Güncelleme Tarihi:
Bugün dünya üzerinde milyonlarca insan, hafta sonu tatiline kalan saatleri sayarken, San Francisco merkezli bir teknoloji şirketi olan Bolt’taki yaklaşık 700 çalışanın neredeyse hepsi izinli olacak. Kimisi öğlene kadar uyuyacak, kimisi erkenden kalkıp sahilde güzel bir yürüyüş yapacak, kimisi de hafta sonları yer bulunmayan kafelerde güzel bir kahvaltının keyfini çıkaracak. Bolt çalışanları bunu yapabiliyor, çünkü sadece birkaç şirketin sahip olduğu bir iş avantajına sahipler: Dört günlük çalışma düzeni…
Geçen yazdan itibaren dört günlük çalışma haftasını uygulamaya koyan Bolt pek küçük de sayılmaz; binlerce müşterisi ve yüzlerce çalışanıyla 11 milyar dolarlık piyasaya değerine sahip. Peki rekabetçi sektörlerin parçası olan şirketlerin haftalık çalışmayı kısaltması ne kadar mümkün? Eğer mümkünse bu çalışanlar için ne anlama gelebilir?
Insider bu sorulara yanıt bulmak için Bolt'un çalışanlarıyla konuştu. Görüşlerine başvurulanlardan bazıları daha alt kademe çalışanlarken, bazıları bu yeni politikanın hayata geçirilmesinden sorumlu yöneticilerdi.
TÜKENMİŞİK SORUNU 'DÖRT GÜNLÜK HAFTA'YI GETİRDİ
Modern yaşamda ‘Pazartesi-Cuma’ kadar evrensel etkisi olan çok az şey var. Bu düzen sadece ne zaman çalıştığımızı değil, ne zaman kahvaltı yapacağımızı, ne zaman giyineceğimizi ve hatta ne zaman dişlerimizi fırçalayacağımızı bile belirliyor. Trafiğin nasıl aktığını, restoranların, marketlerin ve sinema salonlarının yoğunluğunu, kimleri ne zaman görebileceğimizi yönetiyor, özgürlüğümüzün sınırlarını belirliyor.
Bolt'un dört günlük çalışma haftası fikri, bir tükenmişlik probleminin sonucu olarak ortaya çıktı. Yapılan değerlendirme anketlerinde ve ofiste edilen sohbetlerde, çok fazla gece mesaisi yaptıklarını ve hafta sonları da çalıştıklarını dile getirmeye başlamışlardı. Bu nedenle Ağustos ayında, çalışanlarını daha az çalıştırmanın yollarını arayan şirketler kervanına katılan Bolt, ‘sağlık günleri’ adı altında birkaç şirket çapında kapatma gerçekleştirdi.
Bolt, dört gün çalışma modeline geçen ilk şirket değil. Daha önce yaptığımız bir haberde İspanya hükümetinin dört gün çalışmaya geçiş adımlarını duyurmuştuk. İşçilerin Avrupa ortalamasının üzerinde çalıştığı ülkelerden olan İspanya'da hükümet, haftada 4 gün çalışma projesini uygulamayı kabul eden şirketlerde deneme süreci başlatacağını açıklamıştı.
Bu yeni düzenle birlikte hiçbir olumsuzluk yaşanmadığını gören Bolt'un kurucuları bir sonraki aşamada bahsi yükseltti: Üç aylığına dört günlük çalışma düzenine geçip ne olacağını görmeye karar verdiler.
Şirketin CEO’su Ryan Breslow, Insider'a yaptığı açıklamada, böyle bir kararı Google gibi büyük şirketlerin en az bir yıl düşünerek verebileceğini söylerken, farklı işyeri politikaları denemeyi sevdiğini vurguladı. Breslow, daha önce pandeminin en güçlü olduğu dönemde, şirketi tamamen uzaktan çalışmaya geçirip farklı eyaletlerde çalışanlarının maaşlarını eşitlemişti. Dört günlük çalışma düzeni de Breslow'a göre atılması gereken bir sonraki mantıklı adımdı.
‘BUGÜN 1 NİSAN MI?’
Breslow, üç aylık pilot çalışmayı şirkete açıklayan bir e-posta gönderdiğinde tüm Bolt çalışanları şaşkına döndü. 23 yaşındaki mühendis Sera Yang, önümüzdeki 12 Cuma gününü de izinli geçireceğini arkadaşlarına açıkladığında onlar da şaşkınlıklarını gizleyemedi.
Şirkete yeni katılan program yöneticisi Matt Greenwald, bunun bir tür şaka olup olmadığını merak etti. “Bugün 1 Nisan şaka günü mü?” diye takvimi kontrol etti.
İngiltere'de bulunan 60 şirket ve kuruluş gelecek haziran ayından itibaren haftada dört gün çalışma programını uygulamaya koyacak. Tam 3 bin kişinin katılacağı ülke tarihindeki en uzun süreli deneme, Ocak 2023'te sona erecek.
İngiltere'de bulunan 60 şirket ve kuruluş gelecek haziran ayından itibaren haftada dört gün çalışma programını uygulamaya koyacak. Tam 3 bin kişinin katılacağı ülke tarihindeki en uzun süreli deneme, Ocak 2023'te sona erecek.
‘EŞİM VE ÇOCUKLARIM İZİNLİ DEĞİL’
Çalışanlar Breslow'un kararına çok sevinse de şirketteki bir grubun şüpheleri vardı: Yöneticiler…
"Başlangıçtaki endişem bunun ekibimi nasıl etkilediğiydi" diyor destek direktörü Kincy Clark ve ekliyor: “Beş günlük çalışma düzeninin geçerli olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Müşterilerle etkileşime geçiyoruz, programlarımız var ve destek sağlamamız gereken zaman aralıklarımız var.”
Mühendislik ekibinin üst düzey yöneticilerinden Usman Ismail ise politikaya karşı olduğunu söyleyenler arasında. Ismail, “Günlerimin çoğu zaten arka arkaya toplantılarla geçiyor. Bunun daha küçük bir haftaya sıkıştırılmasının bir anlamı yok” dedikten sonra, “Karım ve çocuklarımın da cuma günü izni yok, bu sebeple tamamen boş bir gün” ifadelerini kullanıyor.
PERFORMANS HEDEFLERİ AYNI KALDI
Aslına bakılırsa yöneticiler endişelenmekte haklıydı. Çünkü herkesin çalışma saatleri yüzde 20 kısalsa da yapılması gereken iş miktarında bir değişiklik yoktu.
Öncelikli olarak toplantılar mercek altına alındı. Yöneticiler ekiplerinin yaptığı kadar çok toplantının gerçekten gerekli olup olmadığını gözden geçirdi. Bazılarını iptal ettiler, bazılarını da ayda bir kez ve çok daha kısa sürede yapmaya karar verdiler. Şirket ayrıca çalışanlarına davet edildikleri toplantıları titizlikle değerlendirmelerini ve gereksiz gördüklerine katılmamalarını söyledi. Bunu yapmak bazı çalışanları zorladı.
23 yaşındaki genç mühendis Namanh Kapur, ilk birkaç görüşmesini reddetme konusunda gergindi. Meslektaşlarını gücendirme olasılığından endişe duyuyor, toplantı davetini neden reddettiğini her seferinde uzun uzun gerekçelendirmeye özen gösteriyordu.
Kapur, “Bir süre sonra insanların benden nefret etmeyeceğinin farkına vardığımda bunun çok güzel olduğunu düşündüm. İş arkadaşlarım hala beni seviyordu. Bu zihinsel engel ortadan kalktığında, yapmak istemediğim her şeyi iptal etme yetkisine sahip olduğumu hissettim” diyor
TEK İSTİSNA VARDI
Çalışanlar işlerini dört günde halletmek için ne gerekiyorsa yapmaya ve yeni formüller aramaya başladılar. Kısalan hafta, ekibi önemli konulara öncelik vermeye zorladı ve tüm bu yeniden yapılanma çalışmalarının güçlü bir etkisi oldu. İmkânsız görülen dört gün çalışma işe yaradı. Çalışanlar artık ortalama bir günün artık daha dolu olduğunu, ancak eskisinden daha yoğun hissetmediklerini söylüyordu.
Tek istisna, müşteri destek departmanıydı. Dört günlük bir haftaya geçişin daha fazla planlama ve diğer departmanların aksine ek harcama gerektirdiği tek bölüm burasıydı. Müşteri destek departmanı vardiyalı olarak çalışıyordu. Müşteri desteği cuma günleri izinli olamazdı, çünkü müşteriler izinli değildi.
YÖNETİCİLERİN YÜZDE 93'Ü EVET DEDİ
Geçen yılın sonunda Bolt yöneticileri, beş günlük haftaya geri dönmek mi yoksa kısaltılmış haftayı kalıcı kılmak mı istediklerine karar vermek için deneylerinin envanterini çıkardılar.
Karar iki faktöre bağlıydı: Birincisi çalışanlar mutluydu. Şirket personelinin yüzde 84'ü dört gün çalışmanın iş-özel hayat dengesini kurmalarına yardımcı olduğunu ve daha verimli olmalarını sağladığını belirtti. Başlangıçta uygulamaya soru işaretiyle yaklaşan yöneticilerin bile fikri değişti ve yüzde 93'lük bir kesim "Devam edelim" dedi.
Üstelik çalışanların memnuniyeti artarken şirket zarara da girmemişti. Yöneticilerin yüzde 86'sı ekiplerinin hedeflerini tutturduğunu, yüzde 88'i ise müşteriler ve hissedarlar için verimlilik ve hizmet seviyesini koruduklarını belirtti.
İnsan kaynaklarından sorumlu başkan yardımcısı Adam McBain, "İş perspektifinden baktığımızda, devam etmemek için bir sebep göremedik" diye konuştu. Ocak ayında yapılan açıklamayla dört günlük hafta uygulaması kalıcı oldu.
BİR SÜRE SONRA YENİ MESAJ GELMEMEYE BAŞLADI
Dört günlük mesainin ilk haftalarında çalışanlar, tıpkı hafta sonları yaptıkları gibi cuma günleri de bilgisayarlarını açıp e-postalarını kontrol ediyorlardı. Ancak bir süre sonra yeni mesaj gelmemeye başladı. Birkaçı hariç artık bilgisayarını cuma günü açan yoktu. Hâlâ açanlar ise hafta sonuna sarkacak işlerini bir saat içinde halledip bitiriyordu. Destek direktörü Clark, “Eşimle cumartesi ve pazar günleri rahatlıkla plan yapabiliyoruz. Oysa bundan önce hep bir soru işareti oluyordu” diyor.
Şirketin avukatlarından Alesya Nasimova, yeni düzene en zor adapte olanlardan biriydi. Daha sonra durumun farkına varan müşterileri bile cuma gerçekleşecek toplantı davetlerini pazartesi gününe çekmeye başladılar.
YENİ BOŞ ZAMANLARINDA NE YAPACAKLAR?
Çalışanlar, yeni boş zamanlarından en iyi şekilde nasıl yararlanacaklarını da bulmak zorundaydılar. Bazıları diğer arkadaşları cuma günleri çalıştığı için ancak iş arkadaşlarıyla plan yapabiliyordu. Bazıları da hafta sonu yoğunluktan gidemeyeceği yerlere gidiyordu.
Hemen hemen herkes, cuma gününü çamaşır yıkama ve market alışverişi gibi ev işleri için ayırdıklarını söyledi. Kulağa sıkıcı geliyor ancak cumartesi ve pazar günlerinin aile ve arkadaşlarla eğlenceye kaldığını düşünürsek, bu harika bir düzen...
HÜKÜMETE 34 MİLYONA MAL OLUYOR
Dört günlük bir çalışma haftası, ilginç bir girişimin ötesinde gerçekten işe yarayabilir mi? Yazar Cal Newport’un yıllardır dile getirdiği üzere, profesyonellerin mesaileri gereksiz toplantılar ve bitmeyen e-posta zincirleriyle şişirilmiş durumda.
2015’ten 2019’a kadar yapılan bir dizi denemede İzlanda, bazı devlet memurları için mesaiyi 35 saate indirdi. Sonuçlar şaşırtıcıydı. Şehir muhasebecileri her hafta bir öncekinden daha fazla fatura girmeye başlamış, diğer bölümlerde de hiçbir olumsuz sonuç gözlemlenmemişti.
Vardiyalı çalışanları olan şirketler ve kuruluşlar için dört günlük çalışma haftasına geçmek, işgücüne daha fazla harcama yapmak anlamına geliyor. İzlanda’da memurlar için kısaltılmış hafta, hükümete yaklaşık 34 milyon dolara mal oluyor. Hastaneler gibi günün her saatinde personel ihtiyacı olan kurumlar için ise bu düzen oldukça zor.
İzlanda'da, hükümetin daha kısa bir çalışma haftasıyla ilgili başarılı deneyleri, ülke çapında bir değişime yol açtı. Bugün ülke işgücünün yüzde 86'sı ya daha kısa çalışıyor ya da talep etme hakkına sahip. Hem özel sektörde hem de kamu sektöründe çalışanlar genellikle haftada 36 saatten fazla çalışmaz.
HÂLÂ BEŞ GÜNLÜK BİR DÜNYADA YAŞIYORUZ
Fakat dört günlük çalışma haftasının önündeki asıl büyük engel, halen beş günlük bir dünyada yaşıyor olmamız.
Diyelim ki gerçekten çok iyi bir yöneticisiniz. Çalışanlarınızın tükenmiş olduğunu biliyorsunuz ve üç günlük bir hafta sonunun faydalarıyla ilgileniyorsunuz. Ancak müşterileriniz hâlâ cuma günleri de çalışıyor. Haftanın bir günü bankacılarına, avukatlarına veya satış temsilcilerine ulaşamazlarsa, işlerini başkasına yaptırmazlar mı? Bu açığı kapatmak için daha fazla insanı işe alırsanız, fiyatlarınızı yükseltmek zorunda kalır mısınız?
Daha kısa haftaları kendi başlarına uygulamaya çalışan şirketler için kalıcı bir düzen oturtmanın en zor yanı bu. Bir piyasa ekonomisinde bu işi gerçekten yürütmenin tek yolu, devletlerin bunu herkes için zorunlu kılması...
62 SAATTEN 40 SAATE…
1870 yılında bir Amerikalı haftada 62 saat çalışıyordu. On yıllar boyunca sendikalar, işçilerin bu süreyi düşürmelerine yardımcı olmak için mücadele verdi. Sonuçta ortalama haftalık mesai süresini 1890 yılında 60 saate, 1913 yılında 58 saate indirdiler.
İşverenler daha fazla azalmayı önlemek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Değişikliklerin kendilerini iflas ettireceğinden şikâyet ettiler ve insanlara daha fazla boş zaman vermenin sadece tembelliği teşvik edeceği konusunda ısrar ettiler. Ancak tüm bunlara rağmen bir dizi denemenin ardından Ford, 1926 yılında haftada 40 saatlik mesai düzenini ilan etti.
Daha sonra kısa çalışma saatleri bir zorunluluğa döndü ve şirketler daha fazla insanı işe almaya başladı.
İŞ BAŞVURULARI DÖRT KATINA ÇIKTI
Yeni düzeni duyurmasıyla, bu yılın ilk çeyreğinde Bolt’taki iş başvuruları bir önceki yıla göre dört katına çıktı. Çalışanların çoğu, arkadaşlarının ‘CV yağmuruna’ tutulduklarını söylüyor.
Büyük Buhran’ın Amerika’yı beş günlük bir haftaya taşıması gibi, yaşadığımız dönem de dört günlük haftanın temellerinin atılmasını sağlayabilir. Tüm hayatını beş günlük bir çalışma haftasına bağlı kalarak geçiren eski nesiller için, üç günlük hafta sonu ütopik gelebilir. Ancak gençler bunun gerçekleşmesi için sabırsızlanıyor.
Insider'da yayımlanan 'How one company embraced the four-day week — and actually made it work' yazısından derlenmiştir.