Türkçe gençlere yeni kapılar açar

Güncelleme Tarihi:

Türkçe gençlere yeni kapılar açar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2017 09:47

Almanya’nın Hessen Eyaleti’ndeki Türkçe kampanyasına destek veren Tiyatro Frankfurt Sanat Yönetmeni Kamil Kellecioğlu, Türk Halk Müziği sanatçısı Şirin Üstün, öğretmenler Fehmi İlhan, Aygül Klein ile Hessen Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Eren Tiryaki’nin ailelere bir çağrısı var:

Haberin Devamı

KÜLTÜREL KİMLİĞİN OLUŞMASINDA ÖNEMLİDİR
Tiyatro Frankfurt Sanat Yönetmeni Kamil Kellecioğlu:

“Her göç beraberinde kültür, yaşam biçimi, ve farklı dünya görüşleri gibi bir takım önemli sorunları da beraberinde getirir. Dolayısıyla dillere pelesenk olmuş bazı tutucu Alman politikacıların klasik söylemi gibi; ‘Biz işgücü bekliyorduk; karşımıza insan çıktı!’ sözünün dayanakları bellidir.
Anadil, çocuğun kişiliğinin ve kültürel kimliğinin oluşmasında son derece önemli rol oynayan temel etmenlerin başında gelir.
Aslında neresi olursa olsun; çok kültürlü, demokratik bir toplumun oluşmasında dil, kültürel alışverişi sağlayan temel araçlardandır.
Dil, Alman ve Türk kültür dünyaları arasında köprü kurabilmelidir. Unutulmamalı ki, ‘Dil düşüncenin evidir.’
Akşam evinde Türkiye’yi; sabah kapıdan çıkınca Almanya’yı yaşamak, gerek çocuk ve gerekse gençlere birtakım zorlukları dayatmaktadır.
Mesela dahil olamamak özellikle gençler için kutuplaşmanın en uçlarında yer alan durumlardır. Burada dışlanma ve ayrımcılığın büyük bir etken olduğunu söylemek mümkündür. Başarılamamış uyum politikalarına dayanan bu sorunla başa çıkmak için sihirli bir formül yok, sabırla ve özveri ile vazgeçmemek çözümü yaratacaktır.
Sadece Almanya’da değil dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir ülke topluluğuna temel yaklaşım özellikle diyaloğun güçlendirilmesi o toplumu iyi anlamaya çalışmak kaçınılmaz bir zarurettir. İnsanlara yaşadıkları ülkenin ve toplumun bir parçası olduklarını hissettirilip hak ettikleri saygıyı ve kabulü gösterdiğiniz takdirde emin olunmalı ki yansımasını bulacaktır. “

Haberin Devamı

KİM SAHİP ÇIKACAK?
“Şüphesiz ki iki dillilik ve anadilde eğitiminin önemi yıllardır bilim insanları ve eğitimciler tarafından tartışılagelen konular arasındadır.
Gerçi dilimiz için yapılması gerekenlerin hepsi söylenmiştir bugüne kadar. Fakat bu işe kimin sahip çıkacağı belki de tam olarak tespit edilemediğinden sanırım gerek mevcut eğitim ataşelikleri gerekse eğitim kurumları, dernekler, sanat merkezleri, hatta Türkçe Konuşan Tiyatro Frankfurt gibi oluşumlar hala dilin yaşaması için bir takım enstrümanları kendince geliştirmekle meşguller. Bu nedenledir ki biz de bu amaçla yani sanat yoluyla yaşayan bir dil için çalışma ve çabalarımızı her daim sürdürmeyi amaç edinmiş bulunuyoruz. “Düşünce dilden, dil düşünceden doğar” sözünü asla aklımızdan çıkarmıyoruz.”

Haberin Devamı

DİLİMİZE İLGİ ARTIYOR
“Lakin son yıllarda ortaya konan istatiksel veriler Türk diline ilginin gittikçe azaldığını da gösteriyor.
Kanımca en önemli nokta bu mesele üzerine kafa yormak, sebeplerini araştırıp kalıcı çözümler üretmektir.
Bildiğiniz üzere, Almanya’da toplam 16 eyalet var. Almanya’da her dile yaşama olanağı sağlanıyor diyebiliriz. Federal Anayasa’ya ters düşmeden anadil dersi olarak; Türkçe, Yunanca, İspanyolca, İtalyanca gibi birçok dil için programlar geliştirilip, öğretmenler sağlanıyor.
Anadil derslerinin amacı, göçülen ülke ve içinde yaşanılan toplumla uyumlu ortak bir yaşam kurma çok kültürlü, çok uluslu bir Almanya ile bütünleşen Avrupa yaratmak ve bu süreçte içinde var olduğu kültürel değerleri de koruyarak bir anlamda çok renkliliğin özgürlükçü, demokratik, barışçı toplumunu kurmak esas amaç haline geldi. Almanya’da yaşayan, çeşitli uluslardan insanların kendi kültürel köklerini inkar etmeden, bu değerleri koruyup geliştirerek çok kültürlü toplumu kurabilecekleri yavaş yavaş algılara yerleşti.
Özetle denilebilir ki; dil organik yaşayan bir varlıktır. Onu yaşatmak, konuşmak en iyi şekilde canlı tutmakla mümkündür.”

 

Haberin Devamı

Türkçe gençlere yeni kapılar açar

TÜRKÇE BİLMEDEN TÜRKİYE SEVİLEMEZ
Türk Halk Müziği sanatçısı Şirin Üstün:

“Anadilimiz yok olursa kültürümüz yok olur. Anadilini bilmeyen birey yarım insan sayılır. Anadilin yerine hiçbir dil geçemez, geçmemeli. Türkçe okullara girsin ve yabancı dil olarak okutulsun. Güçlü anadil, güçlü insan. Türkçe’ye Anayasal düzenleme istiyorum. Türkçe öğrenmeden Türkiye sevilmez. Anadilini bilen güçlü bağlantılar kurar. Türkiye’yi, sevdiklerimizi daha fazla tanımak, anlamak için tek bir adreste buluşmalıyız. Daha fazla Türkçe, daha fazla hayat demektir.”

SON DERECE ÖNEMLİ
“Almanya’da doğan, büyüyen çocuklarımız anadiline ne kadar hakim olursa diğer dilleri de o kadar iyi konuşur. Anadilin birliği ve kültürel donanım son derece önemli. Çünkü anadilimiz olursa kültürel değerlerimizi koruyup sahip çıkabiliriz. Bilim ve teknolojideki gelişmelerin büyük hız kazandığı dünyamızda bir toplumun çağdaşlaşmasıyada çağın gerisinde kalması hatta yüzyıllar geriye gitmesi o toplumun genç beyinlere verdiği eğitimle doğru orantılıdır.”

Haberin Devamı

İKİ ANADİL OLMAZ
“Almanya’da doğan ve büyüyen çocuklar, Almancayı da anadil olarak görüyorlar. Çocuklarımıza anadilin bir olduğunu ve anadilin bir kimlik olduğunu anlatmak zorundayız. Bizler anavatanımıza aidiyetimi anadilimizi iyi kullanarak aktarmalıyız. Almanya da farklı dilleri zenginlik olarak tanımlamalı ve bir dil, bir insan gözü ile bakmalı. Bu durumda çok dilli gençlerimiz, kültürler arası köprü görevinde bulunacaktır.
Anaokullarından başlayarak Türkçe’nin verilmesini gönülden arzularım. Böylece çocuk, orta öğretime geldiğinde hem güçlü Türkçesi, dilin senkronizasyonu hem de aidiyet duygusu gelişir. Diğer taraftan iyi konuşulan Türkçe, yeni kapılar da açar. Türkçe, Türkiye’de iş yapacak veya çalışacak insanlar için iyi bir başlangıç olur.”

 

Haberin Devamı

Türkçe gençlere yeni kapılar açar

ANADİLDE GÜLMEK BAŞKA BİR TAT VERİR
Öğretmen Fehmi İlhan:

“Anadil annenin kullandığı dil denilebilir ki, bu anne ve onun ait olduğu toplumun, milletin dilidir. Yani çocuğun aileden, çevreden, ulustan bir öğrenim süreci olmadan öğrendiği dildir. Dil ile birlikte hayatı, kültürü öğrenir, kişilik ve karakteri de bu çerçevede şekillenir. Bu nedenle anadil çok önemlidir. Çocuk, önceleri anadilini annesi başta olmak üzere, yakın çevresinden öğrenir, sonra da örgün eğitim içerisinde kurallarıyla geliştirir anadilini. Dinlediklerini, okuduklarını anlamayı, konuşmayı ve de yazmayı öğrenir normal koşullarda.
Ancak başka ülkeler göç eden insanların çocukları anadilini öğrenme konusunda zorluklarla karşılaşmaktadır. Bir iki nesil sonra çocukların anadilini önceki nesillere göre daha az öğrendiği ya da kullandığı ortaya çıkmıştır. Bu özellikle Türklerin yoğun olarak yaşadığı Avrupa ülkelerinde bile okullarda verilen seçmeli niteliğindeki Türkçe derslerine rağmen aynı şekilde sorun olarak kaşımıza çıkmaktadır. Sözünü ettiğimiz gibi Almanya’da da aynı şekilde Türkçe unutulma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu nedenle Türkçe’nin kesinlikle diğer bazı dillerin yanında ikinci yabancı dil olarak okullarda okutulması önemlidir. Hem de sınıf geçmeye etki edecek bir statüyle verilen bir ders olarak eğitimde yer verilmelidir.”

AİLEDE İLETİŞİM KOPAR
“Çocuklara Türkçe’nin öğretilmemesi durumunda gerek ana-baba ile olan ilişkilerinde gerekse kardeşler arası iletişimde kopma ve kendi kültür ve değerlerinden uzaklaşma ortaya çıkacaktır. Çünkü anadiliyle düşünmek de, gülmek de ağlamak da bambaşka bir tat vardır. Dili öğrenmekle aynı duyguları paylaşmayı, düşünceleri taşımayı öğrenecek ve gelecek kuşaklara kendi kültürel değerlerini aktarmaya devam edecektir.
Eğer çocuklarının günden güne kendilerinden, çevrelerinden, kültürlerinden uzaklaşıp benliklerini kaybetmesini istemiyorsa aileler, Almanya başta olmak üzere tüm bulundukları ülkelerde mutlaka ikinci yabancı dil dersi için yapılan kampanyalara katılmalıdırlar.”

Türkçe gençlere yeni kapılar açar

DİL HAZİNEMİZDİR, ONU KORUMALIYIZ
Hessen Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Eren Tiryaki:

“Hessen Kültür ve Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre 2015/2016 öğretim yılında 100 Türkçe öğretmeni kadrosuyla yaklaşık 8 bin öğrenciye Türkçe anadil dersi verilmiş. Eyalet bazında 180-200 bin Türk ve Türkiye kökenli insanın olduğunu varsayarsak anadili dersine katılım oranının çok düşük kaldığını tespit etmek durumundayız.
Bu aşamaya birden gelinmedi aslında. Değersizleştirilen ve bir yandan da katılımı zorlaştırılan anadil derslerine ilgi azaldı ve bu kısır döngü sonucunda Türkçe dil dersi gören öğrenci sayısı 8 bin kadar çok düşük bir sayıya düştü.
Bu korkutucu istatistik, kutsal hazinemiz olan Türk dilinin gittikçe önemsizleştirildiği ve birkaç nesil sonra tamamen kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını göstermektedir.
Kendi anadiline hakim gençler, meslek seçiminde ve iş aramada Alman sınıf arkadaşlarından en az bir dil daha bildikleri için ve üstelik bu dilin dünyada en çok konuşulan dillerin birisi olmasıyla avantajlı olurlar.
Gelinen bu tehlikeli aşamada, uyanık olma ve bu en değerli varlığımızı, en değerli hazinemiz olan Türk dilini koruma zamanı gelmiştir.
Velilerimizi bilinçli olmaya çağırıyor çocuklarının anadil eğitim hakkını tüm engellemelere rağmen aramalarını tavsiye ediyoruz.”

 

Türkçe gençlere yeni kapılar açar

ÇOCUKLARI BU HAZİNEDEN MAHRUM BIRAKMAYIN
Öğretmen Aygül Klein:

“Anadil deyip geçmeyin, sevgili Türk asıllı anne ve babalar, anadil sadece anlaşmak için değil, bir annenin tam anlamda çocuğu ile konuştuğu, çocuğunu sevdiği, yetiştirdiği ilk dildir. Çocuk anadilin melodisini daha doğmadan öğrenir. Güven, umut ve dayanıklı gücünü anadili sayesinde elde eder. Çocuklarımızı bu zenginlikten mahrum etmeyelim.
Siyasetçiler bir türlü dil sorununu çözemedikleri için, Türk velilere yüklendiler, evde bile Almanca konuşulmasını önerdiler. Ancak anadil çok özel bir dildir, çocuk onu ilk basta duyduğu gibi öğrenir duygusal anlamda bağlanır. Bir çocuk büyütmek sadece ona terbiye vermek değil, kendi hikayelerimizi anlatmak, kendi müziğimizle karşılaştırmak, kendi kültürümüzü canlı tutup yaşatabilmek demektir.
Almanya da yaşayan Türk asıllı anne ve babalar anadilini hastalık gibi algılar, kendilerine ve çocuklarına zararlı olduğunu sanarak öğrenmeleri için iyi bilmeseler dahi Almanca konuşurlar. Yıllardan beri göçmenlerin diline karşı siyasetin yanlış uygulamaları, velileri güvensiz bırakmıştır. Oysa Anadilini iyi bilen bir çocuk ikinci ve üçüncü bir dili daha kolay ve rahat öğrenir.
Almanya da yaşayan Türk asıllı azınlık olarak ülkeler arasında bağ kurmak köprü olmak elimizde. Anadil çocuk ile anne arasında hayata demir atmak için en güzel bağlantıdır. Bu köprü sağlam olursa, ulusların sosyal hayatları, tarih bağları, bilime dayanan bilgi birikimleri nesilden nesile aktarılmış olur.”

BAKMADAN GEÇME!