Güncelleme Tarihi:
Christopher Massimine, yalan söylememek için elinden geleni yapıyor. Eşi "Çöpü çıkardın mı?" diye sorduğunda ya da kayınvalidesi "Börekleri beğendin mi?" diye sorduğunda doğruyu söylemek için çabalıyor. Yalan söyleme alışkanlığının tedavisi için kendisine bilişsel davranışsal terapi uygulayan terapistine de doğru söylemeye çalışıyor.
Massimine, ömrü boyunca akla hayale gelmeyecek yalanlar söylemiş bir adam olarak, doğru söyleme çalışmalarına 15 ay önce başladı.
O dönemde ABD'nin Utah eyaletinin Salt Lake City şehrinde yaşıyor ve ülkenin önde gelen tiyatro kumpanyalarından biri olan Pioneer'ın idari direktörlüğünü yapıyordu. Yerel bir gazetecinin yaptığı araştırma sonucu, bu işi almasını sağlayan özgeçmişinde birçok gerçek dışı detay olduğu ortaya çıkınca Massimine istifa etmek zorunda kaldı.
Üstelik daha sonra anlaşıldığı üzere, Massimine'nin özgeçmişindeki yalanlar, buzdağının görünen kısmıydı. Massimine, hayatı boyunca çok büyük, çok ayrıntılı ve zaman zaman belli bir amacı dahi olmayan yalanlar söyleyip çevresindeki herkesi kandırmıştı.
Örneğin Kamboçya'da bir otel odasında otururken yaptığı Facebook paylaşımında, Tibet üzerinden Everest'e tırmandığını belirtiyor, "Burning Man'deyim" diye paylaştığı fotoğraflara dikkatli bakanlar New York'ta olduğunu görebiliyordu.
Gazetecilere yaptığı açıklamalarda İtalya'da doğduğunu söylüyordu (ama New Jersey'de dünyaya gelmişti). Okul arkadaşlarına doğum gününün Eylül ayında olduğunu söylemişti (doğrusu Mayıs'tı). Eşine ise "Seni Kourtney Kardashian'la aldatıyorum" demişti. (Alakası bile yoktu.)
Bu sonu gelmeyen yalanlar ortaya çıkmaya başladığında, Massimine'nin hayatı alt üst oldu; evliliği tehlikeye girdi, New York'un tiyatro aleminde genç yaşta elde ettiği başarılar sorgulanmaya başladı.
Bugün 36 yaşında olan Massimine, The New York Times'a yaptığı açıklamada, "çok temel bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istediğini" belirtti ve insanları kandırmak için planlar kuran bir dolandırıcı değil, kendine engel olamayan bir akıl hastası olduğunu öne sürdü.
PATOLOJİK YALANCILIK BİR HASTALIK MI?
Bu şekilde yalan söylemenin bir kompulsiyon yani zorlantı olduğunu iddia eden ilk kişi Massimine değil.
Alman psikiyatr Anton Delbrück, 1891 yılında "pseudologia fantastica" kavramını ortaya attı. Delbrück bu gruptaki hastalarını "kendilerini kahraman ya da kurban olarak göstermek ve başkalarını etkilemek için tuhaf şeyler uyduran kişiler" olarak tanımladı.
ABD'li psikologlar Drew A. Curtis ve Christian L. Hart'ın geçtiğimiz günlerde raflarla buluşan "Pathological Lying: Theory, Research, and Practice" (Patolojik Yalancılık: Teori, Araştırma ve Uygulama) isimli kitabı ise Delbrück'ün argümanından yola çıkıyor ve patolojik yalancılığın Amerikan Psikiyatri Birliği'nin akıl hastalıklarıyla ilgili el kitabı olan DSM-5'a eklenmesi gerektiğini savunuyor.
Curtis ve Hart'a göre, halihazırda psikiyatri bu gruptaki hastaları doğru teşhis edemiyor. Yazarlara göre, söz konusu hastalar "karanlık, istismarcı, hesapçı canavarlar" olarak görülüyor. Ancak bu kişiler aslında "çoğu zaman kendi davranışlarından zarar görüyor ama kendi kendilerine değişmeyi başaramıyor". Uzmanlar bu hastaların kekeleme, tırnak yeme, saç yolma gibi bozukluklarda etkisi kanıtlanmış davranışsal terapilerden fayda sağlayabileceğini de ifade ediyor.
"TEŞHİS BİR DÖNÜM NOKTASI OLDU"
Yalanları açığa çıkmadan kısa bir süre önce Massimine, bir psikiyatri hastanesine yattı. Burada kendisine "B kümesi kişilik bozukluğu" teşhisi kondu. Söz konusu sendromun insanları kandırma ve dikkat çekme isteği gibi belirtileri bulunuyor.
Massimine'nin çevresindeki birçok kişi için bu teşhis, taşların yerine oturmasını sağladı. Massimine'nin 37 yaşındaki eşi Maggie, "Christopher yalancı değil, bu konuda kendini kontrol edemiyor" dedi.
Geçmişte defalarca boşanmayı düşündüğünü de belirten Maggie, "Bunun bir hastalık olduğunu anlamak benim için bir dönüm noktası oldu" diye konuştu.
O günden bu yana eşinin iyileşmesine yardım etmek için canla başla çalışan Maggie, "Bu durum Tourette sendromuna benziyor. Bu davranışın sebebinin hastalık olduğunu kabul ettikten sonra biraz tuhaf ve rahatsız edici olsa da durumu kabullenebiliyorsunuz" diye konuştu.
* * * * *
Maggie, eşinin sorununun ne kadar büyük olduğunu fark ettiği günü, acı verici bir berraklıkla hatırlıyor.
Takvimler 2018 yılını gösteriyordu ve Massimine, Maggie'ye gönderdiği e-postada "Ben Tibet'teyim. Ne olur kızma bana" diyordu.
E-postanın ekinde bir fotoğraf vardı. Bir Şerpa ve sarışın bir dağcı kameraya gülümsüyordu. Arka tarafta Himalayalar'ın zirveleri seçilebiliyordu. Massimine, nazik Budist keşişlerinin yardımıyla gizlice Çin'e girdiğini, keşişlerin kendisine Everest'teki 2 numaralı kampa kadar eşlik ettiğini belirtiyor ve ekliyordu: "Tanıştırayım, Tsomo. Çok harika bir insan. ABD'ye gelirse sen de çok seversin."
Massimine aynı fotoğrafı Facebook'ta da paylaşmıştı. Ancak Maggie, bu kareyi anlamlandıramıyordu. 5 yıldır evli olduğu eşi kendisine Kamboçya'ya tatile gittiğini söylemişti. Everest'e tırmanacak hazırlığı, dağcılık tecrübesi ve Çin vizesi yoktu. Nasıl Tibet'te olabilirdi?
Maggie, "Önce 'Neden bunları paylaşıyor, canına mı susadı bu adam?' diye düşündüm. Daha sonra paylaşımların çılgınlık dozu arttıkça, 'Bunlar gerçek değil, hiçbiri gerçek değil' diye düşünmeye başladım" diye anlattı o günlerdeki tepkisini.
Maggie, o hafta sonu, bir arkadaşının da yardımıyla eşinin Facebook sayfasını ve e-postalarını didik didik incelemeye başladı. Buldukları akıl alacak gibi değildi: Ses değiştirme sanatçıları, sahte e-posta adresleri, uydurma yazışmalar... Maggie dehşete düşmüştü. "Kim bu adam?" diyordu, "Kimle evlendim ben?"
Massimine'nin tiyatro sevgisi çocukken bile belliydi
HER ŞEY MATEMATİK SINAVINDAN ALDIĞI DÜŞÜK NOTLA BAŞLADI
New Jersey'nin Somerset şehrinde büyüyen Massimine'nin yalanları henüz ilkokul ikinci sınıftayken başladı.
Küçük Christopher ailesine matematik sınavından B+ (100 üzerinden 87-89) aldığını söyleme konusunda kaygı yaşıyordu. Bunun yerine ebeveynine Aslan Kral müzikalinde rol alan profesyonel bir aktörle birlikte şarkı söylemek üzere okulda sahneye davet edildiği yalanını uydurdu.
Zamanla yalan söylemek bir "savunma mekanizması" haline geldi. Kaygılandığı zamanlarda kendini sakinleştirebilmek için yalan söylüyordu. Karşısındakilerin kendisine inanıp inanmadığını bile önemsemiyordu.
Arkadaşlarına bakılırsa, Massimine'nin yalanları başkasına zarar verecek boyutlarda değildi; daha ziyade "abartma" veya "süsleme" şeklindeydi. Kendisiyle bir oyunda aynı sahneyi paylaşmış olan Jessica Hollan, "Habbeyi kubbe yapmak gibiydi" diye konuştu.
Üniversite arkadaşı Lauren Migliore ise hiç kimsenin Massimine'nin yalanlarını yüzüne vurmadığını belirtti. Massimine'yi sadık ve şefkatli bir arkadaş olarak nitelendiren Migliore, aynı zamanda "bir köpek yavrusu misali" hassas ve ilgi düşkünü olduğunu sözlerine ekledi.
Migliore, "Yalanların sebebinin özgüven eksikliği olduğunu düşündüm hep. Dile getirmeye değer bir şey olarak görmedim. İlgi çekmekle ilgili bir şeydi" diye konuştu.
Massimine, Maggie ile tanıştığı dönemde işkolikliğiyle bilinen başarılı bir tiyatro yapımcısıydı. Gece gündüz çalışan Massimine, henüz 29 yaşındayken önemli bir tiyatronun tepe yöneticisi olmuştu.
Ancak bu durum evliliğine zarar veriyordu. Hatta birkaç aylığına ayrıldılar bile. Maggie eşinin yalanlarının kendisini yetersiz hissetmesinden kaynaklandığını düşünüp yumuşayınca yeniden bir araya geldiler. Massimine terapiye ve antidepresan tedavisine başladı. Bu süreçte kafa kafaya verdiler ve Massimine'nin tanıştıkları günden itibaren Maggie'ye söylediği yalanları tek tek masaya yatırıp gerçekleri konuştular.
* * * * *
Michigan State Üniversitesi'nden uzmanlar 2010 yılında Amerikalıların ne sıklıkla yalan söylediğini tespit etmek için bir araştırma gerçekleştirdi. Sonuçlar oldukça ilginçti.
Katılımcıların yüzde 60'ı "Son 24 saat içinde hiç yalan söylemedim" demişti. Yüzde 24'lük kesim ise aynı süre içinde bir-iki kez yalan söylemiş olduğunu belirtmişti. Ancak buna rağmen kişi başına düşen yalan ortalaması 1,65'ti çünkü katılımcılar arasından küçük bir grup çok fazla yalan söylüyordu.
Araştırmacıların tabiriyle, "bereketli yalancılardan oluşan bu küçük grup" örneklemin yüzde 5,3'ünü oluşturuyor ancak kişi başı 15 gibi yüksek bir ortalamayla, söylenen tüm yalanların yarısına kaynaklık ediyordu. Bazıları meslekleri gereği yalan söylemek zorundaydı ama diğerlerinin söyledikleri yalanların ardında yatan belli bir gerekçe bulunmuyordu.
Curtis ve Hart'ın ilgisini çeken de bu gruptaki kişilerdi. Suçlular üzerinde çalışan daha önceki araştırmacıların aksine Curtis ve Hart, aramızdaki yalancıları bulmak için yola çıktı ve deneklerini çevrimiçi akıl sağlığı forumları üzerinden buldu. Sıradan insanlardan oluşan bu grubu inceleyen uzmanlar ortaya bir psikolojik profil çıkardı.
Yalancıların tamamı ilgiye aç, sosyal onay peşinde insanlardı. Yalanları ortaya çıktığında dostlarını ya da işlerini kaybediyor ve acı çekiyorlardı. Çoğunun bir suç geçmişi ya da yasa dışı bir eylemi bulunmuyordu. Aksine, önemli bir kısmı suçluluk ve pişmanlık içinde kıvranıyordu. Bir tanesi, "Yalanlarımın zehirli olduğunu biliyorum ve yardım almaya çalışıyorum" demişti örneğin.
Bu profil, çoğu durumda yalancılarla ilişkilendirilen psikiyatrik görüşlerle uymuyordu. Yalancılara genelde antisosyal kişilik bozukluğu teşhisi konuyor, manipülatif ve hesapçı gibi yakıştırmalar yapılıyordu. Hart ve Curtis ise bu yanlış tespitin tedaviye yönelik araştırmalara ket vurduğunu ve yalan alışkanlığı olan kişilerin değişemeyeceğine dair bir karamsarlık yarattığını vurguluyor.
"ONLARA GÜVENEMEZSİNİZ AMA…"
Kitapta, bazı yalancıların yaşadıkları birinci ağızdan anlatılıyor. Onlardan biri de 34 yaşındaki yazar Vironika Wilde.
Wilde, yalan söylemeye ergenlik yıllarında başladı. "Aksanlı bir İngilizce konuşan tombul bir göçmen çocuğuydu" ve silahlı saldırıya uğramak, evin çatısından düşmek gibi abartılı detaylar içeren hikâyeler uydurup sempati toplamaya çalışıyordu. Ancak zaman içinde bu yalanları akılda tutmak Wilde için stresli ve karmaşık bir hal aldı. İnsanlarla daha derin ilişkiler kurdukça arkadaşları yalanlarını yüzüne vurmaya başlamıştı.
Wilde, 20'li yaşlarında çok sıkı bir öz disiplin uygulayarak yalan söylemeyi bıraktı. Ne zaman bir yalan söylese kendi kendini düzeltiyordu. İnsanların empatisini kazanmak için yazı yazmaya ve travmatik geçmişiyle ilgili şiirler okumaya başladı. Doğruyu söyledikçe içindeki suçluluk duygusu yavaş yavaş eriyordu.
Bu süreçte kendisine koçluk talebiyle gelen başka kompulsif yalancılar da oldu. Wilde bu kişilerle birkaç seanstan fazla ilerleyemediklerini çünkü karşısındakilerin değişime hazır olmadığını belirterek, "Olumsuz sonuçlardan kaçınmaya çalıştıklarına dair bir izlenim edinmiştim" ifadelerini kullandı.
Çok yalan söyleyen kişiler söz konusu olduğunda, bu gözlem araştırmacılar nezdinde de oldukça yaygın.
Örneğin Alabama Üniversitesi'nde yalan konusunda çalışmalar yürüten Timothy R. Levine, "Onlara güvenemezsiniz ama kendinizi bir noktada güven ilişkisi içine çekilmiş halde buluyorsunuz aksi takdirde konuşmanız imkânsız" dedi ve ekledi:
"İnsanların söylediklerine itimadınızı bir kez kaybettiğinizde, iletişim tüm fonksiyonelliğini yitiriyor ve berbat bir noktada sıkışıp kalıyorsunuz. Kendinizi sürdürülemez bir durumda buluyorsunuz."
* * * * *
Tibet yalanının açığa çıkmasından bir yıl sonra Ekim 2019'da Massimine, Maggie'yi çok heyecanlı bir haber vermek için aradı. Ulusal Sahne Sanatları Eylem Birliği'nin verdiği Yılın Yardımseveri ödülüne layık görülmüştü.
Massimine ailesi kısa süre önce Salt Lake City'e taşınmıştı. Massimine, Pioneer Tiyatro Kumpanyası'nın başına geçmişti. Ancak işler iyi gitmiyordu. Kendi deyişiyle "sözünü dinlemesi gereken kişiler [Massimine'yi] dinlemiyordu". Bunun sonucunda yine gece gündüz çalışmaya başlamıştı. O sırada hamile olan Maggie'yi iş saatlerinde aradı diye azarlamaya kadar vardırmıştı işi.
İncinmiş haldeki Massimine, eski savunma mekanizmasına sığınmıştı. Geçmişteki yalanlarının çok ötesinde bir yalan söylemişti bu kez ve Maggie'nin kendisini desteklemesine ihtiyacı vardı. Massimine, "Bunun çok büyük bir yalan olduğunu biliyordum ve herkesin inanmasını istiyordum. Böylece gerçek gibi hissedecektim" diye anlattı o sıradaki ruh halini.
Maggie pek ikna olmamıştı ancak Massimine'nin iki günlüğüne Washington'a gitmesi, eve bir madalyayla ve Beyaz Saray kürsüsünde çekilmiş gibi görünen fotoğraflarla dönmesi nedeniyle "Herhalde aldı gerçekten ödülü" diye düşünmüştü.
Bu esnada yeni iş arkadaşları Massimine'yi yakından takip ediyordu. Örneğin birinci ayının sonunda iş arkadaşlarından bir Birleşmiş Milletler konferansı için gözlemci kartı istemiş daha sonra aynı konferansta baş konuşmacı olduğunu iddia etmişti. Tiyatronun o dönemki pazarlama direktörü Kirsten Park'a göre "dev bir mübalağa"ydı bu ama tiyatro dünyasında olası şeylerdi bunlar.
Gazetecilere röportajlar veriyor kariyerinde başarıdan başarıya koştuğunu anlatıyordu. Hatta aldığı ödülü duyuran bir basın bülteni bile hazırlamış ve Park'la paylaşmıştı.
Park söz konusu kurumu ve ödülü internette araştırdığında hiçbir şey bulamadığını belirterek, "Kesinlikle yalan olduğunu düşündüm" dedi. Ancak bu şüphelerini üstlerine aktarmakta tereddüt etmişti. Hatta Massimine ödülü almak için tiyatronun parasıyla Washington'a gittiğinde haksızlık ettiğini düşünmeye başlamıştı. Park, "Yalan söylemekten daha kötü bir şey varsa o da masum bir insanı yalan söylemekle suçlamak" diye konuştu.
YALANLAR YAVAŞ YAVAŞ KONTROLDEN ÇIKMAYA BAŞLAMIŞTI
Massimine'nin davranışları 2021 itibarıyla göz ardı edilemez hale geldi. Sık sık kendi hakkında amatör birilerinin elinden çıktığı belli olan yazılar paylaşıyordu (daha sonra bu yazıları parayla yazdırdığını itiraf etti). Bu yazılarda bahsedilenler çok uçuk şeylerdi: Yüksek IQ'lular kulübü MENSA International'ın başkan yardımcısı olduğu, Aretha Franklin'e danışmanlık yaptığı, bir pırlanta şirketinin azınlık hissesini elinde tuttuğu söyleniyordu.
Massimine'yi New York'taki tiyatro kumpanyasından tanıyan Jill Goldstein, "Yazılanların yarısının gerçek olmadığını düşünüyordum" dedi.
Balon böyle şiştikçe şişerken bir anda patladı. Pioneer Tiyatro Kumpanyası'nın bağlı olduğu Utah Üniversitesi yetkilileri, Massimine'ye bir grup çalışanın kendisi hakkında kötü yönetim ve işe devamsızlık gibi kabahatler içeren bir şikâyette bulunduğunu bildirdi. Üstelik yerel bir televizyon kanalına bağlı çalışan bir muhabir de Massimine'nin yalanlarını ifşa edecek bir haber hazırlamaktaydı.
Massimine, The New York Times'a yaptığı açıklamada, o günlerden bahsederken pişmanlıktan ziyade iş arkadaşlarına karşı kızgınlık duyduğunu belirtti. Çalışanların sürekli kendisiyle kavga ettiğini söyleyen Massimine, "Ben onlarla anlaşmaya çalışıyordum çünkü başka şansım yoktu. Bu gerçeğin ayırdına vardığımda bir anda her şey kontrolden çıktı" dedi.
Maggie ise hayatının başka hiçbir döneminde o kadar korkmadığını belirterek, "Christopher'ın kendisine bir şey yapmasından korkuyordum. Tuvalete girdiği zaman bile kapıda bekliyordum" diye konuştu.
Nihayet Maggie, eşini üniversite hastanesinin psikiyatri kliniğine yatırdı. Kendisi ise bir kez daha Massimine'nin yalanlarıyla baş başa kalmıştı. Daha önceki araştırmasında kendisine yardımcı olan arkadaşı Vanessa'yı yeniden arayan Maggie, "Yine aynı şeyi yaptı" demişti.
* * * * *
Massimine'nin Utah'taki tedavisini üstlenen psikiyatr Dr. Jordan W. Merrill, hastasının o günlerde endişe verecek düzeyde hassas bir durumda olduğunu belirtti.
Massimine'nin tedavisi bugünün aksine başlangıçta yalancılığına odaklanmıyordu. Merrill, Massimine'nin uydurduğu şeyleri "iyi huylu yalan" olarak nitelendirdi ve "içindeki kırılganlığı koruma" amacı taşıdığını belirtti.
Merrill, "Amaç sizden bir şeyler almak değil, başa çıkmaya çalışmak. Böyle bir şey yaptıklarını bilip bilmediklerinden emin değilim. Bu davranış defalarca pekiştikten sonra kişinin dünyayı idare etme şekli haline geliyor" dedi.
Massimine'nin aldığı teşhis, Maggie için her şeyi değiştirdi. Doktorların tavsiyesiyle araştırmalar yapıp eşinin durumunu anlamaya çalışan Maggie'nin kızgınlığı yavaş yavaş zayıfladı. Teşhis, Utah Üniversitesi'nin konuya yaklaşımını da etkiledi. Massimine okuldan istifa ederken taraflar kimsenin bir kabahati olmadığını belirten bir anlaşma imzaladı.
Massimine bu aralar her hafta terapistiyle görüşüyor ve yalan söyleme dürtüsünün en güçlü olduğu anlarda hissettiklerini çözmeye çalışıyor. Bu dürtüleri yazı yazarak ve sık sık sosyal medya paylaşımı yaparak sakinleştirdiğini belirten Massimine, kendini hikâyeler anlatan insanlar arasında bulduğunda konuşmamak için derin nefesler alıp iradesini güçlendirmeye çalışıyor.
Aile şu an eskiye kıyasla daha mütevazı bir hayat kurmaya çalışıyor. Bunun en önemli ayaklarından birini de tiyatro dünyasından uzaklaşmak oluşturuyor. Massimine yalanları geride bırakıp değişmek istediğini her fırsatta dile getirmekle birlikte "kurgusal Chris"i de özlediğini belirtti ve ekledi:
"Harika bir karakterimdi o benim ve başka kimsenin yapamayacağı şeyler yapmıştı. Bazı açılardan ona veda ettiğim için üzülüyorum."
* * * * *
Ekim ayında Newsweek dergisi, Massimine'nin kaleme aldığı bir yazı yayımladı. Yazıda Massimine aldığı teşhisi özetliyor ve "Zihinsel olarak baskı altıda hissettiğim zamanlarda kendimi ayağa kaldırmak için bir şeyler uyduruyorum çünkü öz saygım yok. Bunu telafi etmek için kendi gerçekliğimi yarattım, o da iş hayatımı etkiledi" diyordu.
Massimine, yazıda kendisini ofis siyasetinin ve internet trollerinin kurbanı ilan ederken okurların duruma sempatiyle yaklaşmadığı yorumlardan belli oluyordu.
Bir yorumda, "VAR OLMAYAN bir yardımseverlik ödülünü uydurup kabul etmiş", bir diğerinde ise "Nasıl yalan söylediğini anlatan teyitli bir yalancı olduğunuz düşünüldüğünde bu yazıdaki ifadelerinizin doğruluğuna neden inanalım ki?" deniyordu.
Massimine'nin çevresinden de benzer yorumlar geldi. Örneğin Park The New York Times'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Chris'in akıl sağlığı sorunları yaşadığına şüphem yok. 2020 yılında neredeyse herkes böyle sorunlar yaşadı. Ama yine de yalan söylemek bir seçim. Yalan söyleme dürtüsü yalan söylemek zorunda olduğunuz anlamına gelmiyor. Dahası böyle bir sorununuz olduğunu bilmek, yalan söylemeye devam etmek ve bunu açıklamamak da bir seçim."
Massimine'nin iki kez Tony Ödülü'ne aday gösterildiği, yüksek lisans eğitimi aldığı gibi yalanlarla süslediği özgeçmişi aracılığıyla Salt Lake City'de saygın ve iyi gelir getiren bir iş bulduğunu da hatırlatan Massimine, "Eğer dediği gibi bunlar hastalığının karakteristik özellikleriyse, söz konusu özellikleri prestij, konum ve para kazanmak için kendi çıkarına kullanmayı başardığı ortada" yorumunu yaptı.
Bazı arkadaşları Massimine'nin hastalığını açıklamasının da bir yalan ya da bir tür itibar yönetimi hamlesi olup olmadığını sorguladıklarını ifade etti. Hollan, "Chris'in iyi olmasını çok isterim. Onu çok seviyorum. Ama aynı zamanda söylediklerinin ne kadarının doğru olduğunu bilmiyorum" dedi.
Massimine ise "Yalan söylediğime inanan 100 kişiye karşılık hikâyemi paylaşarak yardım edebileceğim bir kişi varsa o bana yeter" diye konuştu.
Eşi Maggie, Massine'nin Newsweek için kaleme aldığı yazıda dahi "süslemeler" yaptığını söyledi. "Chris'in terapistiyle olan konuşmalarında da yüzde 100 dürüst olmadığına dair şüphelerim var" diyen Maggie, Massimine'nin sosyal medya paylaşımlarını yakından takip ederek yalan aradığını belirtti.
Maggie, "Yalan söylemeyi tamamen bıraktığından emin değilim. Ama onu sürekli izlemem de mümkün değil" ifadelerini kullanırken Massimine, "Katılmıyorum" dedi ve ekledi: "Bence uslu duruyorum."
The New York Times'ın "Can This Man Stop Lying?" başlıklı haberinden derlenmiştir.