Enis Berberoğlu: Kemal Derviş'e en hakiki yardım






Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Sakın kimse yanlış anlamasın, Kemal Derviş'e muhalif değilim... Türkiye'nin Kemal Derviş çapında yetiştirdiği uluslararası isim sayısının ne kadar az olduğunun bilincindeyim...

Siyasi kalite irtifasının farkındayım.

‘‘En azından denemiş oldum’’ demek isteyen her entellektüel meydan okumanın arkasındayım...

Ne var ki Kemal Derviş hakkında yerel efsaneler yaratmanın, romantik yazılar döşenmenin ‘‘hakiki yardım’’ olduğuna kesinlikle inanmıyorum.

Bu tür takıyye taktikleri olsa olsa kısa vadeli amaçlar uğruna Kemal Derviş'in sırtından halkı kandırma çabaları sayılmalıdır...

* * *

Kemal Derviş'e ve dolayısıyla ülkenin ekonomik krizden çıkmasına gerçekten yardım etmek isteyenler geçen hafta yaşanan iki çarpıcı örneği hatırda tutmalıdır...

1) Başbakan Bülent Ecevit'in tam da Kemal Derviş'in kritik Washington ziyareti sırasında matbuatı toplayıp ‘‘IMF çağdışı, bundan böyle her söylediklerini yapmayacağız’’ diye rest çekmesi (sonra lafı çevirse de) bu kuruluştan para isteyen ekonomi bakanına acaba ne ölçüde yardımcı oldu?

Kemal Derviş'i yere göğe sığdıramayanlar neden Ecevit'i uyarma/eleştirme zahmetine katlanmadı?

2) Kemal Derviş'in statüsü, dolayısıyla gücü belli... Hazine ve Ziraat ile Halk Bankası Derviş'e bağlı, SPK , Merkez Bankası ve BDDK ilgili kuruluş... MHP'li Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, ‘‘Telekom'u yok pahasına sattırmak isteyenlere karşıyım, alınlarına yumurta yerler’’ muhalefetini kaldığı yerden sürdürüyor... Yine MHP'nin elinde bulunan Emlak Bankası'nın durumu karışık... Kemal Derviş hangi siyasi güçle banka tasfiye edecek, Telekom ve THY'yi satacak... Kemal Derviş'i sevme ve kollama derneğinin makul yanıtı varsa dinlemeye hazırız.

* * *

Her kriz döneminde olduğu gibi cahil cesareti hortladı galiba...

Dolayısıyla sizler için zaten malum olsa da kısa durum tespiti zorunlu.

Türkiye yakın tarihin en ağır krizlerinden birine girdi...

Ne kadar yetenekli olursa olsun Kemal Derviş'in arkasına saklanmak bu gerçekten kaçmamıza yardım etmez.

Bu mesele cesaret değil bilgi işidir...

14 ay süreyle toplumun her kesiminin elinden geldiği ölçüde desteklediği ekonomik programın çöpe gitmesinin sorumluluğu iki bürokratla sınırlı tutulamaz... Başta üç siyasi lider olmak üzere hükümetin tamamı bu fiyaskonun hesabını vermelidir...

Dolayısıyla hem Kemal Derviş'i, hem de bu hükümeti sevmek olmaz...

Çünkü hatasından ders çıkarmayan (çıkarmak da istemeyen) siyasiler Derviş'in programının önündeki en büyük engeldir...

Sadece Kemal Derviş'i sevmekle de olmaz, çünkü bakanın siyasi gücünü abartmak hayalciliktir...

Demek ki işin sırrı muhalefette muhterem!

Kemal Derviş'e en hakiki yardımın yolu hükümeti muhalefetle yıldırıp yeni ekonomik paketi kabul etmeye zorlamaktan geçer...

Yoksa yeni bakanı müflis aile fotoğrafına zorla monteye uğraşmak sadece Derviş'e değil, bu ülkeye de ihanettir.

KARŞI GÖRÜŞ-KATKI

‘‘Sayın Kemal Derviş'in Türkiye'ye gelişi öncesi ve sonrası yazılarınızda ve katıldığınız TV programlarında sizin gibi tecrübeli bir gazeteciyle bağdaştıramadığım ölçüde ön yargılı olduğunuzu görüyor ve üzülüyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse üzüntünün de ötesinde biraz da kızıyorum size, sebebini açıklayayım. Türkiye'de kendi görüşünde olmayan, farklı düşünen, davranan ve yaşayanlara tahammülü olanların sayısı o kadar az ki... Bize benzemeyene, bizim değerlerimize sahip olmayana ve bize karşı çıkana saldırmaya ne kadar da hazırızdır çoğumuz. Çünkü her türlü görüşe ve eleştiriye açık olmak, pozitif yaklaşabilmek her şeyden önce kendine güvenin, kendisiyle barışık olmanın belirtisidir.

Son zamanlarda Sayın Derviş'le ilgili yazı ve yorumlarınızın üzüm yemekten çok bağcı dövmek eğiliminde olduğunu düşünüyor ve size biraz da kızıyorum. Çünkü siz yukarıda anlatılan çoğunluğa değil kendine güvenli, yermeden yapıcı eleştirebilen azınlığa ait olmalıydınız benim gözümde... Bu konuda özeleştiri yapabileceğinizi ümit ediyorum yine de ve bunun sonucunu da şuradan anlayacağım: 1) Bana katılmıyorsanız önerim, ‘‘Karşı Görüş-Katkı’’ köşesinin başlığını ‘‘Katkı Köşesi’’ olarak değiştirin, çünkü ben pek karşı görüşe rastlamıyorum orada. 2) Bana kısmen de olsa katılıyorsanız, önerim başlığınızı değiştirmeyin, ama arada sırada da olsa bu başlığın hakkını verin lütfen.’’

(Zeynep Calin Da Silva)

Yazarın Tüm Yazıları