Güncelleme Tarihi:
Dünya Altın Konseyi'nin son raporuna göre, yer altı rezervlerinde 53 bin ton altın kaldığı tahmin ediliyor. Yılda ortalama 3 bin ton civarındaki üretimin sürmesi halinde bilinen rezervler 18 yıl içinde tükenecek.
Yani; 2040'ta yer altındaki altın madeninin tamamının bitmesi öngörülüyor. Bu da su kıtlığı gibi ekonomide, altın kıtlığı ile ilgili krizlerin kapımızda olduğunu anlamına geliyor.
Dünyada yer üstündeki altınların yarısının takı olarak kullanıldığını belirten uzmanlar, altın madenciliğinin bitmesi ile yer üstündeki altınların daha fazla değer kazanacağını belirtiyor. Bu da mücevherat anlayışımızdan, ülkelerin ekonomi politikalarına kadar birçok alanda alışkanlıkların değişeceğini gösteriyor.
Peki özellikle merkez bankalarının 'altın sonrası' tavrı nasıl olacak? Dünya ekonomisi altının yerine neyi koyabilir?
Hürriyet.com.tr’ye konuşan Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk de altında miktar azaldığı için çıkarılma maliyetinin arttığına ve bunun da fiyatlara şimdiden yansımaya başladığına dikkat çekti.
Karşı karşıya kalınan tabloyu ‘endişe verici’ olarak adlandıran Yıldırımtürk “Ancak önümüzdeki dönemde eğer dünya ekonomisindeki tedirginlik sürmez, bir normalleşme süreci olursa o bahsedilen 18 yıllık zaman biraz daha uzayabilir” diye konuştu.
Altının petrol gibi tükenen bir maden olmadığını hatırlatan ve “Altın, geri dönüşümü olan ve bu süreçte de diğerlerine göre daha az zayiatı olan bir şey" diyen Yıldırımtürk, ‘altınsız dönem’ için ise ‘kripto paraları’ işaret etti.
ALTIN YERİNE KRİPTO PARALAR
Yıldırımtürk şu tespitlerde bulundu:
“Kripto paralar, sektörel bazda ya da devlet kontrolünde olan bir düzene geldiği zaman daha önce olan Bretton Woods (ABD dolarını, altın karşısında geçerli para birimi kılan Uluslararası Para Anlaşması) gibi bir anlaşma yapılabilir. Güven verme açısından kripto paraların ‘şu devletlerde şu kadar karşılığı olacağı’ ibaresi çıkarsa ki biz bu durumu yaşadık, o zaman altın yükselebilir. Önümüzdeki dönemlerde stratejik gerginlikler, ekonomik belirsizlikler ortadan kalkar da Merkez Bankaları; rezerv artışına gidecek bir pozisyon olmazsa hatta rezervlerinden bir miktar satma eğilimde olursa 18 yıl belki 30-40 yıla evirilebilir. ”
“TAKILARDA ARTIK DAHA AZ ALTIN VAR”
Günümüzde mücevherat anlayışının da değiştiğine dikkat çeken Yıldırımtürk, “Türkiye için de bir değişim, dönüşüm söz konusu. ‘Hem takayım hem de para kazanıyım’ anlayışı da değişiyor. Şimdi yeni jenerasyon, çok ağdalı bir yapısı olmayan kibar tasarımlara yöneliyor. Daha az altın kullanmaya yönelik dönemlere giriyoruz. Bu duruma fiyat olgusunun da etkisi olduğunu düşünüyoruz" dedi ve ekledi:
“8 AYAR TAKILAR GELİYOR…”
“Eskiden 10 gramdan aşağıya 22 gram bilezik olmazdı. 22 gramdan daha aşağıya zincirler, kolyeler olmazdı. Önümüzdeki dönem itibariyle 8 ayarların daha yaygın olarak kullanıldığı bir döneme girilecek. Bu tabii yavaş yavaş Körfez ülkelerine de yansıyacak. Bu bakımdan altın tüketiminde takı itibariyle bir azalma söz konusu olabilir. Ama burada artan dünya nüfusunun etkisini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Gelir düzeyine bağlı bu tür takılara da ilgi artabilir. “
Altın talebini oluşturan dört temel kalem var. Bunlar; mücevherat, teknoloji, yatırım amaçlı bir de Merkez Bankaları'nın talebidir
Ekonomist Emre ÇayırlıSANAYİDE ALTIN KİRİZİ YAŞANIR MI?
Dünya Altın Konseyi’nin raporunu yorumlayan Ekonomist Emre Çayırlı da altının teknoloji sanayindeki kullanımının yüzde 7 civarında olduğunu hatırlatarak “Bu rakam o kadar az ki, herhangi bir tedarik sıkıntısına neden olacak bir durumda 'altın bulamadık o yüzden çip üretemedik' demek pek söz konusu değil gibi gözüküyor” tespitinde bulundu.
Altın kullanımında aslan payının yüzde 42 ile yatırım amaçlı tutulan altın madeni olduğunu hatırlatan Çayırlı “İlerleyen süreçte, genelde kripto tarafında Blockchain sistemine entegre emtia tabanlı ürünler gelmeye başlayacak. Bunun içerisinde enerji olacak. Üretilen elektrik bir blockchain'e bağlanacak ve belki onun da bir parası olacak. Muhtemelen üretildikçe çıkacak ya da yakıldıkça ortadan kaybolacak gibi bir sistem devreye girecek. Bunun benzeri altın tarafında da olacağı pandemi döneminde de konuşuluyordu. Rusya Devlet Başkanı Putin'in Çin ve Amerika tarafındaki görüşmeleri bu yöndeydi” diye konuştu.
Çayırlı şu tespitlerde bulundu:
“Artık ‘Biz kripto para çıkartalım ve bunu altına bağlayalım böylelikle de altın kadar kripto para olsun’ dönemine doğru gidiyoruz. Kazakistan tarafında da Merkez Bankası'nın buna benzer çalışmaları var. Temel olarak ilerleyen süreçte altın kıtlığı olabilir ama zaten altının yüzde 76’sı fiziki olarak çıkmış durumda. O yüzden kıtlık konusunda çok sorun olacak bir durum yok. Tabii miktar azaldıkça altının değeri de artacaktır.”
SANAYİDE DE ALTIN YERİNE BAKIR
“Bir maddenin değerli olması, yatırımından ziyade üretimde yani sanayide kullanılmasıyla yükseliyor. Altın iletkenliği bakımından iyi bir madde ama bu konuda da bakır biraz daha ön plana çıkmış durumda. Küresel alt yapı çalışmaları yeni yeni yapılıyor. Daha yeni Amerika bir kararname çıkardı ve elektrik alt yapısının nasıl geliştirilmesi gerektiğine yönelik araştırmalar yaptı. Bu da şunu gösteriyor bakırın talebi altına göre daha canlı olacak.”
“Altının kıtlığı fiyatını yükseltmeye devam edecektir ama temel itibariyle raporda da sürekli olarak ekonomik konjonktürden bahsediyor. Enflasyonist ortamın bulunması altına olan talebi artırıyor. Enflasyonu yaşayan ülkelerde altın, kazancı koruma aracı olarak kullanılıyor.”
“ARTIK KOLUNDA BİLEZİKLE GEZEN YOK…”
“Enflasyon ortamında altın talebinin fazla olması fiyatları yükseltiyor. Mücevherat kısmında da zaten, sosyolojik olarak düşündüğümüz zaman insanlar eskiden kollarında bilezikleriyle geziyorlardı. Ama baktığımızda artık kim altınla geziyor ki. Önümüzdeki zamanlarda da mücevherat talebinin düşmeye başladığını göreceğiz. Ama bu ortadan kalkacağı anlamında gelmiyor, doğu toplumlarına baktığımızda altın talebinin hala fazla olduğunu görüyoruz. Ama bu bence doğu toplumlarında daha çok enflasyondan korunma aracı olarak kullanılıyor. Batıda enflasyon olmadığı için, altına yatırım yapalım da para kazanalım gibi bir mantaliteleri yok. Ama sonra dönemlerde enflasyonun Avrupa'da yükselmesiyle beraber altına talep var. Ama bu yatırımların büyük bir çoğunluğu da altın fonu.”