Güncelleme Tarihi:
1941 yılında Güney Afrika'daki bir hastanede Tip 1 diyabet teşhisi konulduğunda ve elinde kan şekeri ölçme aleti ile eve gönderildiğinde 11 yaşındaydı.
İşte Washington Post’a diyabetle verdiği mücadeleyi, çocukken yaşadığı zorlukları, uzun ömrünün sırlarını anlatan 92 yaşındaki Libby Lashansky’in hikayesi...
Libby’e Tip 1 diyabet teşhisi koyulduğunda bu hastalığın tedavisi yoktu ve memleketi Johannesburg'daki doktorlar muhtemelen 15 yaşından sonra hayatını kaybedeceğini söyledi. "Bunu duymak beni üzdü ama kabullendim. Yıllar geçtikçe ölmeyi bekliyordum" diyen Libby, 80 yıl sonra hâlâ hayatta. Tıp fakültesine gitti, doktor oldu. Evlendi, iki çocuğu oldu. Yedi torunu ve dört torun çocuğu var.
Libby; kızı, damadı ve torunu ile Long Island'da yaşıyor. 70 yaşındaki damadı Saul Brenner, Tip 1 diyabetli kişilerin yeni tıbbi gelişmeler sayesinde artık daha uzun yaşadıklarını, bu hastalıkla yaşayanların ortalama yaşam beklentisinin 65-72 yıl olduğunu ama bu Libby’nin bu ortalamanın üzerinde olduğunu, olasılıkları aştığını söyledi.
Libby, bu yaşa kadar yaşamasını daha en başından beri beslenmesine dikkat etmesine ve aynı zamanda yaşamaktan zevk almasına bağladığını söyledi.
Tip 1 diyabet teşhisi konulduğunda doktorları ve ebeveynleri ona kan şekeri seviyelerini nasıl ölçeceğini ve kendi kendine insülin iğnesini nasıl yapması gerektiğini öğretti. Daha o yaşlarda kendi içgüdülerine güvenmeyi öğrenmişti.
Okulda rahatsızlığı hakkında hiç konuşmadığını, kendisine koyulan teşhisi arkadaşlarından sakladığını söyleyen Libby, “Sadece ne yediğime dikkat etmeye ve okula gitmeye konsantre oldum” dedi. Bugün doktorların diyabet hastalarına söylediklerinin tam tersine o zamanki doktorların kendisine egzersiz yapmaması gerektiğini söylediğini söyledi ve ekledi: “Egzersiz yapmamın şeker seviyelerimi alt üst edeceğini söylediler ama ben arkadaşlarımdan farklı görünmek istemedim. Basketbol oynuyordum ancak şutör gard pozisyonunda oynadığım için çok fazla koşmak zorunda kalmıyordum.”
Tip 1 diyabet her yaşta ortaya çıkabilir fakat çocuklarda ve genç yetişkinlerde daha sık görülür. Bu yüzden Gençlik Diyabeti veya Jüvenil diyabet olarak da adlandırılır. Tüm diyabetlilerin yaklaşık %5-10’unu oluşturur. İnsülin hormonlarının eksikliği sonucu ortaya çıkan tip 1 diyabetlilerin vücudu ya çok az insülin üretti ya da hiç üretmediği için mutlaka düzenli bir şekilde insülin tedavisi almaları gerekir.
Libby, okul yıllarında erkek arkadaşı ile yaşadığı bir olayı şu sözlerle anlattı:
“Erkek arkadaşım bana bir kutu çikolata hediye etmişti. Hastalığımdan dolayı onları yiyemediğim için ayıp olmasın diye onun yanında yiyormuş gibi yapıp gizlice birer birer yere düşürmüştüm ama o yerdeki çikolataları fark etmişti. O günden sonra onu bir daha hiç görmedim.”
Libby birkaç yıl boyunca glikoz seviyelerini Benedict testi olarak bilinen kimyasal bir karışım ile takip etti.
Libby, daha sonra piyasaya çıkan idrar test şeritlerini kullanmaya başladı.1960’larda kan şekerini ölçen keton şeritlerinin doktor muayenelerine gelmesi ile daha da rahatladı.
1980'lerin başında ise artık evde kullanılan parmak ucu cihazları kullanmaya başladı. Bugün ise karnına takılan ve her beş dakikada bir ölçüm yapan bir glikoz izleme sistemi ile sağlığını her an izlemenin bugün çok daha doğru olduğunu, ayrıca vücuda otomatik olarak insülin veren insülin pompasını kullanamayacak kadar yaşlı olduğu için insülin kalemi de kullandığını belirten Libby, "Bugüne kadar pek çok değişiklik gördüm ancak bugün iğnelerin çok daha küçük ve ince olmasından çok mutluyum, o kadar inceler ki zar zor görebiliyorsunuz" dedi.
Libby, birçok kız çocuğu gibi o yıllarda dansçı olmanın hayali kurduğunu ancak diyabet teşhisi konulduktan sonra doktor olmaya karar verdi. 1954'te Witwatersrand Üniversitesi'nden mezun oldu.
Libby, Güney Afrika'da pratisyen hekim olarak diyabetli birkaç hastayı tedavi ettiğini, onlara kısıtlı bir diyetten bahsetmeden sadece insülinlerini ve diyetlerini düzenlerlerse mutlu bir hayat yaşayabileceklerini vurguladığını söyledi.
1957'de Benny Lashansky ile evlendiğinde, doktorlar bu sefer de kendisine çocuk sahibi olmanın sağlığı için çok tehlikeli olduğunu söylemişti. O yine doktorların bu tavsiyesini görmezden geldi ve kendi yoluna devam etti. “Benny'nin çocukları tek başına büyütmesi konusunda biraz endişeliydim ama her şey yolunda gitti. Hiçbir hamileliğimde sorun yaşamadım" diyen Libby, çocuklarını sorunsuz bir şekilde kucağına aldı.
Lancet tıp dergisinde yayınlanan yakın tarihli bir araştırma, 2021 yılında tüm dünyada Tip 1 diyabetli insan sayısının 8,4 milyon olduğunu, bu kişilerin yaklaşık yüzde 19'unun 60 yaş ve üzerinde olduğunu ortaya koydu. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, Tip 1 Diyabet vakalarının 2040 yılına kadar dünya çapında ikiye katlanabileceğini tahmin ediyor.
Libby’nin kızı Gayle Brenner da annesinden ilham aldı ve şu andan çocuk doktoru olarak çalışıyor. 63 yaşındaki Brenner, "Annem her zaman yanımızda oldu ve hastalığının aramıza girmesine asla izin vermedi" dedi.
Libby, 2002 yılında kocasıyla birlikte Amerika Birleşik Devletleri'ne taşındıktan sonra emekli oldu ve mesleği bıraktı. Kocası Benny, geçtiğimiz Ağustos ayında 95 yaşında hayatını kaybetti. Şimdi yedi torunu ve onların çocuklarının büyümelerine tanıklık ederek zamanını dolduruyor.
"Eklem iltihabım olduğu için artık eskisi kadar hareketli değilim ama yine de sosyalleşmeyi seviyorum. Kendini bir şeylerle meşgul etmek önemli, ancak arkadaşlarımın çoğu hayatta değil" diyen Libby, yaşlılık merkezlerinde ders veriyor.
Hastalığı nedeniyle bir zamanlar onun erken ölümünü öngören doktorlar bile onun bunca yıldır Tip 1 diyabet ile yaşadığını öğrenince şaşkına dönüyor.
Ohio Eyaleti’ndeki Blanchard Valley Diyabet Merkezi'nin tıbbi direktörü Thomas Grace, "Libby'nin 80 yılı aşkın bir süredir Tip 1 diyabetin zorluklarının rağmen bunu üstesinden başarılı bir şekilde gelebilmesi mucizevi bir şey" dedi.
Kendisi de Tip 1 diyabet hastası olan Grace, 1921'de insülinin şeker hastalarına yardımcı olduğu keşfedilmeden önce, Tip 1 diyabet olan çocukların teşhis konulduktan sonra ortalama yaşam süresinin yalnızca üç yıl olduğunu söyledi ve ekledi: "Libby'nin hikayesi en hafif tabirle mucizevi ve Tip 1 ile yaşayan bizler için bir ilham kaynağı."
Libby de sık sık bu kadar zamandır normal bir hayat sürmeyi başardığına şaşırdığını söylüyor ve uzun ömrünün hastalığını dikkatle takip etmesine, sağduyulu olmaya ve çocukları ile kocasının ilgi ve alakasına borçlu olduğunu söyledi. "Böylesine sevgi dolu bir ailem olduğu için şanslıyım ve hiçbirinin şeker hastalığına yakalanmadığı için çok minnettarım. Ailemizin bu kadar büyümesi ve neslimizin devam etmesi harika bir şey" dedi.
90'lı yaşlarının ortalarına yaklaşırken eski alışkanlıkları bırakmanın zor olduğunu far eden Libby, iki yıl önce, makyaj malzemesi alırken otomatik olarak daha küçük olanı seçtiğini, çünkü gelecek yıla kadar yaşayıp yaşamayacağını merak ettiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti.
"Yıllardır bunu merak ediyordum ama yine de hala buradayım. Her gün çok mutlu oluyorum ve hala burada olduğum için şaşırıyorum.”
İNSULİNDEN ÖNCE BEBEKLER VE ÇOÇUKLAR HAYATINI KAYBEDİYORDU
Tip 1 diyabetik hastaların diyetlerine dikkat ettiklerinde ve insülin tedavilerini düzgün kullandıklarında gayet sağlıklı ve uzun ömürlü olabildiklerini belirten Endokrin ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sinan Çağlayan, tip 1 diyabette kullanılan insülinin 1921 yılında sentezlendiğini söyledi ve “Tip 1 diyabetik hastaların o dönemde insülin tedavisi olmadan yaşamalarının pek mümkün değildi, çoğunlukla çocukluk çağında görülen bir hastalık olduğu için, bebekler ve çocuklar tip 1 diyabet tanısı konduktan sonra çaresizlik içinde, deyim yerindeyse annelerinin, babalarının ve doktorlarının gözü önünde eriyerek hayatlarını kaybediyorlardı” dedi.
Benedict solüsyonlarının saf hali mavidir. 2.5 cc içine 4 damla idrar damlatılır ve kaynatılırdı. Yeşil 1 pozitif, sarı 2, kahverengi 3, kırmızı ise dört pozitif demekti. Yani kırmızı en tehlikeli durumu ifade ederdi. Bu test adını 1908'de testi geliştiren kimyagerden aldı.
Libby'nin diyabet teşhisi aldığı dönemde belki de insülinin ticari olarak Güney Afrika'da eczanelerde ya da hastanelerde olmadığını, o nedenle doktorların bu hastaya 11 yaşında tanı koyup, 4 yıl yaşam süresi vermiş olabileceklerini söyleyen Çağlayan, doktorların bu nedenle “15 yaşına kadar yaşar, 15 yaşında ölür” dediklerini, bu hastanın insülin kullanmaya başladıktan sonra diyetine de uyarak, kan şekerini çok iyi şekilde kontrol ederek uzun ömürlü olduğunu ifade etti.
Çağlayan, 92 yaşındaki Libby’nin eğer şekerine çok dikkat ediyorsa ve başka da bir genetik açıdan kardiyovasküler riski yoksa, kan şekeri kontrolü, düzenli tedaviyle ve diyete çok dikkat ederek gayet sağlıklı, uzun ömürlü yaşamını sürdürmesinin gayet normal olduğunu söyledi.
İSMET İNÖNÜ DE TİP 2 HASTASIYDI VE 89 YAŞINDA HAYATINI KAYBETTİ
Çağlayan, ülkemizde de böyle uzun ömürlü olan diyabetik hastalar olduğunu hatta kendisinin takip ettiği birkaç tane 80 yaşın üzerinde olan hastası olduğun, hastalarının uzun ömürlü ve gayet sağlıklı olduklarını çünkü diyetlerine dikkat ettiklerini, egzersizlerini ve yürüyüşleri yaptıklarını ve tedavilerini hiç aksatmadıklarını söyledi.
Özellikle tip 1 diyabetik hastaların eğer insülin pompası gibi sensör takipleriyle şeker takiplerini çok düzenli yaparlarsa uzun ömürlü ve sağlıklı yaşayabildiklerinin altını çizen Çağlayan, İsmet İnönü’nün benzeri bir durumla yaşamını sürdürdüğünü şu sözlerle dile getirdi. “Tip 1 diyabetik değil ama tip 2 diyabette uzun ömürlü bir örnek İsmet İnönü’dür. İsmet İnönü, tip 2 diyabet hastası olup diyetine son derece sadık, düzgün beslenen, az yiyen, hareketli bir insanmış ve bu sayede 90 yaş civarında vefat etti."
Derleyen: Sedef Batı