Güncelleme Tarihi:
İngiltere Çevre Ajansı, ülke genelinde seller nedeniyle yüzlerce kişinin hayatını kaybedebileceği uyarısında bulundu.
Ajansın hazırladığı rapora göre İngiltere iklim değişikliğinin etkilerine hazır değil.
Bu yıl Almanya'da sellerde onlarca kişi hayatını kaybetmişti.
Ajans, İngiltere'de iklim değişikliğinin etkilerine hazırlık yapılmaması durumunda bu tür sellerin "er ya da geç yaşanacağını" açıkladı.
'YA ADAPTE OLACAĞIZ, YA ÖLECEĞİZ'
İngiltere Çevre Ajansı Başkanı Emma Howard Boyd, "Ya koşullara adapte olacağız, ya da öleceğiz" dedi.
Yayımlanmadan önce BBC'nin incelediği rapordaki kıyametvari ifadelerin, hükümetleri ve şirketleri sel, kuraklık ve deniz seviyelerindeki artış gibi tehditlere karşı harekete geçirmesi umuluyor.
İngiltere Çevre, Gıda ve Köy İşleri Bakanlığı ülkeyi küresel ısınmanın etkilerinden korumak için mühim önlemler aldıklarını aktardı.
Mevcut koşullar İngiltere'nin 2100 yılında 3 derece daha sıcak olabileceğini gösteriyor.
Fakat 2 derecelik artışın bile yıkıcı etkileri olabilir.
Ajansa göre 2050 yılında beklenen değişimler şöyle:
- Londra'da deniz seviyesinde 23 cm artış
- Kış yağışlarında yüzde 6 artış
- Yaz yağışlarında yüzde 15 azalış
- Nehirlerdeki maksimumum debi yüzde 27 artarken, yaz debisinin yüzde 82'ye varan oranda azalması
- Günümüzdeki günlük 15 milyar litrelik su ihtiyacına ek olarak 3,4 milyon litre daha su ihtiyacı.
İngiltere Çevre Ajansı Başkanı Emma Howard Boyd, "Doğru adımları atarsak iklim krizi ile başa çıkabiliriz. Ama bunun için vaktimiz azalıyor" dedi ve ekledi:
"Bu yaz Almanya'da 200'e yakın kişi öldü. Burada da er ya da geç aynısı olacaktır. Bu kadar kişinin ölmemesini sağlamanın tek yolu evlerimizi, ofislerimizi ve seyahat araçlarımızı iklim değişikliğinin getireceği aşırı hava olaylarına dayanıklı kılmaktır."
Büyük Britanya Adası'nda bu boyutta bir sel felaketi en son 1953'te gerçekleşmiş; İngiltere'de 307, İskoçya'da da 19 kişi hayatını kaybetmişti.
İngiltere Çevre Ajansı'na göre ülkede iklim değişikliğinin bir diğer etkisi de, temiz suya erişimin zorlaşması olacak.
İngiltere Çevre, Gıda ve Köy İşleri Bakanlığı ise 5,2 milyar sterlinlik bir plan ile 336 bin gayrimenkulü su baskını ve kıyı erozyonundan korumayı hedeflediklerini açıkladı.
Bir bakanlık sözcüsü, "İklim değişikliği adaptasyonu hükümetin tüm politikalarına entegre olmuş durumda" dedi.
DÜNYA NÜFUSUNUN EN AZ YÜZDE 85'İ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN ETKİLENDİ
Dünya nüfusunun en az 85'inin "insan-kaynaklı" iklim değişikliğinin sonuçlarından etkilendiği belirtildi. İngiltere merkezli Nature Climate Change Dergisinde yayınlanan çalışmaya göre, araştırmacılar, küresel ısınmayla bağlantılı olabilecek olaylara ilişkin 100 binden fazla çalışmayı analiz etti.
Analizi fosil yakıt kullanımı ve diğer karbon emisyonu kaynaklarının neden olduğu sıcaklık ve yağış değişimleri veri seti ile eşleştiren araştırmacılar, aşırı uçlarda cereyan eden olaylarla insan faaliyetleri arasında sağlam bir bağlantı kurdu.
Mahsul kıtlığı, seller, ısı dalgaları gibi olaylara odaklanan kombine araştırmalar sonucunda küresel ısınmanın dünyadaki kara alanının yüzde 80'ini etkilediği sonucuna varıldı.
Raporun yazarlarından, Almanya'daki Mercator Araştırma Enstitüsünde Küresel Ortak Kaynaklar ve İklim Değişikliği araştırmacısı Max Callaghan'ın “İklim değişikliğinin toplumlarımızı ve ekosistemlerimizi nasıl etkilediğini belgeleyen devasa bir kanıt tabanımız var.” sözlerine yer verildi.
Callaghan ayrıca, ABD'den Güney Sudan'a kadar iklim değişikliğinin dünyanın hemen her yerinde görünür ve fark edilir olduğunu kaydetti.
Çalışmanın 31 Ekim-12 Kasım'da İskoçya'nın Glasgow kentinde devlet liderleri, kamu ve özel sektör temsilcilerinin üst düzey katılımıyla gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) 26. Taraflar Konferansı (COP26) öncesinde yayınlanması dikkati çekti.
COP26, 2015'te imzalanan ve sera gazlarını azaltılmak, yenilenebilir enerji üretimine hız vermek, küresel ısınmayı 2 santigrat derecenin "oldukça altına" indirmek, hatta 1,5 santigrat derece ile sınırlamak ve iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmeleri için yoksul ülkelere maddi yardım sağlamak gibi hedefler koyan Paris İklim Anlaşması'ndan bu yana alınan yolun değerlendirileceği ilk zirve olacak.