Dünyanın en ölümcül mağarası… Ebola ve Marburg virüsünün yuvası… Bir sonraki pandeminin kaynağı olabilir!

Güncelleme Tarihi:

Dünyanın en ölümcül mağarası… Ebola ve Marburg virüsünün yuvası… Bir sonraki pandeminin kaynağı olabilir
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 04, 2024 13:45

İlk keşfedildiğinde duvarlarındaki izleri gören araştırmacılar bunların içeride altın ya da başka değerli taşlar arayan kişiler tarafından yapıldığını düşünmüştü.180’lerin hemen başında ise bu tuhaf mağara ölümlerle anılmaya başladı.

Haberin Devamı

Koronavirüs pandemisi sonlandığından beri bilim insanları dünyayı yeni pandemilerin beklediği konusunda uyarılar yapmaya devam ediyor.

Hayvanlardan insanlara bulaşabilecek ve daha sonra büyük ölçekte insan toplulukları içinde yayılabilecek çok sayıdaki virüs de bu gelecekte karşılaşabileceğimiz salgınların nedeni olacak.

YENİ PANDEMİNİN ADRESİ OLABİLİR

Bu korkutucu tahminlerle bağlantılı bir bölge son zamanlarda araştırmacıların hedefinde. Daha önce ölümlere ve korkutucu salgınlara yol açmış Ebola ve Marburg virüslerinin de buradan, tam olarak bu bölgedeki bir mağaradan kaynaklı olduğu düşünülüyor.

Dünyanın en ölümcül mağarası… Ebola ve Marburg virüsünün yuvası… Bir sonraki pandeminin kaynağı olabilir

Haberin Devamı

Kenya’da bulunan Kitum mağarasının bilim insanları tarafından “dünyanın en ölümcül” mağarası olarak adlandırılma sebebi de bu…

Duvarları, kayaların bulundurduğu tuz için bölgede yaşayan fillerin dişleriyle oyulan Kitum mağarası, insanoğlunun bildiği en ölümcül patojenlerden bazılarına ev sahipliği yapıyor.

80’LERDEKİ ÖLÜMLERLE DİKKAT ÇEKMİŞTİ

1980 yılında, yakınlardaki bir şeker fabrikasında çalışan Fransız bir mühendis, Kenya'nın Elgon Dağı Milli Parkı'nın kalbindeki sönmüş volkanın içinde yer alan Kitum mağarasını ziyareti sırasında Marburg virüsüne yakalandı.

Dünyanın en ölümcül mağarası… Ebola ve Marburg virüsünün yuvası… Bir sonraki pandeminin kaynağı olabilir

“Vücudu eritiyor” diye tarif edilen virüs yüzünden de Nairobi'deki bir hastanede kısa süre tedavi gördükten sonra öldü.

Bu vakayla ilgili çalışmalarda adamın viral hemorajik ya da kan dökücü ateş nedeniyle hızla gerçekleşen ölümü "Yüzündeki bağ dokusu çözülüyor ve yüzü alttaki kemikten sarkıyor gibi görünüyor" ifadeleriyle, oldukça korkutucu şekilde tarif edilmişti.

Bundan 7 yıl sonra Kitum mağarası, ailesiyle birlikte tatilde olan Danimarkalı bir öğrenciyi daha kurban aldı. Çocuk, o zaman henüz tanımlanmamış olan, şimdi ise Ravn virüsü olarak adlandırılan bir virüsten öldü.

Haberin Devamı

Kitum mağarasında bulunan Ebola, Marburg ya da benzer virüslerin bir sonraki pandeminin kaynağı olmasından korkuluyor.

Dünyanın en ölümcül mağarası… Ebola ve Marburg virüsünün yuvası… Bir sonraki pandeminin kaynağı olabilir

HAYVANLAR MAĞARAYI TUZ İÇİN KAZIYINCA…

Bilim insanları Kitum'un ölümcüllüğünü mağarayı tuz için kazıyan hayvanlara bağlıyor.

Mağara sadece filler için değil, aynı zamanda Batı Kenya'nın bufaloları, antilopları, leoparları ve sırtlanları için de önemli çünkü içinde bu hayvanların için değerli tuzlu mineraller var.

Ancak bu durum Kitum'u aynı zamanda zoonotik yani hayvanlardan insanlara doğal yolla bulaşan hastalıklar için bir kuluçka makinesine dönüştürüyor.

Kitum ilk keşfedildiğinde, araştırmacılar duvarlarındaki sıyrık ve çiziklerden ne anlam çıkaracaklarını bilemiyorlardı. Bunlara eski Mısırlı işçilerin altın ya da elmas aramak için yaptıkları kazıların yol açtığını düşündüler.

Haberin Devamı

Dünyanın en ölümcül mağarası… Ebola ve Marburg virüsünün yuvası… Bir sonraki pandeminin kaynağı olabilir

MAĞARA DERİNLEŞTİKÇE YARASALARIN SIĞINAĞI OLDU

Yaklaşık 600 metre derinliğindeki mağaranın filler tarafından sürekli olarak derinleştirilip genişletildiği ve hastalık taşıyan yarasalar için bir sığınak haline geldiği daha sonra anlaşıldı.

Amerika Birleşik Devletleri Ordusu Bulaşıcı Hastalıklar Tıbbi Araştırma Enstitüsü (USAMRIID) 1980'lerdeki olaylardan sonra özel koruyucu giysileriyle Kitum mağarasına bir keşif gezisi başlattı, ancak ölümcül patojenlerin insanlara yayılmasından sorumlu türleri tespit etmekte zorlandı.

Ancak on yılı aşkın bir süre sonra, Temmuz 2007'de mağaradan çıkarılan ve sağlıklı görünen bir Mısır meyve yarasasında (Rousettus aegyptiacus) Marburg RNA'sı tespit edildi.

Haberin Devamı

Hamile dişi yarasanın karaciğer, dalak ve akciğer dokusunda ölümcül virüs oluşumları mevcuttu.

Dünyanın en ölümcül mağarası… Ebola ve Marburg virüsünün yuvası… Bir sonraki pandeminin kaynağı olabilir

DAHA ÖNCE GÖRÜLMEMİŞTİ

Araştırmacılar o zamandan beri bu Mısır meyve yarasalarının içinde büyük miktarlarda koruyucu 'tip 1 interferon genleri' ve doğal öldürücü 'NK' hücre reseptörleri buldular.

Boston Üniversitesi'nden mikrobiyolog Stephanie Pavlovich "İnsanlar daha önce bir dizi yarasa genomuna bakmış ve herhangi bir geleneksel NK hücre reseptörü bulamamışlardı" diyor.

Pavlovich'in meslektaşı mikrobiyolog Tom Kepler'e göre ise yarasa kısa bir süre için virüsü yatıştırıyor, tam bir saldırı yapmadan virüsün büyümesini önlemeye çalışıyor olabilir.

Haberin Devamı

Geçen yıl Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı ekipler Afrika'nın dört bir yanına dağılarak, o zamandan bu yana kıta genelinde başka mağaralarda da keşfedilen bir başka Marburg salgınını durdurmak için çalışmışlardı.

Dünyanın en ölümcül mağarası… Ebola ve Marburg virüsünün yuvası… Bir sonraki pandeminin kaynağı olabilir

“VİRÜS GÖZLERDEN UZAKTA YAYILIYOR OLABİLİR”

ABD'deki doktorlar da ithal vakalara karşı tetikte olmaları konusunda uyarılarak virüsün gözlerden uzak bir şekilde yayılıyor olabileceği endişesi dile getiriliyor.

Marburg virüsü DSÖ tarafından bir sonraki büyük salgın tehdidi sayıldı ve “salgın eğilimli” olarak tanımlandı.

Virüs, Orta Afrika'da yaşayan meyve yarasalarından insanlara geçebilir ve enfekte bir kişinin vücut sıvılarıyla temas yoluyla da insanlar arasında yayılabilir.

İnsanlar ayrıca enfekte bir kişiyle temas etmiş havlulara ya da yüzeylere dokunmak gibi basit eylemlerle bile hastalığa yakalanabilirler.

Marburg virüsü, bulaştığı kişilerde semptomlara yol açmadan önce iki ila 21 gün boyunca kuluçkaya yatabilir.

Ancak uyarı işaretleri ortaya çıktığında başlangıçta Ebola ve sıtma gibi diğer tropikal hastalıklara benzer.

Enfekte hastalar “hayalete benzer” hale gelir, genellikle gözleri çöker ve yüzleri ifadesiz hale gelir.

Dünyanın en ölümcül mağarası… Ebola ve Marburg virüsünün yuvası… Bir sonraki pandeminin kaynağı olabilir

AŞISI YA DA TEDAVİSİ YOK

Virüs ilerleyen aşamalarda ise hastaların burun, diş etleri, gözler ve hatta cinsel organlar da dahil olmak üzere birden fazla yerinde kanamasını tetikler.

Marburg için onaylanmış bir aşı ya da tedavi bulunmamakta. Doktorlar hastalara sadece semptomları hafifletmek için ilaç verebiliyor ve vücudun aşırı sıvı kaybetmesini engellemeye çalışıyor. Ancak virüs tüm bu çabalara rağmen ölümcül sonuçlara yol açıyor…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!