Duygusal patlamalar

Aynı zamanda Jüpiter ile Satürn arasındaki sert etkileşim gruplar arasındaki anlaşmazlıkları işaret ederken sert ilişkiler ortaya çıkabilir. Ayrıntıların önem kazanacağını işaret eden gökyüzünün bu konumu ihtiyaç duyulan değişikliklerin yapılması için zorlayıcı olayların meydana geleceğini işaret ediyor. Pluton’u tetikleyen Ay ise bilinçaltının derinlerinden yükselen değişim arzularının görünür hale geleceğini ve duygusal patlamaların değiştirici olabileceğini işaret ediyor.

İnançsızlığın oluşturduğu kaos

İnançsızlık! İşte, çağımızın sorunu. Bildiğimiz her şeyi iddia edebiliriz, ukalalık edebiliriz ve hatta en kuvvetli savunucusu olarak bir fikrin peşinden gidebiliriz ama hep sorarak, hep ikircikli düşünceyle ve asla inanmadan sadece aklımıza veya ruhumuza uygun geldiği için. Ama asla inanmadan.

İşte çağımızın sorunu bu! İnancımızı yitirdik... Öyle çok şey biliyoruz ki, beynimiz bilgiden çöplüğe dönüşmüş bulunuyor!

Her şeyi biliyoruz, bilgiye sahibiz ama kullanmayı bilmiyoruz. Bilgiye hakim değiliz ve bunu kabul etmiyoruz. Gelişen teknoloji bize açıklamalar getiriyor, daha fazlası pratik hayatımızı kolaylaştıracak malzemeler sunuyor. Buna bağlı olarak pratik hayatımız kolaylaşırken kendimizi çıkmazın içinde buluyoruz.

Devamlı soran ve anlamaya çalışan ve bütün bunları yaparken kaybolan benliğimizi yakalamaya çalışıyoruz. Tabii mümkün olamıyor... Çünkü inanmıyoruz!

İnancın içinde sorgulama yoktur. İnancın olduğu yerde ikircikli düşünceler yoktur.

İnancın olduğu yerde sadece bilmek vardır. Bilirsin, inanırsın ve sorgulamazsınız. Öyle miydi, böyle miydi, demezsiniz. Her nasılsa öyle olduğunu bilirsiniz ve inanırsınız. Hem de taa derinden, içinizin derinliklerinden şuurunuza yükselir ve bilirsiniz. Ve artık sorgulamazsınız. Hakikaten mi, diye sormazsınız. İşte böyle bir bilme halidir, inanmak...

Aslında meydana geldiğini düşündüğümüz ne varsa, bütün bunların hepsi zihnimizin içinde olup bitiyor. Yani ne yaşadığımızı düşünüyorsak, nasıl bir dünya hayal ediyorsak, işte onu yaşıyoruz! İnandığımız dünyayı yaşıyoruz ve inanmıyoruz...

Bunun sonucunda inanmadığımız ne varsa, bildiğimizi düşündüklerimiz ama inanmadıklarımız... zihnimizde kaos oluşturuyor ve şimdi işte onu yaşıyoruz.... bunu hep birlikte oluşturuyoruz.

İnançsızlığımızın izleri bizi takip ediyor. Vardığımız, gittiğimiz bir yer yok. İsteklerimize ulaşamıyoruz çünkü inanmıyoruz. Her yer karanlık, geleceği göremiyoruz çünkü inanmıyoruz. İnançsızlığın karanlığında dönüp duruyoruz. Ama aşacağız. Eminim. En azından ben öyle düşünüyorum ve buna inanıyorum.

Ben böyle düşünüp inanıyorsam, dünyanın bir yerlerinde birileri de aynı şeyleri düşünüyor ve benim gibi inanıyor, biliyorum.