Eşitlik hakkından vaz mı geçeceğiz

AVRUPA'nın sağcıları Türkiye'ye tam üyelik değil, özel bir statü verilmesinden yana olduklarını açıkladılar.

Avrupa Parlamentosu'ndaki Hıristiyan Demokrat Grup, Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye'ye tam üyelik müzakereleri için tarih verilmesine karşı çıkıyor.

Aslında Avrupa Parlamentosu kararlarının yaptırım niteliği yok. Zaten bu görüş de Hıristiyan Demokratları bağlıyor.

Ama önümüzdeki dönemde Avrupa'da sağın güçleneceği hesaba katılırsa, bu görüşün yaygınlaşması ihtimal dışı değil.

Türkiye'de de aynı görüşü paylaşanlar var. ‘‘Bizim özel koşullarımız var, Kopenhag kriterlerine uyamayız, ama Avrupa Birliği'nden uzaklaşmak da istemiyoruz’’ diyenler özel statü önerisine sıcak bakıyorlar.

* * *

HÜKÜMET sorun haline geldikçe, AB'ye üyelik yerine özel statü ile yetinmekten yana görüşler ağırlık kazanıyor. Ne olursa olsun yeter ki hükümet devam etsin.

Artık sorun, Başbakan'ın rahatsızlığının ötesine geçti. Koalisyon Hükümeti, Türkiye'nin önünü tıkıyor.

Bahçeli'nin dediği gibi ‘‘Başbakanın son günlerini yaşıyor olması’’ndan kaynaklanmıyor sorun. Hükümet sarsılmasın diye, Mesut Yılmaz da hız kesti.

Dün gazetelerden okuduk, kurmaylarıyla yaptığı görüşmede, ‘‘Ben Kopenhag'ı ayarladım’’ demiş. İdam cezasını kaldırarak, bir iki kozmetik değişiklikle Kopenhag'da tam üyelik görüşmeleri için tarih alınacağı beklentisini yaymaya başlamış çevresine Yılmaz.

Bu mümkün mü? Değil. Çünkü, Kopenhag kriterleri bir bütün. Yılmaz bunu herkesden daha iyi biliyor.

Ekonomik ve siyasi kriterleri ile bir bütün Kopenhag kriterleri. Bir medeniyet projesi. Ne idam cezasının kaldırılması tek başına bir şey ifade eder ne de düşünce özgürlüğünün önündeki engeller yarım yamalak düzenlemelerle kalkmış sayılır.

Ama, şimdi bunun tersi bir beklenti pompalanıyor.

Yeter ki hükümet dağılmasın!

Başbakan Ecevit'in sağlık durumu bahane. Sorun başka yerde.

Hükümeti korumak Türkiye'nin en öncelikli sorunu haline geldi. Esas sorun bu.

* * *

KISA vadeli çıkarların öne geçtiği bir süreçte, Avrupa sağının Türkiye için ‘‘özel statü’’ önerisi kulağa hoş gelebilir ama işimize gelmez.

Çünkü, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme hedefi bir hak mücadelesi. Gümrük Birliği Anlaşması ve Helsinki kararları ile pekişen bir hak bu.

Neden bu hak mücadelesinden vaz geçilsin? Neden özel bir statü ile yetinilsin?

Neden Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleri ve yeni giren ülkelerle eşit haklara sahip olmaktan vaz geçsin?

Avrupa Birliği çıtasını göğüslemeye nefesi yetmeyenler yüzünden Türkiye neden bir feragat tercihi ile karşı karşıya kalsın?
Yazarın Tüm Yazıları