Güncelleme Tarihi:
Çavuşoğlu, KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İsrail ile ilişkilerin normalleşmesine yönelik haberlerin hatırlatılması üzerine Çavuşoğlu, Türkiye’nin kalan iki şartının yerine gelmesi için görüşmelerin devam ettiğini söyledi.
"HAMAS DİYE BİR ŞART YOK"
Bununla ilgili görüşmelerin bundan sonraki süreçte de süreceğini belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Bizim şartlarımız son derece sarihtir. Bu şartlar yerine getirildiği zaman ilişkileri normalleştiririz, büyükelçilerimizi geri göndeririz ve adımları atarız. Gazze üzerindeki ambargoların kaldırılması gerekiyor. Burada yaşayan Filistinli kardeşlerimiz son derece zor şartlar altında yaşıyor. İnsani yardımların, kalkınma yardımlarının engelsiz bir şekilde Gazze ve Filistin’e ulaştırılması gerekiyor. Tüm bunları detaylı bir şekilde görüşüyoruz. Önümüzdeki ilk toplantıda anlaşmaya varılır mı, varılmaz mı, tabii bu, İsrail’in atacağı adıma bağlı.
Hamas ile ilgili bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Bizim başından beri Hamas ile temaslarımız gizli saklı değil. Hamas liderlerine telkinlerimiz de gizli saklı değil. Bir taraftan Ortadoğu barış sürecine katkı sağlamaya çalışıyoruz. İsrail ile ilişkilerimizin kopması nedeniyle bu katkıyı yeterince veremediğimizi biliyoruz. Ama Hamas olmadan kalıcı bir barışın olmadığını bugün İsrail de kabulleniyor. Bu konuyla ilgilenen herkes bunu kabul ediyor. Dolayısıyla bundan sonra da Hamas’a gerek El Fetih ile Filistin içinde birlik ve beraberliğin devam etmesi ve gerekse Ortadoğu barış sürecine katkı sağlamak bağlamında Hamas ile de temaslarımız devam edecektir. İlk temasa geçtiğimiz zaman tepki gösteren ülkeler bile bizim ne yapmak istediğimizi, İsrail dahil çok rahat bir şekilde anlamıştır. Dolayısıyla İsrail ile ilişkilerimizin normalleşmesi için Hamas diye bir şart yoktur, olamaz da.”
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Kıbrıs konusunda ise şu ifadeleri kullandı:
"Kıbrıs’ta müzakerelerin parametreleri bellidir. Siyasi eşitlik ve iki kesimliliğe dayanan kalıcı, adil bir çözüm istiyoruz. BM Genel Sekreteri’nin iki tarafın lideri ile bir araya gelmesi son derece doğaldır. Bugüne kadar yaşanan gecikmenin sorumlusu Rum Kesimi’dir. O nedenle artık sürecin hızlanması gerekiyor. 1+5 toplantısının da eğer çözüm isteniyorsa bir an önce yapılması gerekiyor.
Kıbrıs etrafındaki gaz ve petrol rezervlerinde KKTC ve Kıbrıs Türk halkının da hakkı olduğunu unutmamak gerekiyor. Buradan elde edilecek gelirin nasıl harcanacağı konusunda da tek taraflı karar olmaz.
İngiltere’deki referandum sürecinde Türkiye’nin sürekli gündeme gelmesi bir yerde Türkiye’nin geldiği noktanın bir yansımasıdır. Güçlü bir Türkiye… Bunu olumlu olarak gündeme getirenler de var olumsuz olarak getirenler de… Türkiye göçmen sorunu başta bugüne kadar AB’ye hiç yük olmadığı gibi Avrupa kıtasının her zaman yükünü almıştır. Türkiye İngiltere’ye yük olacak gibi bir algı yaratmak doğru değil. Her şeyden önce sen ne kadar iktidarda kalabileceksin, AB içinde kalabilecek misin onun hesabını yap. Bu konuyu ben mi gündeme taşıdım? Biz İngiltere’nin AB’de kalmasını isteriz ama AB İngiltere’nin çıkmasıyla kalmasıyla yıkılmaz. AB kendini yenileyemezse, ırkçılığa, yabancı düşmanlığına, İslamofobi’ye, antisemitizme karşı çözüm üretemezse zayıflar. Böylesine güçlü bir Türkiye’de korkmaması lazım, işbirliği yapması lazım. Her halükarda İngiltere’nin AB içinde kalmasını isteriz."
KIBRIS RUM KESİMİ'NDEKİ YANGIN
Bir basın mensubunun Rum kesiminde devam eden yangına ilişkin Türkiye'nin yardım önerisine yönelik sorusunu yanıtlayan Çavuşoğlu, dünyanın neresinde bir afet olsa oraya ilk insani yardımı ulaştıran ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini söyledi. İnsani yardımlar konusunda gayrı safi milli hasılaya oranla Türkiye'nin birinci sırada olduğunu, kalkınma yardımlarının ise 4 milyar dolara çıktığını ifade eden Çavuşoğlu, "Rum kesiminde bu yangın çıkınca ve baktık ki kontrol altına alınamıyor, yardım önerimizi ilettik ve hem Sayın Akıncı hem de Rum liderler ile defalarca görüştük." değerlendirmesinde bulundu.
Rum tarafının böylesine bir hassas durumda ve bu insani yaklaşım karşısında bile bundan avantaj elde etmeye çalıştığının altını çizen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Türk uçaklarını ve helikopterini Rum tarafına indirmeye çalışıyor. Bu bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil. Aynı şekilde kendisi Dünya İnsani Zirvesi için İstanbul'a geldi. Biz misafirperverliğimizi gösterdik. Sayın Cumhurbaşkanımız bir yemek verdi. Bu resmi bir etkinlik değildi ve Sayın Akıncı'yı da bu yemeğe çağırdık. Biz isterdik ki böylesine gayrı resmi bir yemekte nasıl Davos'ta veya başka ortamlarda bir araya geldilerse, burada da yan yana gelsinler ve dostluk mesajı versinler. Güven artırıcı tedbirler de çok önemli. İki halk birlikte yaşayacak. Dostların bir araya geldiği akşam yemeğinde bile Akıncı ile bir araya gelmeyi istemediği gibi yaptığı açıklamalar da hoş değildi. O nedenle Rum kesimine diyorum ki en azından insani konuları bile suistimal etmeyin. Karşılık vermeseniz bile bunu başka yerlere çekmeye çalışmayın."
İNGİLTERE'DEKİ AB REFERANDUMU
Çavuşoğlu, İngiltere'de yarın yapılacak AB referandumuyla ilgili soruları da yanıtladı. Çavuşoğlu, "Türkiye'nin AB'ye ne zaman üye olacağı konusunun Brexit kampanyasında kullanılması doğru değil... İngiltere'nin AB'de kalmasını arzu ederiz" dedi.