Güncelleme Tarihi:
Omuz, vücudumuzun en hareketli eklemi. Bu kadar fazla hareketlilik de omuzumuzu yaralanmalara açık hale getiriyor. Hatta uzmanlara göre her dört kişiden biri hayatının bir döneminde mutlaka omuz ağrısı şikâyeti yaşıyor.
Omuz ağrısı denince akla ilk olarak bilgisayar başında çalışanlar gelse de sürekli araç kullananlar, eğilerek çalışmak zorunda olanlar, diş hekimleri ve sık egzersiz yapanlar da bu sorunu yaşıyor. Özellikle gece yaşanan omuz ağrıları kişiyi uykusundan edebiliyor.
D.K. de hafif başlayan ama gün geçtikçe şiddetlenen, özellikle de geceleri yoğunlaşan omuz ağrısı şikayetiyle doktor doktor dolaştı. Her gittiği doktor farklı teşhis koydu ve çeşitli tedaviler uyguladı ancak hiçbiri çözüm olmadı. Bu süreçte D.K. aylarca hastanede kaldı, üç ameliyat geçirdi ve daha olması gereken ameliyatlar bulunuyor. Şu anda omzunu kullanamıyor ve kolunu hareket ettiremiyor. Gelin yaşananları D.K.'nin ağzından dinleyelim.
* * * * *
"BASİT BİR AĞRI İLE GİTTİM, NEREDEYSE KOLUMU KAYBEDECEKTİM"
Ben çocukluğumdan beri çok hareketliyim. Çocukken sokaktan içeri girmezdim, son birkaç aya kadar da işten arta kalan zamanlarımda mutlaka bir spor aktivitesi ile uğraşırdım. Ya spor salonuna giderdim ya yürüyüş yapardım ya da arkadaşlarla futbol-basketbol oynardım; hiçbiri olmazsa evde şınav çekerdim. Haftada 1-2 kez yüzer, kış aylarında da mutlaka kayak yapardım. Yani her fırsatta bir şekilde hareket ederdim. Ancak birkaç ay önce başıma öyle bir olay geldi ki hayatımı zindana çevirdi.
Yaklaşık 4-5 ay önce sağ omzumda hafif bir ağrı hissetmeye başladım. Hani bazen ısınmadan spor yaparsınız da kas ağrısı olur ya... İşte öyle bir ağrıydı. "Yine top oynarken incitmiş olmalıyım" diye düşündüm. Zaten öyle çok da rahatsız etmiyordu. O yüzden ilk zamanlar çok önemsemedim.
Birkaç hafta sonra özellikle geceleri daha yoğun ağrı hissetmeye başladım. Birkaç kez ağrı kesici aldım ama ağrım daha da artınca uzun süredir tanıdığım bir doktor arkadaşıma gittim. Kas içine yapılan bir iğne ile ağrıdan kurtulacağımı söyleyince "Tamam" dedim. Arkadaşım muayenehanesinde bana o iğneden yaptı. Gerçekten dediği gibi ağrım kesilmişti ama zamanla yine hafif hafif kendini hissettirmeye başladı. Ben de soluğu yine iğneyi yapan arkadaşımda aldım.
Bana iğneden enfeksiyon kapmış olabileceğimi, bir omuz uzmanı meslektaşından görüş almanın daha sağlıklı olacağını söyledi. Onun yönlendirmesi ile daha büyük bir hastanede çalışan omuz uzmanına gittim. Muayene sonrası bana donuk omuz teşhisi koydu. Verdiği ilaçları bir süre kullandım ama ara ara hissettiğim o ağrı hiç geçmiyordu.
İçim rahat etmediği için özel bir hastanede başka bir doktora göründüm. O doktor bana rahatsızlığımın donuk omuz olmadığını, enfeksiyon kaynaklı bir sorun yaşadığımı ve omuzdan minik bir delik açılarak enfeksiyonun akıtılması gerektiğini söyledi. Buna neden olan şeyin de omzum ilk ağrımaya başladığında kas içine yapılan iğne olabileceğini söyledi.
Sedef hastalığım olduğu için bağışıklığım normal insanlara göre daha düşükmüş. Bu iğnenin normalde ameliyathanede steril bir ortamda yapılması gerekiyormuş. Ameliyathane yerine muayenede yapılan o iğne yüzünden enfeksiyon kapmışım. "Biz biraz daha düşünelim" diyerek doktorun odasından çıktık. Diğer doktor donuk omuzdan o kadar emindi ki eğer öyleyse bu doktorun bahsettiği operasyon gereksizdi.
Bana donuk omuz teşhisi koyan doktora kontrol için tekrar gittiğimde, o süre zarfında başka bir doktora daha göründüğümü, onun aslında benim sorunumun donuk omuz olmadığını düşündüğünü söyledim ve yapmak istediği operasyondan bahsettim. Meslektaşının görüşüne aldırış etmeden çok emin bir tavırla teşhisinin doğru olduğunu ama içim rahat etsin diye bir de dahiliyeye gidebileceğimi söyledi ve beni o bölüme yönlendirdi.
Dahiliyede çok detaylı tetkikler yapıldı ve ciğerlerimde enfeksiyon göründüğünü söylediler. Hatta ben işlemlerle uğraşırken eşime ve anneme kanser olma ihtimalimin bile olabileceğini söylemişler. Önceleri basit bir omuz ağrısı diye çok da önemsemediğim ağrı şimdi beni hastane hastane gezdiriyordu. Her gittiğim doktor ayrı bir teşhis koyuyordu. Yani bir türlü tam olarak neyim olduğunu bilemiyorduk.
Çok doktor ve hastane gezdik ama sonunda "Omzunda enfeksiyon var ve açılması gerekiyor" diyen doktora geri döndük. İyi ki de dönmüşüz, onun sayesinde şu anda hâlâ iki kolum var…
O doktora tekrar gittiğimde omzuma iğneyi olmamın üzerinden 3 ay geçmişti. Yani biz ona ikinci kez gidene kadar enfeksiyon iyice ilerlemişti ve hemen ameliyata alınmam gerekiyordu. Beni apar topar hazırladılar ve ameliyata girdim. Ekip, sağ omzumun arkasından 5 santimetre kadar açıp enfeksiyonu temizlemişti ama doktorum bu prosedürün bazen defalarca tekrarlanabileceğini, bazı hastalarda enfeksiyonu tamamen temizlemek için 10’un üzerinde ameliyat yapmak zorunda kaldığını söyledi. Üç gün sonra hastaneden çıktım ve tedavime evde devam edildi.
Eve her gün sağlık görevlisi geliyordu ama ağrı kesicilere rağmen çok ağrım oluyordu. Birkaç gün sonra ameliyat yerinden iltihap akmaya devam ettiği için biz yine hastaneye geri döndük. Doktor muayene edince beni hemen ikinci ameliyata hazırladılar. Vücutta o kadar enfeksiyon birikmiş ki omuz kemiğine kadar ulaşmış. Bu nedenle peş peşe yapılan ikinci ve üçüncü operasyonda ameliyat yaralarım daha da büyüdü ve derinleşti.
Üç ameliyat olmuştum ve 1,5 aydır hastanede çaresizce yatıp bir an önce iyileşmeyi bekliyordum. Onca güçlü ağrı kesiciye rağmen ağrım bir türlü geçmiyordu. Bazen dayanamayıp yastığı ısırdım, bazen acıdan ağladım ve bir an önce bu dertten kurtulmak için dua ettim. Ama her geçen gün doktorum daha da endişeli geliyordu yanıma. Sonunda odama gelip vücudun antibiyotiklere cevap vermediğini, enfeksiyonu bir türlü temizleyemediklerini ama elinden geleni yapmaya devam edeceğini söyledi.
O gün doktor, eşim ve anne babamı durumumu konuşmak için çağırmış ama benim bundan çok sonra haberim oldu tabii ki… Onlara her şeye hazırlıklı olmaları gerektiğini, başka bir antibiyotik tedavisine başlayacağını ama vücut ona da cevap vermezse kolumu bile kaybedebileceğimi söylemiş.
Hastanede 1,5 ay kaldım, 3 operasyon geçirdim ve doktorumuzun çabaları ile çok şükür sağlığıma kavuştum ve ayağa kalkabildim. Ama omzum hasar gördüğü için şu anda sağ kolumu oynatamıyorum, yani hiç kımıldamıyor.
6 ay sonra bir operasyon daha geçireceğim ve omzuma protez takılacak. O protezden sonra kolumu sadece 90 derece oynatabileceğim. Artık beden gücümü kullanmam gereken bir işte çalışamayacağım, eskisi gibi yüzemeyeceğim, kayak yapamayacağım, basketbol oynayamayacağım, bırakın spor yapmayı kendimi korumak için bile kolumu kaldıramayacağım.
Ağrım hafiflesin diye steril olmayan ortamda yaptırdığım o iğne ve yanlış teşhisler yüzünden hayatım aylardır kâbusa döndü. Ve bu durum ömür boyu beni etkilemeye devam edecek.
* * * * *
GECE YAŞANAN OMUZ AĞRILARINA DİKKAT!
California Üniversitesi’nde ortopedik cerrahi bölümünde görev yapan Dr. Drew Lansdown, New York Times’a yaptığı açıklamada “Omuz ağırları denince hemen bilgisayar başında çalışanlar akla gelse de ağır yük taşıyan işçiler, sürekli araç kullanmak zorunda olanlar, diş hekimleri, eğilerek çalışmak zorunda olanlar ve spor faaliyetinde bulunanları da risk grubunda sayabiliriz” dedi.
Dr. Lansdown, “İnsanların şikâyet ettiği bir diğer önemli konu gece yaşanan omuz ağrıları… Bu durum sizi uykusuz bırakabilir. Çünkü rahat bir pozisyon bulmakta zorlanırsınız. Ne sağ ne de sol tarafa yatabilirsiniz. Haliyle ciddi bir uykusuzluk sorunu ortaya çıkar ve psikolojiniz etkilenir” ifadelerini kullandı.
Dr. Lansdown en sık görülen omuz ağrısı nedenlerinin başında, omuzdaki tendonları ilgilendiren sıkışma sendromu ve rotator kılıf sendromunun geldiğinin altını çizerek, “Sıkışma sendromu kasın tendonuna ait iç nedenlerden veya tendon harici dış nedenlerden meydana gelebilir. Bazı durumlarda bu iki neden bir arada da bulunabilir. Rotator kılıf sendromu ise birden ortaya çıkabilir ya da tekrarlı hareketler sonucu kronik olarak oluşabilir” bilgisini paylaştı.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Tarık Elma, gündelik hayatımızda ellerimiz, kollarımız ve omzumuzun en çok kullandığımız uzuvlarımız olduğunu, bedensel olarak çalışanların ve ofis çalışanlarının bu organları sürekli kullanmak zorunda olduğunu söyledi ve ekledi:
“Omuz eklemi vücudumuzun en hareketli eklemidir. Bu kadar çok kullandığımız ve hareket açıklığı da çok geniş olan omzumuz, yaralanmalara çok açıktır. Günümüzde fiziksel aktivite ve sporun yaygınlaşması da omuz ağrılarını artıran bir diğer sebeptir.”
NEDEN AĞRILARIMIZ GECE ARTIYOR?
Dr. Tarık Elma, omuz ağrılarının pek çok sebebi olduğunu, en sık görülen sebeplerin kas yırtılmaları, kireçlenme, sinir sıkışmaları ve tümörler olduğunu belirtti. Elma, özellikle gece omuz üzerine yatmanın hasarlanan dokulara direkt olarak baskı yapıp zorlanmaya yol açarak ağrıları artıracağını söyledi.
Aynı şekilde sinir sıkışmalarına bağlı ağrıların da geceleri sinirin sıkışmasını artıran uyku pozisyonları sebebiyle çoğalabileceğini belirten Dr. Elma, tehlikeli olabilecek bir diğer durumun da omuzda tümör olması durumunda yaşandığını, tümöre bağlı omuz ağrılarının da gece arttığını vurguladı.
Elimizi baş seviyesine kaldırırken ağrı varsa, kolu 90 dereceden fazla kaldırırken ağrı oluyorsa veya elimizi belimize götürürken ağrı varsa burada omuz hastalığı olabilir.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Tarık ElmaHER ZAMAN TRAVMAYA BAĞLI OLMAYABİLİR
Bazen omzumuzu incitsek bile hafif ağrıyı anlamıyoruz ya da önemsemiyoruz. Hangi ağrıları ciddiye almalıyız? Herhangi bir travmaya bağlı olmayan omuz ağrısının olası nedenleri ne olabilir?
Dr. Tarık Elma, özellikle elimizi başımıza doğru kaldırırken, kolumuzu 90 dereceden fazla kaldırırken veya kolumuzu sırtımıza götürürken ağrı hissetmemizin omuzumuzda ciddi bir hastalığın habercisi olabileceği konusunda uyardı.
Omuz hastalıklarında sebebin her zaman travmaya bağlı olmadığını hatırlatan Dr. Elma, omuz bölgesindeki sinir sıkışmaları, tümörler veya yıllar içerisinde yaptığımız yanlış hareketlerin de omzumuzda ağrılara neden olabileceğini sözlerine ekledi.
GÜÇLÜ KASLAR OMUZLARI DESTEKLER
Dr. Elma, omuz sağlığı için yapılması gerekenleri şu sözlerle anlattı:
"Omzumuzu koruyan ve destekleyen pek çok kas vardır. Omuz ağrılarının en büyük sebeplerinden biri bu kasların bir veya daha fazlasının yaralanmasıdır. Omuz bölgesindeki kasları güçlendirmek hem kaslarımızın yırtılmasını engeller hem de omzumuza destek olarak diğer travmalardan korur."
Evde yapacağımız basit egzersizler bile kaslarımızı güçlendirip omuz ağrılarımızı engelleyebilir.
California Üniversitesi’nde fizyoterapist olan Dr. Lori Michener, omuz ağrılarına karşı bazı testler yapılabileceğini belirterek, “Sağlamlaştırma, esneme ve destek aktiviteleri de dâhil olmak üzere omzunuzu korumak ve güçlendirmek mümkün” dedi.
VÜCUDUN ALT KISMININ ESNEKLİĞİ DE OMUZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Vücudun üst kısmı kadar alt kısmının da omuz ağrılarının oluşmaması için esnek olması gerektiğinin altını çizen Dr. Lori Michener, “Bel ve omuz bölümünde yapılan çoğu hareket, vücudun alt kısmından gelir. Bacaklarınız ve duruşunuz ne kadar zayıfsa, eklemlerinizdeki stresin artmasıyla beraber omuzlarınız da o kadar çok güç üretmek zorunda kalır” diye konuştu.
Bunun için kalça ve squat egzersizleri yapılmasını öneren Dr. Michener, ayrıca şınava benzer bir pozisyonda yere 45 derece açıyla yapılan plank hareketinin de faydalı olduğunu belirterek, bu pozisyonla bacaklardaki yoğun kasılmaların, eklem dayanıklılığını geliştirdiğinin altını çizdi.
Dr. Tarık Elma, omuz yaralanmalarından kaçınmak için özellikle baş üstü hareketler dediğimiz hareketleri yaparken dikkatli olmak gerektiğini, ağır eşyaları tek kolla yukarı kaldırmanın ciddi omuz sakatlıklarına sebep olabileceğini vurguladı ve düzenli egzersiz yapmanın ve bu bölgedeki kaslarımızı güçlendirmenin omuz travmalarından bizi koruyabildiğini ifade etti.
OMUZ İÇİNE YAPILAN İĞNELER NE ZAMAN RİSK TAŞIYOR?
Dr. Tarık Elma, omuz içerisine farklı enjeksiyon uygulamalarının mevcut olduğunu, sadece kortizonlu ve lokal enjeksiyonların yanı sıra hyaluronik asit, trombositten zengin plazma denen PRP uygulamaları ve kök hücre uygulamalarının da omuz içine yapılabildiğini belirtti.
TÜM ENJEKSİYONLAR TEMİZ ORTAMLARDA YAPILMALI
Özellikle PRP uygulamaları ve kök hücre uygulamasının son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde popüler olmaya başladığını belirten Dr. Elma, bu uygulamalarda bağışıklık sistemi çökmüş, omuzda tümör bulunan veya diyabetli hastaların ve yapılacak deri üzerinde enfeksiyon bulunan kişilerin risk grubunda olduğunun altını çizdi ve ekledi:
“Yapılacak tüm enjeksiyonlar steril temiz ortamlarda ve bu konuda uzman doktorlar tarafından yapılmalı. Özellikle kök hücre tedavisi ameliyathane şartlarında yapılmalıdır. Diğer enjeksiyonlar da steril koşullar altında çok dikkatli cilt temizliği ve temiz hastane şartları altında uzman doktor tarafından yapılmalıdır.”
CİDDİ ENFEKSİYONLAR VE KALICI SAKATLIKLAR YAŞANABİLİR
Bu şartların sağlanmadığı durumlarda ciddi enfeksiyonlar ve kalıcı sakatlıklar görülebileceğini ifade eden Dr. Elma, bu durumun acil ameliyat sebebi olabileceği ve telafisi mümkün olmayan durumlar oluşturabileceği konusunda uyardı.
Son günlerde bu enjeksiyonların konusunda uzman olmayan kişiler tarafından hastaneler dışında yapıldığına dikkat çeken Elma, hastaların bu tür durumlarda dikkatli olması ve sadece konusunda uzman doktorlara başvurması gerektiğini önemle hatırlattı.