Enis Berberoğlu: Krizin siyasi sonucu: Tasfiye






Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

AĞZI açık ayran budalası gibi Devlet Bakanı Kemal Derviş'i izlemenin alemi yok... Bakan Kemal Derviş Beyaz Saray bahçesinde ağzıyla kuş tutsa bile ne Avrupa ne de ABD henüz somut mali destek vermeye niyetli değil...

Pardon ama neden versinler ki?

Asıl krize giren ekonomi değil siyaset...

Üstelik yabancılar müflis politikacıya erken seçim için cep harçlığı ödemeyecek kadar iyi tanıyorlar bu ülkeyi...

O yüzden ne kadar ekmek, o kadar köfte.

Ne kadar reform, o kadar para... Yani 10-12 milyar dolar.

Vaziyet bu, gerisini neşemiz bilir.

* * *

Krizin fay hattına dizili antenlerin dili ortak...

Başta TÜSİAD olmak üzere iş dünyası sandıktan 1975 model Hür Teşebbüs Konseyi kostümlerini çıkarmaya hazırlanıyor, siyasi muhalefet yakındır.

Esnaf ucuz krediyi, hayat standardı usulü vergiyi bir yana koymuş, bakan sayısı, siyasi partiler yasası değişikliğine kafa yoruyor. Türk-İş Başkanı Bayram Meral, ‘‘kamuda erken emeklilik’’ önerisine karşılık ‘‘Kusura bakmayın ama biz de 550 milletvekilini çok görüyoruz’’ diyor...

Hani sayın vekiller cennet ülkemize yayılmaya bir cesaret edebilse...

Kaçı Ankara'ya tek parça geri dönebilir, tahmini giderek zorlaşıyor.

* * *

Devalüasyon kararının üstünden bir ay geçti...

Yüzlerce iktisatçı yazdı, çizdi, konuştu...

Kur çıpası sistemini eleştirene pek rastlamadık.

Hatta aksine hepsinin ortak hükmü devalüasyon kararının yanlışlığı...

İnternet üzerinde faaliyet gösteren Ekonomistler Grubu krizden çıkış için bir program hazırladı... Yedi maddede özetledikleri önerilerine dayanak olarak seçtikleri siyasi analiz dikkate değer:

‘‘Bir istikrar programının en önemli denge noktası, o programın kalıcı ve kendi dinamikleri üzerinde durabilmesidir. Ekonomik program bu bağlamda mümkün oldukça siyasetten uzak tutulmalıdır.

Bu programdan önce hazırlanmış olan programların takıldığı nokta üstte değinilen husustur. Bu programın diğerlerinden farklı olması, iktidar değişikliklerine karşı dayanıklı olmasını gerektirmektedir.

Bu durumda programın devlete veya hükümete mal edilmesi yerine toplumsal proje olarak algılanması programın sürekliliği bakımından çok önemlidir.’’

(Kaynak: www.yahoogroups.com/group/ekonomistler)

* * *

Herkesin merakı Devlet Bakanı Kemal Derviş'in vaatlerinin ne kadarına siyasilerin geçit vereceği... Müflis siyaset öylesine büyük açmazda ki;

Derviş başarırsa gidecekler, başaramazsa yine gidecekler...

26 yıl önce genç Derviş'i bulup Bülent Ecevit'in danışmanlığına getiren Profesör Besim Üstünel benzetme ve kıyaslama yoluyla tahmini geçersiz kılacak ipucunu veriyor: ‘‘Atilla Karaosmanoğlu diyorsunuz, 12 Mart müdahalesinden sonra işbaşına geldi... Turgut Özal 12 Eylül ürünü... Oysa Kemal Derviş demokratik sistem kuralları çerçevesinde görev aldı...’’

* * *

Bu satırları kaleme alırken göz ucuyla ANAP ve MHP arasında lider düzeyine tırmanan söz düellosunu izledik...

Hatta MHP'nin tavrında sadece küçük ortak ANAP'a değil, dördüncü ortak sayılan Kemal Derviş'e de tepki sezdik... Eğer hükümet aklını başına toplamamakta ısrar ederse, yeni kriz için gün saymaya hazırlanın...

Batan bankalar, şirketler... Kim ödeyecek dersiniz?

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince yanıtlıyor:

‘‘Bankacılık sisteminden daha fazla banka eksilmesin istiyoruz. Sistemden eksilen her banka vergi mükellefinin sırtına gelmektedir.’’

Eğer verginizi ödüyorsanız, hesap sorma zamanı yaklaşıyor.

Aksi halde hesabı size çıkarıyorlar, haberiniz olsun.

KARŞI GÖRÜŞ-KATKI

‘‘Bugün gazetede yazdığınız yazınıza karşı görüş-katkı anlamında, Sayın Yaşar'ın şirketler topluluğunu bugünkü zor duruma düşürmesindeki temel nedenler: 1) Rahmetli Vehbi Bey'in aksine, vizyon sahibi, dürüst, çalışkan yöneticilerini yanında uzun süre tutamaması 2) Sürekli borçlanmaya dayalı büyümeyi tercih olarak kullanması olarak özetlenebilir. Sn. Yaşar'ın bugün pişmanlık duyması çok geç ve acıdır. Çünkü, Ege'nin bir zamanlar bu güçlü grubuna benim gibi yıllarca emek vermiş, ciddi ölçülerde katkılarda bulunmuş insanlara, yöneticilere ve çalışanlara büyük üzüntü vermektedir.’’

(Şerif Demirağlar)

Yazarın Tüm Yazıları