlikeli, Türk futbolunun uluslararası sahalardan uzaklaşmasıyla sonuçlanabilecek başka bir karar almamıştır.

Tam bir kaos...

Tam bir karmaşa yaratıldı...

Şu anda en büyük tehlike, UEFA’ nın ve FİFA’ nın bu karara bakıp harekete geçmeleridir.

TFF, bu kararıyla, uluslararası koşulları görmezden geldiği gibi, UEFA ve FİFA’ yla da adeta dalga geçiyor. Daha da ileri gidiyor ve GS dahil  olmak üzere 15 kulübü disiplin kuruluna yolluyor. Anlayacağınız gibi, şark kurnazlığı yapıyor. Kurunun yanında yaşı da  ateşe atıyor.

Haberin Devamı

Son derece tehlikeli bir oyuna giriyor.

“Demirören federasyonu” bu yaklaşımıyla ne yapmak istediğini ya gerçekten bilmiyor veya biliyor ve kendini korumaya çalışıyor.

ANLAŞILDI, 28 ŞUBAT GENİŞLETİLECEK ...

28 Şubat soruşturmasının, Ergenekon gibi dal budak sarmasının sakıncalarına inananlardanım. Örneğin medya  mensuplarının "Sen bu manşeti nasıl atarsın, bu yazıyı nasıl yazarsın?" gerekçeleriyle yargılanmalarının fikir özgürlüğüne aykırı olduğunu ve bu davanın “Cadı avına” dönmemesi gerektiğini yazdım.

Şimdi bakıyorum, genel hava tam aksine bu soruşturmanın genişletilmesinden yana esiyor.

Hem de, sadece suç işleyenler değil, 28 Şubat sonrasında patlayan ekonomik kriz sırasında döviz alış verişi ve faizden büyük karlar yapan özel sektör de işin içine sokulacak.

Başbakan' ın Müsiad konuşması, bu konuda savcılara açıkça mesaj doluydu. "Suç duyurusunda bulunuyorum" dedi . Savcıların şimdi kalkıp "O sözler Başbakan' ın kişisel görüşleridir, bizi bağlamaz..." diyebileceklerini sanmıyorum.

28 Şubat başta olmak üzere, bundan önceki darbelerin tümünü askerin üstüne yıkıp, sadece onları cezalandırmanın haksızlık olacağını da biliyorum. Askeri kışkırtan, yardım eden sivil kesimlerin hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam etmelerine de sinirleniyorum.

Ancak bu işin sonu yok ki...

Haberin Devamı

Ergenekonlar birleşti ve yüzlerce sanıklı, milyonlara varan sayfalarıyla iddianame ve ek delillerle karşımıza muazzam bir dev çıktı. Böylesine karmaşık, pamuk ipliğine bağlı ve soyut deliller arasında gerçekleri bulabilmenin zorluğu ortada.

Şimdi bir yeni dev daha yaratmak üzereyiz.

Suçlular tabii ki yargılansın.

Buna kimseler karşı çıkamaz.

Ancak işi basitleştirmek varken, neden içinden çıkılmaz bir duruma sokuyoruz, anlayamıyorum.

DOĞRU , İYİ Kİ VARSIN ORHAN PAMUK...

Ne kadar hoyrat bir toplumuz değil mi?

Elimizdeki değerleri hemen paralayıp yok etmeye çalışıyoruz.

Neden?

Kimle farklı düşünürsek, onu yerden yere vurma alışkanlığımızdan...

Orhan Pamuk' u kaçırmaya çalıştık, O yine de direndi. Bizi bırakmadı.

Haberin Devamı

Fazıl Say direnmeye çalışıyor, ancak bazen tepesi atıyor.

Bu alışkanlığımız yeni de değil. Geçmişte, Necip Fazıl Kısakürek' ten tutun da, Cumhuriyet’ i kuranlara ters düşen tüm düşünürlerin uğradıkları eziyeti hatırlayın.

Orhan Pamuk, geçen Cuma yakın dostlarını Masumiyet Müzesi’ nin (Firuzağa Mahallesi, Çukurcuma Caddesi, Dalgıç Çıkmazı, No: 2 Çukurcuma / İstanbul.  0212 252 97 38 ) açılışı için verdiği davette kucakladı. Ana haber denilen derdimi bırakamadığımdan dolayı gidemedim ve nasıl üzüldüm, tahmin edemezsiniz.

Orhan Pamuk benim için son derece önemli bir insan. Tanımaktan gurur duyduğum kişilerin başında gelir. Dünyasını ve görüşlerini paylaşmaktan daima keyif almışımdır.

Haberin Devamı

Davetin ertesi günü yazıları okuyunca memnun oldum. Onu yanlız bırakmamıştık. Azınlıkta da olsak, hakkını vermiştik. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay' ın da orada olması hepimizi mutlu etti. Zaten Günay' dan da başka türlüsü beklenmezdi.

Hasan Cemal' in yazısındaki başlığı çok beğendiğim için aldım: İyi ki varsın Orhan Pamuk...

Tüm düşünürlerimiz, sanatçılarımız, bilim insanlarımız; ne kadar farklı düşünürseniz düşünün, sizler de İyi ki varsınız...

KİTAP KÖŞESİ

KONGAR’DAN ABD VE SİYASAL İSLAM

Emre Kongar’ ın Amerika Birleşik Devletleri ve Siyasal İslam’ ı incelediği son kitabı adeta güncel gelişmeleri aydınlatıyor. Kongar’ ın Remzi Kitabevi’ nden çıkan “ABD’nin Siyasal İslam’ la Dansı” adlı kitabı önce “Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP)” ardından “Arap Baharı” ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da neler olduğunu anlatıyor. ABD’nin bölge ülkeleri için nasıl bir yönetim tarzını öngördüğünü, İslam alemi ile ABD’ nin ilişkileri açısından irdeliyor. Kitap Türkiye’ nin bu gelişmelerde nerede durduğunu, Ak Parti’ nin  “Ilımlı İslam” modelinin ve “Model olma” seçeneğinin ne anlam ifade ettiğini değerlendiriyor. Konu hakkında çalışmak isteyen araştırmacılar için de son derece önemli belgeler Kongar’ ın son kitabında. (www.remzi.com.tr)

Yazarın Tüm Yazıları