Duygusal baskılar belirgin şekilde artıyor

Yengeç burcunda uzun zamandır yolculuğunu sürdüren Satürn, öğle saatlerinde Yengeç’te dolaşan Ay’ı tetikleyecek ve duygusal baskıların açığa çıkmasına neden olacak.

Başta Yengeç ve Oğlaklar olmak üzere Koç ve Terazi burcunun son on günlük devresinde doğanlar bugün alışkanlıklarını değiştirmeye zorlayan baskıları kuvvetli biçimde hissedecekler. Özellikle büyükler, patron ve üzerinizde baskı oluşturan olayların etkisini kuvvetli hissedeceksiniz. Bu etki derinleşmeye ve gerçek isteklerin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Hastalıkların gerçek nedeni

Duygularınız ya da kafanız karıştığı zaman sağlık sorunları çıkar. Çünkü beden, zihin ve duygu bütünlüğünden oluşan insan, dengenin bozulmasıyla birlikte sağlık problemleri yaşamaya başlar.

Duyguların sağlıklı ve güçlü olmasını sağlayan temel unsur, akıl sağlığıdır. Ve akıl sağlığını bozan durumların başında ise kararsızlık gelir.

Karar vermeniz gereken durumlarla karşı karşıya geldiğiniz ve bir türlü karar veremediğiniz zaman, duygusal zayıflıklar ortaya çıkar. Özellikle karar verilecek konu hayatiyse ve yaşantınızın dönüm noktasında bulunduğunuz duygusu içindeyseniz, üzerinizde hissettiğiniz baskı daha da kuvvetli olacak, karar vermek daha da zorlaşacaktır.

Genellikle öğrendiğimiz bilgiler ışığında kendi düşünce sistemimizi geliştiririz. Bu sistemi oluştururken korkuların büyük bir payı vardır. Çünkü bilincimizin derinlerinde iz bırakan korkular aracılığı ile ne yapmamamız gerektiğini öğrenirken, yapacaklarımızı da buna göre belirleriz.

‘Ben bunu istiyorum’ derken, neden öyle istediğimizin derinlerinde, istemediğimiz, karşılaşmaktan korktuğumuz durumlar vardır. Fakat düşüncelerimizde ortaya çıkan şey ise ‘İsteklerimiz’ şeklinde belirir.

Karar verme aşamasında bizi kararsızlığa sürükleyen durum ise, korktuğumuz durumla karşı karşıya kalmamıza neden olacak bir karar verme endişesidir.

Yanlış bir karar almaktan korkarız. Çünkü ‘yanlış karar’ aslında istemediğimiz yani korktuğumuz durumla bizi karşılaştırabilir ve bunun sonucunda bir türlü karar veremeyiz. Üstelik ‘yanlış’ olarak düşündüğümüz kararı almayı da o sırada çok isteriz. Ve isteklerimizi tutarız. Kendimizi baskı altına alırız ve gerçekte istediğimizi yapmak yerine istemediğimiz durumu sürdürmeye devam ederiz.

Böyle bir durumda ortaya koyduğumuz tepki ‘Ne yapacağımı bilmiyorum’ şeklindedir. Aslında bilincimizin derinlerine bakmayı öğrenebilsek, gerçek isteğimizin ne olduğunu göreceğiz.

Halbuki o sırada içten içe ne istediğimizi biliyoruz fakat yüksek sesle bu isteği ortaya koymuyoruz. Kendimize bile söylemiyoruz. Belki de söylüyoruz ama sonuçlarından korkup kaçıyoruz ve yine kararsızlıklar içinde bocalıyoruz. Tabii bunun sonucunda hastalanıyoruz. Yani kendimizi hasta ediyoruz.

Zihinsel ve duygusal gerilim sonucunda bedenimiz isyan ediyor ve bizi bu kısırdöngüden kurtarmak için hastalanıyor. Yoksa biz dipsiz bir kuyunun içinde yuvarlanmaya devam edeceğiz. Düşünce ve duygularımızın birbirini beslemesi sonucunda giderek büyüyen karmaşanın içinden kurtulamayacağız. İşte böyle bir anda bedenimiz bize işaret veriyor. Bu düşünceden vazgeçirecek derecede hastalanıyor ve biz dikkatimizi karar vermemiz gereken konudan uzaklaştırıp sağlığımızla ilgilenmeye başlıyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları