Enis Berberoğlu: Iğdır'ın sınır ticareti refahı

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler açıkladı: Hükümet sınır ticaretinde sıkıyönetime hazırlanıyor.

Bakan Keçeciler, 300 milyon dolarlık ithalata (petrol hariç) karşılık sadece 16 milyon dolarlık ihracat rakamından yakındığına göre sınır ticaretinde teşvik değil yasaklar beklemek gerekiyor.

Zaten Keçeciler de sınır ticaretinde bir daralma olacağının işaretini veriyor: ‘‘Bu sınır ticareti, sınır ticareti olmaktan çıkmıştır. Halbuki sınır ticareti, sadece sınırdaki ilin ihtiyacını karşılamak amacıyla ufak tefek alışverişleri öngörmektedir. Biz konuyu incelediğimiz zaman, o illerin ihtiyaçlarının çok ötesinde birtakım malların sınır ticareti yoluyla girdiğini gördük. Sınır ticaretinde vergi ödenmediği için orada bir vergi kaçağı vardır, bir haksız kazanç vardır, haksız rekabet söz konusudur.’’

* * *

Bu köşeye arada sırada bile olsa göz atanlar, Habur'daki petrol ticaretinden pay alan PKK'lı veya üniformalı çetelerle ilgili yazıları herhalde hatırlar... Ama bu dönemsel kötü örneklerden yola çıkarak sınır ticaretini iğdiş etmenin álemi yoktur...

Sınır ticaretiyle Türkiye'ye yılda 4.5 milyon ton motorin, bir milyon ton benzin, miktarı belirsiz fuel-oil taşındı durdu. Devletin vergi kaybı bir-iki milyar dolar düzeyinde hesaplandı. Bu ticaret daha geçen ay düzene kavuşturuldu. Milyar dolarlık ticarete gücü yetmeyen hükümet, 300 milyon dolarlık, muz, karides ve meze alışverişini anlaşılan dişine göre buldu, o yüzden celallendi.

* * *

Sınır ticareti sadece rakamlardan ibaret değildir. Coğrafi ve etnik bağların doğal sonucudur... Örneğin Iğdır ve Erivan arasındaki sınır ticareti 1920 yılında da vardı. Erivan'a pamuk, yün ve canlı hayvan satılır, karşılığında gaz yağı, şeker ve manifatura gelirdi. Bu ticaret bağı 1939 yılında Sovyetler Birliği tarafından kesildi.

Iğdır'ın Ümit (Dilucu) kapısının yeniden sınır ticaretine açılması için 1993 yılına kadar beklenmesi gerekti. Ve Doğu Anadolu'da hemen her ilin nüfusu azalırken Iğdır'ın merkez nüfusu ikiye katlandı.

Servet Karabağ'ın ‘‘Sınır Ticareti ve Iğdır Örneği’’ başlıklı makalesindeki özet bilançoyu aktaralım isterseniz:

Dilucu gümrük kapısının açılması ile başlayan ticaret ve rahat giriş çıkışlar, her iki tarafta da çeşitli iş imkánlarının oluşmasını sağlamıştır. Bu iş imkánlarının başında kamyonlarla petrol taşınması, yörede ticaret yapacakların ihtiyaçlarına yönelik otel ve yeni işyerleri ile şirketlerin kurulması sayılabilir.

Örneğin yörede, 1993 yılında 9 büyük ticari şirket olmasına karşılık, 1997 yılında şirket sayısı 55'e çıkmıştır. Bu da yöre ticaretinin boyutlarını göstermesi açısından önemlidir. Ayrıca, yörede petrol istasyonlarının çokluğu dikkati çeker. Iğdır il merkezi ile Dilucu sınır kapısı arasındaki 65 km'lik yolda 32 petrol satış istasyonunun bulunması ilginçtir. Aynı şekilde sınırdan Nahcivan'a geçildikten sonra, yaklaşık 10-15 km içeride de petrol depoları şeklinde tanklar ve petrol satış istasyonları bulunmaktadır. Bu tesislerin bazıları sadece Iğdırlı işadamları tarafından, bazıları da Nahcivanlı işadamlarıyla ortak işletilmektedir.

Yörede görülen başka bir iş imkánı olarak, Iğdır'da artan inşaat ve turizm faaliyetleri gösterilebilir. Örneğin, Iğdır il merkezinde 1990 yılında 34 inşaat ruhsatı verilmişken 1996 yılında 115 inşaat ruhsatı verilmiştir. Ayrıca 1993 yılına kadar sayıları 3-4'ü geçmeyen otellerin günümüzde 15 civarında olması, yöredeki iş hayatına gelen canlılığa güzel örnek oluştururlar (Iğdır Valiliği Raporu, 1997).

Yarına sınırın Nahcivan yakası var.



Yazarın Tüm Yazıları