Güncelleme Tarihi:
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye'nin önünde çok önemli fırsat penceresi bulunduğunu belirterek, "Ekonomi Reform Paketi ile fırsatları yakalamak istiyoruz." dedi. Elvan, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda "Ekonomi Reform Paketi"ne ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan paketin hazırlık sürecine ilişkin bilgiler veren Elvan, bu süreçte bakanlıkların yanı sıra vatandaşların taleplerini, sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini bir bütün halinde değerlendirdiklerini söyledi.
Elvan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelerek paketin içerisindeki her bir maddenin üzerinden geçtiklerine değinerek, "Burada yer alan her bir maddenin altında yüzlerce, onlarca sayfalık çalışma var. Diğer taraftan bununla ilgili bir kanun ya da yönetmelik gerekiyorsa bunlara yönelik hazırlıklarımızı hemen hemen tamamladık." ifadelerini kullandı.
Pakete neden ihtiyaç duyulduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Elvan, dünyanın çok hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecinde olduğunu söyledi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınını getirdiği ciddi sorunlar bulunduğuna işaret eden Elvan, "İnsanların yaşam, davranış, alışveriş şekillerinde, ticari hayatta, hangi alana bakarsanız bakın Kovid-19 sonrası süreç, yeni bir değişim ve dönüşümün işaretlerini ortaya koyuyor. Bu sürece bizim mutlaka hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bu açıdan bizim ekonomi reform programımız son derece önemli." dedi.
"PANDEMİ SONRASI DÖNEME HAZIR OLMAK ADINA YOL HARİTASI"
Kovid-19 sürecinde tedarik zincirinde kopukluklar yaşandığını anımsatan Elvan, özellikle Avrupa ülkelerinde otomobil sanayi ve diğer sektörlerde Çin'den tedarik edilen ham maddenin veya değişik araç ve gereçlerin zamanında gelemediğini, konteyner sorunları yaşandığını anlattı. Elvan, artık yeni bir dünya düzenine girildiğini aktararak, şöyle devam etti:
"Burada Avrupa'nın, Uzak Doğu'nun bakış açısı farklı olacak. Avrupa artık 'biz bundan sonraki süreçte tedarik zincirimizdeki bu kopukluğa müsaade etmemeliyiz, kendi ülkelerimizde veya bu ülkemizin hinterlandındaki ülkelerde üretim üsleri oluşturmalıyız' diyor. Bu açıdan baktığımızda Türkiye'nin son derece stratejik ve önemli bir konumu var. Türkiye güçlü bir ülke. İnsan kaynakları açısından oldukça güçlü bir altyapıya sahip. Dolayısıyla biz bu ekonomik reform programıyla bu fırsatı değerlendirmek istedik. Özellikle Türkiye olarak pandemi sonrası döneme hazır olmak adına yol haritamızı ortaya koyalım dedik."
"BÜYÜKELÇİLERLE BİR ARAYA GELECEĞİZ"
Ekonomi Reform Paketinin yabancılara anlatılması için yapılan çalışmalara ilişkin de bilgi veren Elvan, çok değişik ülkelerden, büyükelçiliklerinden paketle ilgili bilgi istenildiğini söyledi. Elvan, "Önümüzdeki günlerde Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere G20 ülkelerinin büyükelçileriyle bir araya geleceğiz. Ekonomi Reformlarının detaylarını paylaşacağız." dedi. Yabancı yatırımcılarla da bir araya geleceklerini vurgulayan Elvan, onlara da programı kapsamı bir şekilde anlatacaklarının altını çizdi.
"ERTELENMİŞ BİR TALEPLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Elvan, 2020'de özellikle Kovid-19 süreciyle dünyada doğrudan yatırımların ciddi bir şekilde daraldığına dikkati çekerek, "Yüzde 40'ın üzerinde bir daralma söz konusu. Şu anda biz ertelenmiş bir taleple karşı karşıyayız. Bu iyi bir şey. Türkiye'nin önünde de çok önemli bir fırsat penceresi var. İşte hazırladığımız bu paketle fırsatları yakalamak istiyoruz." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da kasım ayında ifade ettiği 3 önemli sacayağının "makroekonomik, finansal ve fiyat istikrarının sağlanması" olduğunu anımsatan Elvan, şunları kaydetti:
"Bunların en öncelikli alanlarımız. Bu çerçevede de çalışmaları sürdürdük. Reformlara baktığımızda da özellikle makroekonomik istikrarın temini alanında atacağımız adımlar bizim öngörülebilirliğimizi daha da artıracak. Türkiye, doğrudan yatırımlar için, portföy yatırımları için daha da cazip bir ülke haline gelecek. Bunu da özellikle ifade etmek istiyorum."
"YATIRIMCILARIN ÖNÜNÜ AÇABİLECEK BİR MEKANİZMA OLUŞTURMAYI DÜŞÜNÜYORUZ"
Elvan, makroekonomik istikrara yönelik tedbirlerin dışında yapısal reformlar ayağında da çok önemli bir çerçeve oluşturduklarına dikkati çekerek, "Yatırım Uyuşmazlığı Kurumunun kurulması söz konusu. Özellikle yatırımcılarımızın kamu kurumalarıyla sık sık problemlerle karşı karşıya kaldığını görüyoruz. Bu problemlerin mahkeme kanallarına gitmeden, çok kolay bir şekilde çözülmesini, yatırımcıların önünü açabilecek, öngörülebilirliğini artıracak bir mekanizma oluşturmayı düşünüyoruz." diye konuştu.
Yenilikçi ve katma değerli yatırımlara verilecek münhasıran destekler de olacağını aktaran Elvan, şöyle devam etti:
"Nakit yatırım teşviklerini devreye sokacağız. Çünkü Doğu Avrupa ülkelerine baktığımızda birçoğunda nakit yatırım teşviklerinin verildiğini görüyoruz. Ülkemizin daha cazip olabilmesi açısından bunu önemsiyoruz. İnsan kaynakları açısından Doğu Avrupa ülkeleriyle kıyasladığımızda Türkiye'nin çok daha güçlü bir insan altyapısı olduğunu görüyoruz. İnsan kaynakları açısından teknik yönü itibarıyla çok daha güçlü olduğunu görüyoruz. Bizim avantajlarımız diğer ülkelere göre çok daha fazla. Bunu bir fırsata dönüştürmeyi düşünüyoruz."
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, basit usulde vergilendirilen esnafa uygulanacak gelir vergisi istisnasının 2021 yılı kazançlarıyla başlayacağını ve kalıcı olarak uygulanacağını bildirdi. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde esnafa sağlanan desteklerin salgının gelişimine bağlı olarak tekrar değerlendirilmesinin mümkün olacağını belirten Elvan, "Bütçe disiplini bizim açımızdan önemli ama salgınla ilgili harcamalarımız dışındaki alanlarda gerekli disiplini sağlıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mız da 2021 yılı için yüzde 4,3 olan bütçe açığı hedefimizi yüzde 3,5'e çekeceğimizi ifade etti. Tüm çalışmalarımız bu yönde. Gelir ve harcama yönüyle en ince hesaplamaları yapıyoruz. Odaklandığımız alan bütçe disiplini ama esnafımızı da yalnız bırakmadık, bundan sonraki süreçte de yalnız bırakmayacağız." dedi.
Esnafa getirilecek istisna uygulamasının, basit usulde vergilendirilen 850 bin esnafı ilgilendirdiği bilgisini veren Elvan, "Gelir vergisinden muaf tutuyoruz, beyan yükümlülüklerini kaldırıyoruz. İstisna uygulamamız 2021 yılı kazançlarıyla başlayacak ve kalıcı olarak uygulanacak, bunu özellikle vurgulamak istiyorum." diye konuştu. Elvan, bu adımın, salgın süreciyle kısıtlı geçici bir uygulama olmayacağını vurguladı.
"MECLİSİN BÜTÇE HAKKINI GÜÇLENDİRECEĞİZ"
Döner sermaye ve özel hesap uygulamalarına ilişkin adımlara da açıklık getiren Elvan, döner sermayeler ve özel hesap uygulamalarının Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ile Kamu İhale Kanunu'na tabi olmadığını, Sayıştay denetimi kapsamında bulunduğunu ifade etti. Elvan, özel hesap uygulamasının, bütçe kapsamında bulunup bütçeden ayrılan bazı ödeneklerin özel bir hesapta toplanması olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"Bu özel hesapta toplanan paranın da orada belirlenen amaç doğrultusunda harcanması söz konusu. Şu anda 46 adet özel hesabımız var. Zorunlu olarak devam ettirmemiz gereken özel hesap uygulamalarını devam ettireceğiz ama önemli bir kısmını merkezi yönetim bütçesi kapsamına alacağız. Yani ne demek, Meclisin bütçe hakkını daha da güçlendireceğiz. Döner sermayeler de kamuoyunda pek konuşulmuyor. Ülkede ilgili kurumlar ve bakanlıkların 2 bin 300 civarında döner sermaye işletmesi var. Bunların bütçesi de 100 milyar liranın üzerinde. Merkezi yönetim kapsamında değiller. Aşamalı olarak döner sermaye işletmelerini de merkezi yönetim bütçesi kapsamına almak istiyoruz. Meclisin bütçe hakkını daha da güçlendiren yapıya kavuşturmuş olacağız."
"KURUMLARIN DAHA HIZLI KARAR VERMESİ VE ETKİN ÇALIŞMASI SAĞLANACAK"
Temsil, ağırlama ve taşıt gibi alanlar dışındaki konularda da tasarrufun son derece önem taşıdığına dikkati çeken Elvan, bakanlıklar ve kamu kurumlarının etkinlik ve verimliliklerini daha da artırıcı çalışma yaptıklarını, bunu da sürekli yineleyip kurumların daha hızlı karar vermesini ve etkin çalışmasını sağlayacak çalışmalar yürüteceklerini anlattı. Elvan, taşıt alanındaki tasarruf çalışmaları kapsamında Kamu Filo Yönetim Sistemi'ni geliştirdiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Kamu taşıtlarının tedariki, kullanımı ve tasfiyesinde etkinlik ve verimliliği artırıcı birtakım tedbirler alıyoruz ve alacağız. Bu sistemle neyi yapmak istiyoruz? Örneğin, taşıt bazlı envanter ve maliyet bilgisi düzenli kayıt altına alınacak. Taşıt edinimi ihtiyaç analizlerine dayandırılacak. Edinilecek taşıtlarda hizmet türleri itibarıyla standardizasyon sağlanacak. Satın alma ve kiralama ihtiyaçları toplulaştırılarak tedarik edilecek, Ortak Taşıt Fonu Sistemi geliştirilecek. Bunların hepsini çalışıyoruz, taslak yönetmelik ve genelgelerimiz aşağı yukarı hazır. İnşallah önümüzdeki günlerde Sayın Cumhurbaşkanı'mızın onayıyla kamuoyuna paylaşma imkanına kavuşacağız."
"YEREL YÖNETİMLERİN FAİZ GİDERLERİNDE ARTIŞ VAR"
Bakan Elvan, mahalli idarelerin borç yüklerinin artmasını önleyici tedbirlere ilişkin de bilgi verirken, yerel yönetimlerde mali disiplinin son derece önemli olduğunu söyledi. Belediyelerin meclis kararıyla borçlanma yetkisine sahip olduğunu ve önemli kısmının çok yüksek oranda borçlandıklarını dile getiren Elvan, faiz giderlerinde de ciddi miktarda artış olduğunu, bunun bütçe yapılarını bozduğunu, bu nedenle yatırım ve transfer harcamalarında kısıntıya gitmek zorunda kaldıklarını bildirdi. Bu konuda muhalefetin, "Bizim belediyelerimizin çalışmalarını engelleyici düzenleme mi yapmak istiyorlar?" şeklinde yorumları olduğuna işaret eden Elvan, şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye'de 1389 belediyemiz var. 797'si AK Parti'ye, 247'si CHP'ye ait. AK Parti'nin üçte biri. MHP'nin 233, HDP'nin 7, İYİ Parti'nin 19, kayyumda 49 ve diğer partileri saymıyorum. Dolayısıyla burada böyle bir yaklaşımımız olsa belediyelerin önemli kısmı Adalet ve Kalkınma Partisinde, dolayısıyla biz böyle bir tedbiri getirmezdik. Buradaki temel yaklaşımımız şu: Tüm belediyelerimizin mali disipline riayet etmelerinin ve yatırımlarını daha rahat yapabilmelerinin önünün açılmasıdır. Yasa diyor ki, 'Belediyelerin borç stokları, büyükşehir belediyeleri için bir önceki yıl gelirleri toplamının 1,5 katı, diğer belediyeler için de 1 katı olmak zorunda.' Gerçek nedir? Büyükşehir belediyelerinin bu 1,5 katın oldukça üzerinde, diğer il ve ilçe belediyelerinin de 1 katının üzerinde borçlanma yaptıklarını görüyoruz. Bu yüksek oranda borçlanma, belediyelerin vatandaşa hizmetini, özellikle yatırım yapılmasını önemli ölçüde kısıtlayabiliyor. Bu açıdan harcama disiplini oluşturulması gerekiyor. Kanunlara uyulmadığını görüyoruz, bununla ilgili yaptırım da söz konusu değil. Özellikle yerel yönetimlerin harcamalarına yönelik bir düzenlemenin yürürlüğe girmesini arzu ediyoruz."
Elvan, belediyelerin şirket kurmak istediğinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinden Cumhurbaşkanlığından izin aldığını anımsatarak, "Son aylarda, son 1 yılda ise şöyle bir gelişme görüyoruz, herhangi bir vatandaş şirket kuruyor, bu şirketi belediyeye hibe olarak veriyor ve Cumhurbaşkanlığından izin almadan bunun üzerinden belediyeler iş yapıyor. Bu da tamamıyla kanunu dolanmak anlamına geliyor. Bunlara çekidüzen vermek istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, "Hem ulusal hem de uluslararası yatırımcılar açısından öngörülebilirlik ve şeffaflık önemli. Bu konudaki hassasiyetimizi de sonuna kadar sürdürüleceğiz." dedi. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin (KİT) ana mevzuatının 1984'te oluşturulduğunu ve 37 yıldır önemli bir değişiklik gerçekleştirilmediğini belirten Elvan, KİT'lerin günün koşullarına uygun, esnek, etkin ve rekabetçi bir yapıya kavuşmasını arzu ettiklerini söyledi.
Bunun hem ekonomi hem de istihdama ciddi katkı sağlayacağını ifade eden Elvan, KİT'leri hızlı hareket eden ve karar alan bir yapıya dönüştürmek istediklerini anlattı. Özel kesimdeki karar alma süreçleri ne kadar hızlıysa KİT'lerde de karar alma süreçlerinin o kadar hızlı ve etkin olmasını arzu ettiklerini dile getiren Elvan, "Bu çerçevede KİT'leri bütün olarak değerlendirip enerjiden tarıma, ulaştırmadan sanayiye kadar uzanan birçok sektörde faaliyet gösteren 19 KİT kanununu güncelleyip, günün koşullarına uygun hale getirmeyi arzu ediyoruz." diye konuştu.
"KAMU ALIM İHALELERİNDE DENETİMİ GÜÇLENDİRİP, TASARRUF VE ŞEFFAFLIĞI ARTIRACAĞIZ"
Kamu alım ihalelerine de değinen Elvan, bunun çok tartışılan bir konu olduğunu bildirdi. Söz konusu ihalelerde denetimi güçlendirip, tasarruf ve şeffaflığı artıracaklarını vurgulayan Elvan, Kamu İhale Kanunu'ndaki istisnaların önemli bir kısmını kaldıracakları bilgisini paylaştı. Zorunlu olabilecek istisnaları da disiplin altına alacaklarını belirten Elvan, yatırımların daha hızlı hayata geçirilmesi için ihalelerdeki bürokratik süreç ve işlem sürelerinin önemli ölçüde azaltılacağını söyledi.
Bütünüyle dijital ve rekabeti artıran ihale sistemi kurulacağını dile getiren Elvan, bu çerçevede de sektörel, Avrupa Birliği (AB) ile uyumlu Kamu Alımları Kanunu'nu çıkaracaklarını ifade etti.
Bu konuda sertifikasyon sistemi oluşturduklarına işaret eden Elvan, "Nedir sertifikasyon sistemi? Firmaların liyakat ve yetkinliklerini belirleyen kriterler kamuoyuyla paylaşılacak." dedi.
"SON DERECE HIZLI HAREKET EDİLECEK VE İHALELER KISA SÜREDE NETİCELENECEK"
Konuyu Sağlık Bakanlığı ihaleleri üzerinden örneklendiren Elvan, Bakanlığın kanla ilgili test hizmeti ihalesine çıkmadan önce kriterleri belirleyeceğini, bir başka deyişle ihaleyle ilgili şirketlerin sahip olması gereken ölçütleri belirleyip kamuoyuyla paylaşacağını kaydetti. Test hizmeti vermek isteyen ve kriterlere uygun olan firmaların Sağlık Bakanlığına başvurarak, sertifikasyon sistemine girmek istediğini beyan edeceğini belirten Elvan, şu ifadeleri kullandı:
"Eğer bir eksiklikleri yoksa, kriterlere tam uyum sağlanmışsa bu firma, sertifikasyon sistemine dahil edilecek. Benzer bir şekilde görüntüleme cihazları, MR olabilir. Bunlarla ilgili ayrıca kriterler belirlenecek, ihaleden çok önce yine sertifikasyon sistemi için kriterler oluşturulacak. Sertifikasyon sistemine dahil olacak firmalar belli olacak. Bu da tamamen kamuoyuna açık olacak. Diyelim ki kanla ilgili test hizmeti vermek isteyen 20 firma başvurdu, 10 firma sertifikasyona hak kazandı. Sağlık Bakanlığımız çok hızlı bir şekilde ihaleye çıkabilecek, ihalede başka bir evrak istenmeyecek. Sadece mali tekliflerini alacak. O belgeler zaten var, sertifikasyon sistemine dahil edilmiş. Süratle ihaleyi gerçekleştirecek, dijital ortamda olacak, rekabet ortamında olacak, hangi firmaların girdiği belli olacak."
Firmaların eksik belge sunma gibi sorunlarının da önüne geçileceğine dikkati çeken Elvan, son derece hızlı hareket edilerek kısa sürede ihalelerin neticeleneceği bir yapının oluşturulacağını bildirdi.
"ULUSLARARASI YATIRIMCILAR AÇISINDAN ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK VE ŞEFFAFLIK ÖNEMLİ"
Bakan Elvan, yatırımcılar açısından şeffaflığın öngörülebilirliği de artırdığına işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"Öngörülebilirlik son derece önemli. Eğer siz bir yatırımcıysanız. Önünüzü göremiyorsanız, beklemeyi tercih edersiniz, yatırım yapmazsınız. '3 ay, 6 ay bekleyeyim, acaba nasıl bir süreçle karşı karşıya kalacağım?' dersiniz. Ama öngörülebilir bir yapı olduğu zaman siz çok rahat bir şekilde planınızı, programınızı yapar, yatırımınıza başlarsınız. Onun için hem ulusal hem de uluslararası yatırımcılar açısından öngörülebilirlik ve şeffaflık önemli. Bu iki hususa, vurgu yapmak istiyorum. Bu konudaki hassasiyetimizi de sonuna kadar sürdürüleceğiz."
"KAMU-ÖZEL İŞ BİRLİĞİNDE MEVZUAT DAĞINIKLIĞI ORTADAN KALKACAK"
Kamu-özel iş birliği alanında Türkiye'nin 8'inci Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal döneminde başlayan süreci başarılı bulduğunu dile getiren Elvan, bunun hukuki altyapısıyla ilgili 11 farklı yasal düzenleme olduğunu söyledi. Bunun yanı sıra bakanlıkların kamu-özel iş birliğine yönelik farklı yetkilerinin olduğunu da anlatan Elvan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli, Sağlık Bakanlığının Yap-Kirala-Devret, Devlet Hava Meydanları İşletmesinin de işletme hakkı yöntemi konusunda yetkilendirildiklerini bildirdi.
Elvan, YİD modeline yönelik açıkta kalan hususların da bulunduğuna dikkati çeken Elvan, şunları kaydetti:
"Bunu 11 farklı düzenlemeyi içine alan, tek bir yasa çatısı altında toplayan daha etkin işleyebilecek bir sürece sokmak istiyoruz. Bu düzenlemeyle daha etkin ve daha esnek bir yapı ortaya koymuş olacağız. Yatırımcılar, tek bir kanunla muhatap olacak. Mevzuat dağınıklığı ortadan kalkmış olacak. Belirlenen süreçlerle kamu-özel iş birliği, yatırım ortamı daha da iyileştirilecek. İdarelerin kapasiteleri artırılacak. İzleme ve değerlendirmeyle projelerin daha etkin bir şekilde yürütülmesi sağlanacak."
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, "Enflasyonla mücadelede para politikaları, mali ve yapısal politikaların bir arada olduğu bütüncül bir bakış açısına gerek duyuluyor." dedi. Mükelleflerce süresi geldiğinde ödenmeyen vergilerle sigortalıların ödenmeyen SGK primleri için ayrı idareler tarafından takip ve tahsil işlemlerinin gerçekleştirildiğini belirten Elvan, şunları söyledi: "Vergi dairelerimiz ve SGK bu işin tahsili için eleman görevlendiriyor. Borçlar eğer süresinde ödenmemişse 'vatandaşımızla tek bir kurum muhatap olsun, kamuda personel tasarrufu sağlayalım, farklı kurumlar farklı uygulama yapmasın, böylelikle harcamalarımızı daha da azaltmış vatandaş memnuniyetini artırmış oluruz' diye düşünüyoruz. Borçlarını ödeyemeyen mükelleflerin, işverenlerin, sigortalıların taksit talepleri de tek elden değerlendirilecek, vergi-prim ne kadar borçları varsa toplamı üzerinden bir görüşme söz konusu olacak. Bu düzenlemeler sonucunda da uygulama birliği sağlamış, tek bir noktadan hizmet vermiş olacağız. Mevcut idari yapılardan biri görevlendirilecek."
Elvan, Vergi Usul Kanunu ile beyanname verme, iade yapma, zaman aşımı, defter tutma, fatura düzenleme gibi konulara ilişkin soruların yanıtlandığını anımsatarak, söz konusu kanunu günün koşullarına uygun hale getirmek istediklerinin altını çizdi. STK ve toplumun değişik kesimlerinden kanunun güncellenmesi noktasında talepler olduğunu aktaran Elvan, bu kapsamda kanundaki değerleme hükümlerine, fiil ile ceza arasında ölçülülük ilkesine, amortismana yönelik istekler geldiğini anlattı.
Elvan, bunları bir bütün olarak değerlendireceklerini vurgulayarak, "Biz bir çalışma yürütüyoruz ve önemli bir noktaya da getirdik ama ilgili kesimlerin de mutlaka görüşlerini alacağız. Mükellefin ihtiyaçlarına tam olarak cevap veren, mükellefin gönüllü uyumunu artıran bir yapıya dönüştüreceğiz." diye konuştu.
"DİJİTAL VERGİ DAİRESİ UYGULAMASINI BAŞLATIYORUZ"
Ekonomi Reform Paketi kapsamında "dijital vergi dairesi" uygulamasını başlatacaklarını belirten Elvan, 7 gün 24 saat hizmet verecek sistemle vergiyle ilgili iş ve işlemlerin elektronik ortamda yapılabileceğini, çalışmaların son aşamaya geldiğini anlattı. Elvan, "dijital vergi asistanı" adı altında da bir sistem kuracaklarını bildirerek, yazılımın vatandaşların sıkça vergiyle ilgili sorduğu soruları otomatik olarak yapay zeka yoluyla elektronik ortamda cevaplandıracağını
kaydetti. Elvan, söz konusu sistemin de hazırlıklarının önemli bir aşamaya geldiğini vurguladı.
Vergi denetimini de elektronik ortamda yapmayı hedeflediklerini dile getiren Elvan, "Elektronik tebligat, inceleme, tutanak, raporlama bunların tamamı elektronik ortamda ve çok kısa sürede tamamlanabilecek bir yapıya gelecek. Diğer taraftan denetimlerde bir standart oluşturacağız, çalışmalarımız devam ediyor." ifadesini kullandı.
"YAPISAL ŞOKLARIN OLASI ETKİLERİNİ TAKİP EDECEĞİZ"
Bakan Elvan, şunları kaydetti:
"Enflasyonla mücadelede para politikaları, mali ve yapısal politikaların bir arada olduğu bütüncül bir bakış açısına gerek duyuluyor. Fiyat İstikrarı Komitesi ile enflasyonla mücadelede tüm tarafları aynı masada topluyoruz. Fiyat İstikrarı Komitesinin ana amacı, enflasyon üzerinde risk oluşturan arz şoklarına karşı çözüm önerilerinin geliştirilmesidir. Arz şoklarına bağlı sorunları para politikalarıyla çözmeniz mümkün değildir. Nasıl gıda için ayrı bir komitemiz varsa, yapısal şokların olası etkilerini bu komiteyle takip edip zamanla adımlar atacağız. Yapısal şok dediğiniz nedir? Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde yaşadık; ham madde tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşayan işletmelerimiz var. Fiyat endekslerinin belirli alanlarda inanılmaz düzeyde arttığını görüyoruz. Örneğin, enerji fiyatlarında ani bir yükseliş, sanayiyi derinden etkileyebiliyor. Arz kaynaklı sıkıntılar doğrudan fiyatlara yansıyabiliyor. Bu komite ne yapacak? İlgili tüm bakanlıkları ve Merkez Bankamızı aynı masa etrafından toplayıp çözüm önerilerine odaklanacak. Burada asla rekabetçi piyasa mekanizmasına müdahale etmemiz söz konusu değil. Aksine arz şoklarının yarattığı beklenen enflasyonun yeniden orta vadeli hedefe yönelmesine destek sağlayacağız. Bu komite üretim tarafı başta olmak üzere, fiyatlardaki aşırı oynaklıkların kök sebeplerine inecek. Eğer konu konteyner sıkıntısıysa yurt içinde firmaları konteyner üretmeye teşvik edeceğiz, destek sağlayacağız. Bu komite, Merkez Bankasının elini de güçlendirecek, para politikalarını tamamlayıcı bir rol üstlenecek. Arz sıkıntısı kaynaklı fiyat artışı varsa, arza yönelik tedbirlere burada karar verilecek."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun pakette işsizlik ve tasarrufa yer verilmediği şeklindeki eleştirisine yönelik Elvan, konulara herkesin aynı pencereden bakmasını beklemediklerini söyledi. Elvan, "Elbette eleştiriler, reformumuzu destekleyenler olacak. Biz her zaman yapıcı eleştirilere açığız ancak Sayın Kılıçdaroğlu'nun ilk tepkilerine baktığımızda, konuya doğru bir bakış açısıyla yaklaştığını söylemek maalesef doğru değil. Reformlarda işsizlikle ilgili herhangi bir şey olmadığını dile getirmiş. İstihdama yönelik bir bölümümüzün olduğunu, istihdam bölümü dışında da istihdamı artıracak birçok tedbirimiz olduğunu eğer reformlara baksaydı ve içeriğini detaylı inceleseydi, görecekti." diye konuştu. Ara kademede teknisyen düzeyinde çalıştırabilecek elemanda sıkıntı çeken iş dünyasının, bu sorunun çözülmesini istediğini belirten Elvan, şunları kaydetti:
"İş dünyası bize bunu aktardı. Bizim Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde olan mesleki eğitim merkezlerimiz var. Burada 150 bin civarında öğrencimiz var. Çıralık, kalfalık, ustalık eğitimi alıyorlar. Biz dedik ki 'bunların ücretlerini iyileştireceğiz.' Ayrıca mesleki eğitim merkezlerinde eğitim gören öğrencilerin ücretlerini kamu olarak biz karşılayacağız. Bunun anlamı şudur, iş dünyasının talebini doğrudan giderecek bir önlem. Mesleki eğitim merkezlerinde bugün 150 bin öğrenci bulunuyorsa, yarın bu 300, 400, 500 bin olacak. Dolayısıyla iş dünyasının sorununu çözmüş olacağız."
"İL İL SEKTÖREL BECERİ HARİTALARI OLUŞTURULUYOR"
Salgın ile farklı bir sürece, farklı bir davranış ve yaşam şekline girildiğine işaret eden Elvan, "İl il sektörel beceri haritaları oluşturuyoruz. Bunları belirleyeceğiz ve eğitim programlarına destek vereceğiz." bilgisini verdi.
Elvan, artık dijital dönüşüm çağının yaşandığını, iş yapış şekillerinin de değiştiğini, bunlara adapte olmak gerektiğini anlattı.
Dolayısıyla yetiştirecekleri elemanların bu sürece uyum sağlaması ve bu çerçevede bir program hazırlanması gerektiğini vurgulayan Elvan, "İŞKUR'un geleneksel mesleki eğitimin ötesine geçerek yeni iş alanlarına odaklanan bir yapıda faaliyet göstermesini sağlayacağız." ifadelerini kullandı.
İSTİHDAM TEŞVİKİNDE SADELEŞME
İstihdam teşviki konusunda çok sayıda düzenleme bulunduğuna dikkati çeken Elvan, bunları baştan aşağı gözden geçirdiklerini ve teşviklerin etkin olanlarını daha da güçlendireceklerini aktardı. İstihdam teşvikinde sadeleştirmeye gidecekleri bilgisini veren Elvan, şöyle devam etti:
"İlave istihdama finansman desteği sağlayacağız. 500 bin liraya kadar mikro ve küçük ölçekli firmalarımıza bu desteği sağlayacağız. Bu destek, Kredi Garanti Fonu garantisi ve kefaletiyle olacak. Sigorta primi miktarı ne kadarsa, bunlar ödedikleri kredi faizinden düşürülecek. Böylece istihdamı artırma yönünde de bir tedbir almış olacağız. Diğer yandan, nakdi ücret desteğinden faydalanan firmalar var. Kovid-19 sürecinde ücretsiz izne ayrılanlar var. Bunları da destek kapsamına alacağız. Ücretsiz izne ayrılanların da gerçekten istihdam desteğinden faydalanmasına imkan sağlayan bir mekanizmayı geliştiriyoruz. Yine istihdama yönelik 5, 6. bölgelere özel destekler veriyoruz, vereceğiz. Bundan sonraki süreçte daha uzun vadeli kredilerin verilmesiyle bunların desteklenmesine yönelik çok sayıda tedbirimiz reformların içerisinde yer alıyor."
"BÜTÇE DİSİPLİNİ SON DERECE ÖNEMLİ"
Pakette tasarruf konusuna çok yer verilmediğine yönelik eleştiriler konusunda ise Elvan, harcamalara yönelik çok ciddi tedbirler olduğunun altını çizdi.Hem merkezi yönetim hem de yerel yönetimler tarafından verilen desteklere dikkati çeken Elvan, bunların etkin şekilde verilmesinin ve gerçek ihtiyaç sahibine ulaşmasının son derece önemli olduğunu vurguladı. Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi'ni kurduklarını bildiren Elvan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Burada merkezi yönetimden sağlanan bir destek varsa, bunu yerel yönetimler görme imkanına kavuşacak. Yerel yönetimlerin vatandaşlara sağladığı desteği, merkezi yönetimin görmesi sağlanacaktır. Çok daha etkin, gerçek anlamda ihtiyaç sahibine ulaşması açısından son derece önemli. Şunu çok önemsiyoruz, kamu maliyesinde bütçe disiplininin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. 2002'den bugüne kadar mali disiplinden asla taviz vermediğimizi çok rahat şekilde söyleyebilirim. Elbette son yıllarda bütçe açığımızda bir miktar artış söz konusu oldu ama Kovid-19 süreci bunu gerektirdi. Tüm dünyada ülkeler, bizden çok daha kötü bir tablo ile karşı karşıya. Biz özellikle kamu maliyesi açısından her türlü tedbiri alıyoruz, almaya devam edeceğiz. "
TAKVİM GELECEK HAFTA SALI GÜNÜ AÇIKLANACAK
Ekonomi Reform Paketi'ne ilişkin takvimi hazırladıklarını dile getiren Elvan, "Ne var takvimimizde? Sorumlu kuruluş, ilgili kuruluşlar kimlerdir? Bu eylemi ne kadarlık bir sürede tamamlayacağız? Bunların hepsini kapsamlı olarak en geç önümüzdeki hafta salı günü paylaşacağız. Aslında planımız cuma günü ama biraz daha ihtiyatlı olmak adına önümüzdeki hafta en geç salı günü eylem planımızı, takvimimizi sizlerle paylaşacağız. Her 3 ayda bir gerçekleştireceğimiz reform takip toplantılarıyla programın uygulama başarısını da değerlendirerek, kamuoyunun takdirine sunacağız." ifadelerini kullandı.
Elvan, söz konusu takvime ilişkin sadece bazı bakanlıkların teyit etmesi gereken hususlar bulunduğuna işaret ederek, "Bu takvim çerçevesinde hazırladığımız eylem planı içerisinde tüm bakanlıklarımız, ilgili kuruluşlar ve taraflar yer alacak. Ortak akılla bu düzenlemeleri gerçekleştireceğiz." dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, sağlık ve yazılım-donanım endüstrileri alanına yoğunlaşacaklarını belirterek, "Türkiye, savunma sanayisinde olduğu gibi sağlık ile yazılım-donanımda endüstrileri alanında dünyada başat rolü oynayacak bir konuma gelecek. Gerekli kaynakları da ayıracağız." dedi. Cari açığın en çok dikkat ettikleri hususların başında geldiğine dikkati çeken Elvan, orta ve uzun vadede çözebilecekleri yapısal sorunların olduğunu ve bu alanda yoğun bir şekilde çalıştıklarını söyledi. Elvan, cari açıkla mücadelede 4 temel politika ortaya koyduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Birincisi yapısal cari açığın azaltılması, savunma sanayisinde sağladığımız gelişmeyle yapısal cari açığımızda da aslında bir miktar azalma oldu ama halen kat etmemiz gereken mesafe var diye düşünüyorum. İhracatın tabana yayılması. Uluslararası standartlarda bir kıymetli madenler piyasası oluşturulması, özellikle altın konusu burada son derece önemli. Dördüncüsü ise sanayide yeşil dönüşüm."
Yapısal cari açığın azaltacak politikalara hız vereceklerinin altını çizen Elvan, "Buradaki temel problemimiz, sanayide ithal ara mal bağımlılığımız oldukça yüksek. Bunu aşağı çekmek durumundayız. İhracatımızın teknoloji yoğunluğu istediğimiz seviyede değil. Katma değeri yüksek ürünler daha fazla ürünler üretmek zorundayız." diye konuştu. Elvan, yapısal cari açığa yönelik olarak küresel değer zincirlerine daha güçlü bir entegrasyon sağlamayı düşündüklerini belirterek, spesifik ürünlerde spesifik ülkelere yönelik çalışmalar başlattıklarını bildirdi.
"BİNLERCE GENCİMİZİN YAZILIM VE DONANIM ALANINDA ÇALIŞMALARINI İSTİYORUZ"
Sağlık ile yazılım ve donanım endüstrileri oluşturacaklarına işaret eden Elvan, şu değerlendirmede bulundu:
"Biliyorsunuz Savunma Sanayici İcra Komitesi Başkanlığını Cumhurbaşkanı'mız yürütüyor. Bugün, savunma sanayi alanında yerlilik oranını yüzde 20'lerden yüzde 75'lere çekmişsek bunda Cumhurbaşkanı'mızın çok önemli katkısı ve kararlığı var. Bu kararlılıkla Savunma Sanayi Başkanlığımız, alanında çok güçlü bir ekosistem oluşturdu. Sadece kamuya ait şirketler üzerinden değil özel kesim açısından da güçlü bir alt yapı oluşturdu. Bu başarının sırrı, Cumhurbaşkanı'mızın bu İcra Komitesine Başkanlık etmesi ve kararlı bir şekilde çok güçlü adımların atılması. Biz özel kesim firmalarımızı güçlendirmekle yükümlüyüz. Savunma sanayisinde çalışan özel kesim firmalarımız dünya ölçeğinde rekabet edebilir bir konuma geldi."
Elvan, sağlık endüstrisi alanında birçok ürünün ithal edildiğini hatırlatarak, bu ürünleri Türkiye'de üretebilecek alt yapıya ve insan kaynağına sahip olduklarını söyledi. Elvan, şöyle devam etti:
"Türkiye, savunma sanayisinde olduğu gibi sağlık ile yazılım-donanımda endüstrileri alanında dünyada başat rolü oynayacak bir konuma gelecek. Gerekli kaynakları da ayıracağız. Bu iki alanda yoğunlaşacağız. Binlerce gencimizin yazılım ve donanım alanında çalışmalarını istiyoruz. Onları istihdam etmek istiyoruz. Bunları sağlayacağız." Enerji verimliliğin önemini ne vurgulayan Elvan, sadece sanayi tesislerine enerji verimliliği konusunda destek verdiklerini, buna iş yerlerini ve konutları da dahil edeceklerini bildirdi.
Elvan, elektrik enerjisi depolama tesislerinin kurulmasının da önemli bir alan olduğunun altını çizerek, doğal gaz piyasasının yapılandırılması ve serbestleştirilmesi hususunun da aşamalı bir şekilde gerçekleştirileceğini kaydetti.
Elvan, "Madencilik, petrol ve doğal gaz arama ve üretiminde yatırım ortamının daha da iyileştirilmesi ve ruhsat sahiplerinin güveninin daha da artırılması son derece önemli. Buna yönelik düzenlemelerimiz söz konusu olacak." diye konuştu.
Kredi Garanti Fonu teminatıyla Yatırım Teşvik Sistemi kapsamındaki 5. ve 6. bölgelerde uzun vadeli cazip kredi destekleri vereceklerini anlatan Elvan, bu bölgelerde son yıllarda çok önemli gelişmeler olduğunu ve çok önemli yatırımlar yapıldığını söyledi. Elvan, İstanbul gibi merkezlerin artık sanayileşme açısından negatif dışsallık vermeye başladığının altını çizerek, bu yüzden diğer bölgelerde sanayi koridorlarının oluşturulması gerektiğini kaydetti.
"YENİ NESİL İHTİSAS SERBEST BÖLGELERİMİZİ FAALİYETE GEÇİRECEĞİZ"
Cari açığın azaltılması için ihracatın tabana yayılması noktasında yurt dışı lojistik merkezlerini son derece önemsediklerini belirten Elvan, elektronik ticaret daha da güçlenmesi açısından bunu süratle gerçekleştirip takibini de yapacaklarını bildirdi.
Elvan, dijital ortamda güçlü bir satış gerçekleştiren bir firmanın belirli ürünleri depolayarak talep edene ulaştırmasının son derece önemli olduğuna dikkati çekerek, "Uluslararası kuruluşların İstanbul ve değişik illerde bu tür lojistik merkezleri var. Benzer merkezleri biz Türk firmalarımız içinde oluşturacağız. Yeni nesil ihtisas serbest bölgelerimizi faaliyete geçireceğiz. Türk Eximbank ve Kredi Garanti Fonunu yeniden yapılandıracak, günün koşullarına uygun hale getireceğiz." ifadesini kullandı.
Altın konusunda da bazı tedbirler aldıklarını dile getiren Elvan, "Kıymetli maden aracı kuruluşları, rafineriler ve kuyumcular tüm aktörleriyle yeniden düzenlenecek. Bunları bütün halde değerlendiriyoruz. Kıymetli madenlerin ithalatı sonrası kaydedilen aşamalar daha şeffaf ve izlenebilir hale gelecek. Piyasada kayıt dışılığın azaltılması için de tedbirleri almaya başladık." dedi.
Sanayide yeşil dönüşümün de son derece önemli olduğuna işaret eden Elvan, bundan sonraki süreçte özellikle kredi tahsislerinde ve projelerin desteklenmesinde sanayide yeşil dönüşümün ön planda olacağını söyledi. Yeşil üretim için Ar-Ge desteklerini artıracaklarını anlatan Elvan, yeşil finansmandan Türkiye'nin alacağı payın artırılması gerektiğini kaydetti.
"TÜİK'E MÜDAHALE ETMEMİZ SÖZ KONUSU DEĞİL"
Bakan Elvan, Türkiye İstatistik Kurumuna (TÜİK) dair değerlendirmelere de değinerek Kurumu ilişkili bir yapıya dönüştürüleceğini söyledi. Elvan, şu ifadeleri kullandı:
"TÜİK, köklü, uluslararası standartlarda çalışan Türkiye'deki en önemli kurumlarımızdan biri. TÜİK'in tüm çalışmaları hem EUROSTAT'a hem de uluslararası kuruluşlara açık. Ama TÜİK üzerinden bir takım spekülatif söylemler, TÜİK üzerinden siyaset yapılan bir takım yaklaşımlar söz konusu. Bunları tasvip etmem mümkün değil."
Gerek Kalkınma Bakanlı gerek Hazine ve Maliye Bakanlığı yaptığı döneminde TÜİK'e en ufak bir talimat verme ve süresinden önce bilgi alma talebinin söz konusu olmadığını ve olamayacağını vurgulayan Elvan, "Enflasyon ile ilgili verileri, vatandaşlarımız saat 10.00'da öğreniyorsa ben de onlarla birlikte saat 10.00'da öğreniyorum. TÜİK'e müdahale etmemiz söz konusu değildir. TÜİK'i ilişkili kuruma dönüştüreceğiz, en kısa sürede de bunu gerçekleştireceğiz." diye konuştu.
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, bankalara olan kredi borçlarıyla ilgili, "Şu anda takipteki alacakların miktarı 151,6 milyar lira, yakın izlemedeki krediler 387,5 milyar lira. Bu, son derece yönetilebilir durumda." dedi. Küresel gıda fiyatlarında son 6-7 yılın en yüksek seviyelerinin görüldüğünü belirten Elvan, bu yıl dünya genelinde beklenen kuraklığın ve devam eden salgının, ülkelerin gıda stoklarını daha da artırmalarına neden olduğunu söyledi. Elvan, bu durumun gıda fiyatlarında öngörülebilirliği daha da azalttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Biz erken uyarı sistemini gıda komitemizin politikaları ve önerilerini şekillendirmek, zamanlı tedbirler almak için kurduk. Perakende aşamasında gıda zincirinin tamamı anlık takip edilecek ve raporlanacak. Sistemin getirdiği anlık veri akışı sayesinde karar alma hızımız artacak. Merkez Bankası Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürlüğü altında Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları Analiz Müdürlüğü kuruldu. Bütün paydaşların bilgi ve veri sağladığı yurt içi ve yurt dışı makro ve mikro verilere dayanan bir veri çalışmasını başlattık. Bu çalışma devam ediyor. Bu çalışmanın tamamlanmasından hemen sonra model ve tahmin çalışmalarına geçilecek."
BANKALARA OLAN KREDİ BORÇLARI
Bankalara olan kredi borçlarıyla ilgili de konuşan Elvan, "Şu anda takipteki alacakların miktarı 151,6 milyar lira, bu da yüzde 4,1'lik bir orana tekabül ediyor. Yakın izlemedeki krediler ise 387,5 milyar lira. Bu da yüzde 10,5'lik bir orana karşılık geliyor. Bu, son derece yönetilebilir durumda." dedi. Elvan, sorunlu kredilere bankalarca yüksek oranda karşılık ayrıldığını vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Bankalarımızın sorunlu kredilere ayırmış olduğu karşılıkla, gelişmiş ülkelerin ayırmış olduğu karşılığa baktığımızda, bizdeki karşılık oranları yüksek. Zorunlu karşılık oranları yüzde 75'lerin üzerinde. Sorunlu alacakların çözümlenmesinde pandeminin de gecikmeli bazı etkileri söz konusu olabilir. Mevcut stokların azaltılması ve yeni oluşumun engellenmesi gerekiyor. Bankacılık sektörünün aktif kalitesinin artırılmasını önemsiyoruz. Bu çerçevede de Ekonomi Reform Paketi'mizde bazı hususlara yer verdik."
KREDİ YAŞAM DÖNGÜSÜ PROJESİ HAYATA GEÇİRİLECEK
Elvan, Kredi Yaşam Döngüsü Projesi'ni hayata geçireceklerini bildirerek, girişim sermayesi yatırım fonlarını ve menkul kıymetleri bu amaçla kullanacaklarını söyledi. "Kredi Yaşam Döngüsü Projesi'yle bankalarda tahsili gecikmiş alacaklara ilişkin çözümleme birimleri oluşturulmasını arzu ediyoruz." diyen Elvan, katma değerli ürün üreten ve ihracat potansiyeli yüksek olan firmaların yok olmasını istemediklerinin altını çizdi. Bankaların kredi tahsis pazarlama ve takip birimlerinin ötesinde söz konusu firmaların yeniden yapılandırılmasının rehabilitasyonunu da içeren bir altyapı istediklerini anlatan Elvan, "Banka, bunu kendi içinde sağlayamıyorsa bunu dışardan destek alıp bu firmaların hayata kazandırmasını ve güçlü konuma gelmesini sağlamalıyız. Yurt dışında girişim sermayesi yatırım fonları var. Bu tür sıkıntılı olan firmaların bu fonlar tarafından değerlendirildiğini görüyoruz. Bakıyorsunuz zor durumda olan bir firma 6 ay, 1 yıl sonra bambaşka bir resimle kamuoyuna çıkabiliyor. Bizim bu firmaları kaybetmeden kazanmamız gerekiyor." ifadesini kullandı.
"VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİ GÜÇLENDİRİLECEK"
Varlık yönetim şirketlerinin "cılız" olduklarını dile getiren Elvan, anılan şirketlerin yasal altyapısının zayıf olduğunu ve bunları güçlendirmek istediklerini söyledi. Elvan, varlık yönetim şirketlerine 5 yıl süreyle tanınan damga, harç, kaynak kullanım destekleme fonu kesintisini süresiz hale getireceklerini belirterek, "Yurt dışında faizsiz finans sistemiyle ilgili tek mevzuatta toplanması yönünde eleştiriler, yorumlar geliyor. Biz de bu çerçevede Katılım Finans Kanunu çıkarmak istiyoruz. Katılım bankacılığı, sigortacılığı ve diğer faizsiz finansal faaliyetleri tek çatı altında düzenleyecek bir yapıya dönüştüreceğiz. Bu yıl bunu bitireceğiz." dedi.
İstanbul Finans Merkezi kapsamında bir "Tahkim Merkezi" oluşturacaklarını kaydeden Elvan, katılım finansla ilgili anlaşmazlıkların mahkemeye gitmeden hızlı çözülmesine yardımcı olacak söz konusu mekanizmayı hayata geçireceklerini belirtti. Finans sektöründe kurumsal altyapının güçlendirilmesinin de önemine dikkati çeken Elvan, "Dijital şubesiz bankacılık lisanslamalarına imkan sağlayacağız. Bu sayede vatandaşlarımız zaman ve mekan kısıtı olmaksızın bankacılık sisteminden yararlanabilecek. Finansal tüketicilerimizin korunması da önemli. Bu tüketicilerin korunmasına yönelik bir gözetim mekanizması oluşturacağız. Bu, piyasa bütünlüğü ve rekabetin güçlendirilmesinde önemli." diye konuştu.
Elvan, genç kesimin finansal kapsayıcılık alanında değerlendirilen finansal teknolojiler (FinTech) konusuna ilgi duyduklarını dile getirdi.
Türkiye'de de alanda cevval, çalışkan, dünyaya açılan firmaların olduğunu belirten Elvan, şu değerlendirmede bulundu:
"Bunlarla bir araya geldik ve FinTech Strateji Belgesi hazırlayacağız, bir yol haritası ortaya koyacağız. FinTech kuruluşlarının Merkez Bankasınca işletilen ödeme sistemlerine ve kurumsal veri tabanlarına erişimini sağlayacağız. İstanbul Finans Merkezi'nde Finans ve Teknoloji Üssü oluşturacağız. FinTech kuruluşlarının düzenleme ve deney alanında herhangi bir yasal altyapısı yok. Burada bir deney alanı oluşturulacak ve nasıl bir düzenleme yapılması gerektiği konuşulup tartışılacak ve bu konuda da değişik önerilerle gelecekler. FinTech konusunda Türkiye'nin inanılmaz bir potansiyeli var. Bu potansiyeli çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor."
"DİJİTAL PARANIN ALTYAPISI OLUŞTURULACAK"
Dijital para konusuna da değinen Elvan, bunun altyapısını oluşturacaklarını ifade ederek, "Dijital para ile kriptoyu karıştırmamak lazım. TL karşılığı dijital paradan bahsediyoruz. Kripto paralarla ilgili çok ciddi kaygılarımız var." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının dijital para konusunda çalıştığını anlatan Elvan, şunları kaydetti:
"Teknolojik altyapı için Ar-Ge projesi yürütülüyor, yasal altyapı için hazırlığımızı yaptık. Dijital para konusunda bir yol haritası oluşturuldu. Bunun teknolojik, hukuku ve iktisadi ve mali altyapısı konusunda 3 bileşeni var. Son 10 yıl içinde ortaya çıkan blokzincir ve kriptolojiler gibi yeni teknolojiler merkez bankalarının parayı dijitalleştirme çalışmalarının hızlanmasına yol açtı. Bu anlamda da Merkez Bakası çalışıyor. İkinci husus ise hukuki altyapı. Bu alanda yasal bir altyapı oluşturacağız. İktisadi ve mali altyapı alanında değer zincirleri açısından olası farklı etkileri söz konusu. Bunları bir bütün olarak değerlendirip iktisadi mali altyapımızı dijital paraya hazır hale getirmemiz gerekiyor."
Elvan, Bitcoin'i de bütün dünyanın tartıştığının altını çizerek, bu alanda Türkiye'de işlemlerin yapıldığına yönelik Bakan Yardımcısının çalışmalar yürüttüğünü, sonuçlandığında bunu kamuoyuyla paylaşacaklarını sözlerine ekledi.