Dünyanın en zengin adamı Beyaz Saray yolunda

63 milyar dolarlık varlığı ile dünyanın en zengin adamı. Ondan daha zengini yok.

En yakın arkadaşı, zenginler listesinde onu izleyen Bill Gates. Seçimi kaybeden McCain de, başkanlığı kazanan Obama da, gözünü Warren Buffett’e dikiyor. İkisi de aynı kanıda: "Warren’dan iyi bir ekonomi bakanı olur."

Henüz on bir yaşında. 25 sente satın aldığı Coca Cola şişesini, beş sent kárla 30 sente başkasına satıyor.
/images/100/0x0/55eaaad2f018fbb8f88f05eb
Yıllar sonra işe sadece 100 dolarlık sermaye ile başlıyor. Borsaya giriyor, piyasayı çok iyi kokluyor. Parasını nereye yatırırsa, sonuçta mutlaka kár ediyor. Ufak tefek zararlar devede kulak kalıyor. Böyle böyle yatırdığı 100 dolar, yıllar içinde milyon dolarlara yükseliyor. Büyük bir tekstil firmasının ortağı oluyor. Allah’ın "yürü ya kulum" dediği an.

Tekstil firmasını bir sigorta şirketi izliyor. Sigorta primleri, aynı anda tekstil şirketinin güvencesi. Yasal açıdan engel ya da yolsuzluk yok.

Dört bin dolardan başlayan tekstil firmasının hisse senetleri kısa sürede 119 bin dolara kadar yükseliyor. Tam patlama. Müthiş bir varlık.

Wall Street denilen o baş döndüren mekanizmanın en önde gelen, en çok aranan, en çok danışılan, fikrine en çok saygı duyulan ve en çok dinlenen aktörü haline geliyor. En çok o aranıyor, ama telefonlara bizzat kendisi çıkıyor. Arada asistan yok. Doğrudan, kendisi.

Derken dünyanın en büyük firmalarının ortakları arasında. Bir zamanlar şişesini sattığı Coca Cola’nın ortağı oluyor. Yetmiyor. American Express ile General Electric gibi devlerin ortakları arasında onun da adı var.

Bugün 78 yaşına gelen Warren Buffett, dünya zenginler listesinde başı çekiyor. 63 milyar dolarlık varlığı ile dünyanın en zengin adamı. Ondan daha zengini yok.

En yakın arkadaşı, zenginler listesinde onu izleyen Bill Gates.

GARSON ASTRID İLE BÜYÜK AŞK

Eşi Susan’la hayat arkadaşlığı Wall Street gibi başarılı değil. 1977’de evlilik fiilen sona eriyor. Susan evden ayrılıyor. Ama, boşanma yok. 2004 yılında Susan hayata veda ettiğinde, mezarı başında, elinde çiçeklerle gözyaşı döken Warren’dan başkası değil.

Gözyaşları, geride kalan yıllar içinde, Warren’ın başka kadınlarla ilişkisini engellemiyor. O kadından bu kadına koşan Warren’ı bir lokantada garsonluk yapan Astrid Menks durduruyor. Astrid’e bıraktığı bahşişler her geçen gün, herkesi şaşırtan miktarlarda artarken, karşılıklı duygulara gem vurmak artık imkansız. Aşk. Hem de, çok ateşli bir aşk.

Her erkeği durduran bir kadın var. Ama er, ama geç. Erkek bir yerde duruyor. Kadın da. Durdukları yer, farklı açılardan toplumda yerleşmiş kuralların ötesine geçmiş olsa bile. Çevrelerinden bazen içten destek, bazen sinsice dudak bükmeler. Mesele, araya herhangi bir kavram sokmadan, aşka sahip çıkmak. İnanmak. Saygıyla.

Onun artık Astrid’i var. Bununla birlikte, Susan’a duyduğu garip saygı, Susan’dan boşanmasını önlüyor. Aşkına saygıyla bağlı. Hukuki eşi Susan’dan, benzer saygıyla söz ediyor.

Susan’ı toprağa verdikten iki yıl sonra, 2006’da Astrid’le hayatının imzasını atıyor. "Hayatımın en önemli kadını" dediği Astrid’in istekleri var, normal. Ama, kaprisleri yok. Warren’ı gelgitlere süreklemiyor. Warren’a destek veriyorsa, veriyor. Vermediğinde, mantıklı açıklamanın gelmesi uzun sürmüyor. Açıklamalar, Warren’da boşluk doğmasına izin bırakmıyor.

DÜNYANIN EN İYİ KALPLİ KAPİTALİSTİ

Bu yılın başına gelindiğinde, büyük ekonomik kriz. Herkes çözüm peşinde koşarken, gözler Warren Buffett’a çevriliyor. O ne öneriyor? Krizden nasıl çıkılacak?

Arka arkaya bir kaç TV ve büyük gazetelerde röportajlar. Warren sesini yükseltiyor. Beyaz Saray’dan duyulacak biçimde. "Batanları kurtarmak gerek." Ek olarak, belli vergi ayarlamaları ve yeni bir ekonomik program.

Amerika’da 700 milyar doları aşan kurtarma paketi arkasında Warren Buffett’in imzası var. Bir anda "dünyanın en iyi kalpli kapitalisti" gibi, kapitalist mantıkla pek bağdaşmayan titrin sahibi oluyor. Bunlar Amerikan başkanlık seçimi kampanyası sırasında yaşanıyor. Seçimi kaybeden McCain de, başkanlığı kazanan Obama da, gözünü Warren Buffett’e dikiyor. İkisi de, aynı kanıda: "Warren’dan iyi bir ekonomi bakanı olur."

Olur mu? Şu anda bilinmiyor. Obama sanki bu görüşte. Ya Warren? O, bu sorulara henüz net karşılık vermiyor.

Bakan koltuğuna oturmasa bile, dünyanın en zengin ve bu arada en iyi kalpli kapitalistinin Beyaz Saray’da danışmanlığı kesin gibi.
Yazarın Tüm Yazıları