Güncelleme Tarihi:
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 2017 yılında başlattığı ‘Misafir Öğretmenim’ projesi, pandemi nedeniyle verilen aranın ardından tekrar start aldı. Proje kapsamında öğretmenler, öğrencilerini ve ailelerini daha yakından tanımak için mesailerine okul saatleri dışında da devam ediyor. Bazen idarecilerin tavsiyesi bazen de gönüllü olarak ziyarete giden öğretmenler, öğrencilerinin ev ortamlarını, çalışma alanlarını, aile içi diyaloglarını yakından gözlemleme imkânı buluyor. Böylelikle öğrencinin yaşamındaki avantaj ve dezavantajları tespit edebiliyor. Öğretmenlerin, öğrencilerinin evlerine yaptıkları ziyaretlere tanıklık ettik...
Öğretmen Seval Gonca’nın ilk adresi öğrencisi İlayda Şengün’ün evi oldu. Gonca öğretmen sohbetin ardından İlayda’nın odasına geçti. İlayda’nın kendisine ait odası, çalışma masası olduğunu gözlemleyen öğretmen, küçük kızın sınıfta mutsuz göründüğünü söyledi. Gonca, ziyareti şöyle değerlendirdi:
İLAYDA’NIN DERDİ
“İlayda başarılı bir öğrencimiz. Başka bir okuldan aramıza katılıp hemen uyum sağladı. Çok çalışkan bir ailesi var. Hatta babası o kadar çok çalışıyor ki İlayda onu az görmekten duyduğu üzüntüyü sınıfta belli ediyor. Eve geldiğimde annesinin de evde tekstil işi yaptığını gördüm. Babasından bu kadar ayrı kalmaması gerektiği konusunda tavsiyelerimi ilettim. Çalışma ortamı güzel, oyuncakları yaşına uygun. Ödevlerine, çizdiği resimlerine de baktık. El yazısını düzeltmesi için biraz daha pratik yapması gerektiğini söyledim.”
Öğretmenin ziyaretinden mutlu olduğunu söyleyen 4’üncü sınıf öğrencisi İlayda Şengün, “Babam işten çok geç geliyor. Ben de en geç 10’da yatmam gerekirken bazen onu görmek için bekliyorum. O yüzden okulda uykusuz olabiliyorum” derken, anne Hacer Şengün “Verdiği öneriler kızımın daha başarılı bir eğitim hayatı olması ve mutlu olması için değerli” diye konuştu.
EVDE ORTAYA ÇIKIYOR
İstanbul Şair Baki İlkokulu’nda görevli öğretmen Canan Savaş da ev ziyaretleri yapan öğretmenlerden. Bu ziyaretlerin ihtiyaç sahibi aileleri belirlemek konusunda da faydalı olduğu dile getirdi: “Öğrencimizin ailesinin maddi sıkıntılar yaşadığını sınıfta az çok tahmin edebilsek de evlerine gitmeden anlamak mümkün değil. Sınıfta her şey konuşulmuyor. Ziyaret ettiğim öğrencilerim babalarını geçen sene kaybetmişler. 4 çocuk ve bir anne, ayakta kalma mücadelesi veriyor. Bunun etkilerini sınıfta seslendiremezken ev ziyaretlerinde hepsini görüp konuşabiliyorsunuz.”
Öğretmen Seval Gonca’nın ikinci adresi ise Ahmet Eymen Görür’ün evine oldu. 2 ablasıyla geniş bir çalışma odasını paylaşan Eymen’in yaşam alanı ve odasının temizliği öğretmeninden tam puan aldı. Öğretmen Gonca, sınıftaki başarısının ve derse ilgisinin arkasında ev hanımı annesi Hatice Görür ve tekstil ihracatı yapan babası Osman Görür’ün önemli katkıları olduğunu söyleydi: “Sınıfta doğa sevgisi konusunda hassasiyeti yüksek olan öğrencilerimden biri. Kahramanmaraş kökenli olan ailenin sık sık oradaki köylerini ziyaret ettiğini öğrendim. Ahmet’in doğa sevgisinin de köy yaşantısı içinde zaman geçirmesinden kaynaklandığına inanıyorum.”
ÇOCUK AİLENİN AYNASIDIR
Tuna İlkokulu 4’üncü sınıf öğretmeni Seval Gonca, Hürriyet’e şöyle konuştu: “25 yıldır yani neredeyse öğretmenlik hayatımın başından beri öğrencilerimi ve velilerimi evlerinde ziyaret ederim. Çocuk ailenin aynasıdır, onları tanımak adına bu faaliyet bizler için önemli. Okula ilk geldiklerinde bizler için de yabancı olan çocukları akademik yönlerinden önce sosyal ve psikolojik olarak tanımalıyız. Ev ziyaretleri çocukla ilgili olan soru işaretlerini ortadan kaldırıyor.
ŞİDDETTEN KURTARDI
Eğer bir öğrencimin davranışlarında olumlu ya da çok olumsuz mesajlar varsa bunun nedenlerini aile ziyaretlerindeki gözlemlerimizle anlayabiliyoruz. Öğrencinin çalışma ortamını, kendine ait bir odası olup olmadığını, varsa uygunluğunu görebiliyoruz. Ailesiyle diyalogları, evdeki kardeşleriyle ilişkileri, sınıf içi tavırları için referans. Daha önceki yıllarda bir öğrencimi ziyaretim sırasında evdeki üvey anne şiddetini fark etmiş ve çocuğun yaşadığı kötü hayattan kurtarılmasını sağlamıştım.”