Güncelleme Tarihi:
‘Sadece memura verilir…’ ‘Çocuksuz aileye kiralık…’ ilanlarına son dönemde ‘Türklere değil yabancılara kiralık’ eklenmeye başladı. Hali hazırda kiralık ev bulmanın zor olduğu İstanbul’da, özellikle Başakşehir, Sarıyer, Esenyurt, Beylikdüzü ilçelerinde şimdi de vatandaşlar 'Size ev yok' şoku yaşıyor.
Birçok emlakçı kendilerine ulaşanlara “Sadece Arap müşterilere veriyoruz” yanıtları vermeye başladı. Öte yandan sektör temsilcilerine göre yetki belgesi olmayan korsan emlakçılar da mağduriyetlere neden oluyor.
"NORMAL DEMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"
Fırsatçılar yüzünden zaten emlak piyasanın anormal bir durumda olduğunu belirten Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Kurucu Başkanı Hakan Akdoğan dikkat çeken tespitlerde bulundu.
Hürriyet.com.tr’ye konuşan Akdoğan, ‘’Şu anki piyasaya ne yazık ki normal dememiz mümkün değil. Emlak piyasası hayatın olağan akışına göre seyretmiyor. Pandemiyle beraber gelen yeni konut üretiminin yavaşlaması ve ülkemize göçmenlerin gelmesi gibi nedenler yüzünden arzın talebi karşılayamadığı bir dönem yaşıyoruz. Rusya ve Ukrayna savaşının etkilerini ülkemizin emlak sektöründe de görüyoruz. Tüm bu etkilerin sonucunda da saçma sapan ilanlar görmeye başladık. ‘Türk vatandaşa uygun değildir’ diyerek ilan çıkmasının en büyük nedeni daha fazla para kazanabilmek. Türk vatandaştan 4 bin liraya alacaksa yabancı vatandaştan 4 bin dolar alacak. Bu durum piyasayı manipüle ediyor. Bunun sonucunda da ev sahipleri, ‘Biz evi 5 bin liraya ucuza verdik’ diyor” diye konuştu.
Akdoğan şu tespitlerde bulundu:
“EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI”
-- Emlakçılar asla millet ayırt edemezler. Bu bir kere eşitlik ilkesine aykırı. Hatırlarsanız biz bunu ‘bekara-öğrenciye ev vermem’ gibi olaylarda da yaşadık. Bu da Türk’e ev vermem demeye benzer bir durum. Kişi düzgünse ve kirasını ödeyecekse bekar, evli, çocuklu ya da farklı milletten olması bağlayıcı bir neden olamaz.
-- Esenyurt, Beylikdüzü, Başakşehir gibi ilçelerinin yanında İstanbul’un birçok yerinde bu durumla karşılaşıyoruz. Bu durumun sadece İstanbul’da olduğunu düşünürseniz yanılırsınız. Antalya, Bodrum, Muğla’da benzer durumların yaşandığını duyuyoruz.
-- Nereye gidebileceğini kestirmek çok zor ama bu işin iyi bir noktaya gitmediğini söylemek mümkün.
“İLANLARI VERENLERE BAKMAK LAZIM”
İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa da "İlanları veren kişilerin ehliyetlerini sorgulamak gerekiyor” kanaatinde.
EMLAKÇILAR YARGIYA TAŞIYOR
"Kendi ülkemizde 'Türk’e kiraya verilmez' gibi ifade kullanmak kimsenin haddine değil” diyen Aşa, “Ajans adı altında çalışan bazı yabancı emlakçılar var şu an ki bu kişilerin ilan vermesi de yasak. Şimdi hem ilan siteleri hem de ilan sahipleri hakkında biz bakanlığa suç duyurusunda bulunacağız” dedi.
“Bu ilanları verenler arasında yetki belgesi olan emlakçılar varsa biz oda olarak haklarında işlem yaparız” diyen Aşa, "Ancak değil ise hem bunu yayınlayan internet sitesi dahi suç işliyor demektir. Bu durum her şeyden önce aşağılayıcı bir durumdur’’ diye konuştu.
“BU DÜPEDÜZ TÜRK VATANDAŞLARINI HAKİR GÖRMEKTİR”
Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz da yaşananlara tepki gösterdi.
Kiraz, ‘’Türkiye’nin özellikle İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerinde yabancıya kiraya vermeni daha avantajlı olduğu bir tablo ile karşı karşıya kaldık. Kişi kendi mülkünü istediği kişiye kiraya verebilir, istediği gibi de satabilir. Siz buna bir şey diyemezsiniz. Ama bunu ‘Türk vatandaşlarına kiraya verilmez’ şeklinde reklam etmek farklı bir yere yerleşiyor. Bu düpedüz T.C vatandaşını hakir görmeye gidiyor” diye konuştu.
Tartışmaları hukuki açıdan yorumlayan Avukat Serkan Günel ise Türk Ceza Kanunu’nun 122. Maddesine işaret etti.
’Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle; a) Bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini, b) Bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını, c) Bir kişinin işe alınmasını, d) Bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını, engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
TCK’NIN 122: MADDESİGünel “Yaşanan durum direkt d fıkrasının ihlalidir. Yaşanan durum karşısında şikâyetin beklenmemesi, haberlerin ihbar kabul edilip savcı tarafından resen soruşturma başlatılması gerekiyor’’ diye konuştu.