Güncelleme Tarihi:
Haftalık mesainin dört güne indirilmesi bir süredir tüm dünyanın gündeminde. Dünyanın çeşitli yerlerinde bu modeli deneyip çalışanlarının morali ve performansı üzerindeki etkisini test eden çok sayıda şirket var.
Bu denemelerden en büyüğü geçtiğimiz yıl, küresel ölçekte dört gün çalışma modelini savunan 4 Day Week Global tarafından organize edildi. Altı ülkeden 33 şirketin katıldığı deneme Şubat 2022'de başladı. Amaç personelin aynı ücret karşılığında 40 yerine 32 saat çalıştığı bir senaryoda verimliliğin düşüp düşmediğini görmekti.
Sonuçlar ise organizatörleri ve katılan şirketlerin patronlarını bile şaşırtacak kadar iyiydi. Program kapsamındaki şirketlerin gelirleri arttı, çalışanların fiziksel sağlığında ve zindeliğinde iyileşmeler oldu. Üstelik şirketlerin çevreye verdiği zarar da azaldı.
Bu sonuçların ardından toplamda binlerce çalışanı olan 100 şirket daha dört günlük çalışma modelini uygulamaya ya da değerlendirmeye başladı.
Peki dört günlük çalışmaya geçen şirketlerde neler oldu? ABD merkezli haber sitesi INSIDER bu soruyu söz konusu şirketlerin yöneticilerine sordu ve oldukça ilginç yanıtlar aldı...
"HİÇ AMA HİÇ KAYGILANMIYORUZ"
Soothing Solutions, merkezi İrlanda'nın Dundalk şehrinde yer alan ve çocuklar için öksürük pastilleri üreten bir şirket.
Şirketin personeli denemenin en başında dört günlük çalışmanın sürdürülebilir hatta kârlı olabileceği konusunda şüpheler yaşarken kurucular Sinead Crowther ve Denise Lauaki'nin beklentileri büyüktü.
İki kadın, 2017'de kurdukları şirkette insan odaklı bir kültür oturtmak için yola çıkmıştı. Dolayısıyla Crowther, 2021'de 4 Day Week'in programını duyunca bunu yetenekli kişileri şirkete çekmenin ve kurumda tutmanın bir yolu olarak gördü.
Soothing Solutions ilk çalışanlarını 2021'de işe aldı. O günden bu yana işten ayrılan olmadı. Crowther çalışanların dört günlük çalışma ile ilgili yorumlarını dinlerken gözyaşlarına hâkim olamadığını belirterek şunları söyledi:
"Çalışanlarımızdan birinin ebeveyni ölüm döşeğindeydi ve çalışanımız üç-dört gününü ebeveyniyle geçirebiliyordu. Bu zamanı başka hiçbir şeyin kendisine geri veremeyeceğini söyledi bana. Başka bir yerde çalışsa bunu yapamayabilirdi."
Bir başka çalışan ise işten artan zamanında fotoğraf çekmeye başladı ve Crowther'ın ifadesiyle "Harika bir fotoğrafçı olup çıktı!"
Soothing Solutions en başından beri dört gün çalıştığından kurucuların kıyas yapma şansı yok ancak Crowther dört günlük mesainin şirket büyüdükçe işlere olumsuz bir etkisi olacağını düşünmüyor.
İrlanda, Birleşik Krallık ve İskoçya'nın dışına da satış yapmayı planladıklarını belirten Crowther, "Hiç ama hiç kaygılanmıyoruz. Kulağa delice geldiğini biliyorum ama sistem çalışıyor" ifadelerini kullandı.
YENİ ZELANDA'DAN İZLANDA'YA BAŞARI HİKÂYELERİ
Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan 4 Day Week Global, bir yandan bu modeli benimsemek isteyen şirketlere danışmanlık yaparken bir yandan da iş hayatının geleceğine dair araştırmalara finansman sağlıyor.
Yeni Zelanda merkezli Perpetual Guardian şirketinin kurucularından Andrew Barnes, dört günlük çalışmayı önce kendi iş yerinde denedi; başarıya ulaştığını gördükten sonra da 4 Day Week Global'ı hayata geçirdi.
Grubun programlarına dahil olan şirketlerde yapılan denemelerle elde edilen veriler Harvard İşletme Okulu, Oxford Üniversitesi, Pennsylvania Üniversitesi gibi saygın kurumlarda görev yapan akademisyenler tarafından değerlendiriliyor.
Dört günlük mesai hareketi, özellikle pandeminin etkisiyle hem çalışanların hem de iş verenlerin işe dair bakış açılarının değişmesinin ardından hız kazandı. Teknoloji start-up'ı Bolt, 2021 yılında modeli deneyen ilk büyük şirket oldu. Sonuçlar o kadar iyiydi ki şirket üç aylık denemenin ardından dört günlük çalışmayı kalıcı hale getirdi.
Daha kısa süreli başka denemelerde de başarılı sonuçlar elde edildi. Örneğin İzlanda'da yapılan ve sonuçları 2021'de tüm dünyada manşet olan bir denemenin sonuçları oldukça memnuniyet vericiydi. 2019'da Henley İşletme Okulu'nda yapılan bir araştırmada da dört günlük iş modeline geçen şirketlerin üçte ikisinde çalışan verimliliğinin arttığı bildirildi.
İzlanda'da 2015-2019 yılları arasında yapılan denemede verimlilik aynı kalmış veya artmıştı. Reykjavik Şehir Konseyi'nin gerçekleştirdiği denemede İzlanda'nın çalışan nüfusunun yüzde 1'i (2500 kişi) 40 saat yerine 35-36 saat çalışmaya başlamıştı. Denemenin sonuçları o kadar başarılı oldu ki bugün İzlanda'da iş gücünün yaklaşık yüzde 90'ı aynı ücret karşılığında daha kısa süre mesai sisteminde çalışıyor.
BAZI ŞİRKETLERİN UYGULAMASI DAHA ZOR AMA İMKÂNSIZ DEĞİL
Ancak bazı handikaplar da mevcut. Haftalık mesainin azalması, çalışanların günlük iş yükünün artması anlamına geliyor. Bu da stresi artıran bir faktör.
Üstelik özellikle yılbaşı, yaz ayları gibi dönemlerde yoğunluğu gözle görülür oranda artan şirketlerde, dört günlük çalışmayı yılın tamamına yaymak mümkün olmayabilir.
Diğer yandan müşteriye 24 saat destek sunan bankalar ve sigorta şirketleri gibi iş yerlerinin ya da 24 saat boyunca haber takip eden basın kuruluşlarının haftada bir günü bile tamamen kapatması söz konusu değil.
Ancak bu tür şirketlerde de ekibi hafta sonları ve bayramlarda uygulanana benzer şekilde bölerek dört günlük çalışma modelinin alt yapısı oluşturulabilir.
Dört günlük çalışma düzeninde cumartesi ve pazara ek olarak bazı şirketler pazartesileri, çoğu şirket ise cumayı da tatil ediyor.
HENRY FORD 97 YIL ÖNCE YAPABİLDİYSE...
Dört günlük mesaiyi yaygınlaştırma çabaları, geleneksel iş modelini değiştirmek adına atılmış ilk adım değil.
Örneğin ABD'de 1926 yılına kadar çalışma standardı haftada 6 gündü. Henry Ford'un otomobil fabrikasında 5 günlük çalışma modelini benimsemesi bir ilk olmuştu.
Ford, ekstra bir izin gününün personelin verimliliğini artıracağını, çalışanlara daha fazla para harcamak (ve mümkünse Ford otomobillerini satın almak) için daha fazla boş zaman sağlayacağını umuyordu.
Ford'un başlattığı trend kısa sürede yaygınlaştı. İşçi sendikalarının da girişimleriyle Adil Çalışma Standartları Yasası kabul edildi ve haftalık mesai 44 saat ile sınırlandırıldı. 1940 yılında yasada yapılan değişiklikle bu sayı 40'a indirildi. Dolayısıyla 97 yıl sonra aynı normların bir kez daha değişmesi çok da imkânsız değil.
Henry Ford ve ilk otomobili
ŞİRKETİN KÂRI İKİYE KATLANDI
İrlanda merkezli eleman bulma hizmeti Rent a Recruiter da altı aylık denemeye katılan şirketlerden biri. Rent a Recruiter'ın kurucularından Barry Prost'un programa katılma amacı, şirketteki çalışanların kalıcılığını sağlamaktı. (Bu sorunu pandeminin başından beri birçok başka şirket de yaşıyor.)
Pandemide uzaktan çalışma modeline geçmiş olan Rent a Recruiter yetkilileri, 4 Day Week'in programını duyunca denemeye karar verdi. Prost için en önemlisi müşterileri mutsuz etmemekti.
Prost tüm bu çekincelere karşın müşterilerin de dört günlük çalışmayı desteklediğini, hatta bazılarının aynı sistemi kendi şirketlerinde de uygulamayı düşünüp kendisine fikir danıştıklarını belirtti.
20 kişinin çalıştığı Rent a Recruiter'da dört günlük mesainin etkileri çok büyük oldu. 6 aylık deneme süresinde Rent a Recruiter toplam kârını ikiye katladı. Aynı dönemde çalışanların verimliliğinin de iki katına çıktığı hesaplandı. Prost'un dediğine göre, başlangıçtaki amaç bu olmasa da dört günlük çalışma düzeninin şirketin bilançosu dışında etkilediği başka şeyler de vardı.
Prost, "Aynı zamanda bir terapist olan bir müdürümüz var. Bu kişi artık danışanlarına daha fazla vakit ayırabiliyor. Aramızda çocuklarını cuma günü okula bırakıp okuldan alabilen ebeveynler var. Beş gün çalışsak bunu yapamayacaklardı" ifadelerini kullandı.
GELİRİNİ YÜZDE 40 ARTIRAN BİLE VAR
Denemede çalışanların memnuniyeti ve kalıcılığı kadar önemli bir diğer kriter de şirketlerin kârlılığının etkilenip etkilenmeyeceğiydi.
Denemeye katılan şirketlerden 16'sı kazanç verilerini 4 Day Week ile paylaştı. Bu verilerin ortalamasına bakan uzmanlar şirketlerin gelirlerinde yüzde 8,14'lük artış yaşandığını tespit etti. Bazı şirketlerde bir önceki yılın Şubat-Temmuz dönemine kıyasla yüzde 40'a varan gelir artışları görüldü.
Denemenin parçası olan şirketlerin hiçbiri olumsuz geri bildirimde bulunmadı. Denemenin sonunda yapılan ankete 27 şirketin çalışan ve yöneticileri katıldı. Katılımcı şirketlerin tamamı beş günlük çalışma düzenine geri dönmeye niyetleri olmadığını belirtti. Denemeye katılan şirketlerdeki toplam 495 çalışanın neredeyse tamamı dört günlük modelle devam etmek istediklerini söyledi.
Denemelerin ardından yapılan anketlerde CEO'lardan alt kademe personele herkesin, dört gün çalışmanın faydasını gördüğü anlaşıldı. Hatta 4 Day Week, Birleşik Krallık'ın geneline yayılacak bir deneme için çoktan kolları sıvadı.
ÇEVREYE DAHA AZ ZARAR
Dört günlük mesai modelini benimseyen şirketlerin temel hedefi kazancı ve çalışan memnuniyetini artırmak olsa da deneme sürecinde bazı yan faydalar da keşfedildi.
Birincisi, daha az süre çalışmak karbon emisyonunun azaltılması anlamına geliyor. Zira bu sayede insanların trafikte geçirdiği zaman azalırken şirketler de daha az enerji tüketiyor.
4 Day Week'in denemesinde, çalışanların yolda geçen zamanlarının 1'er saat azaldığı görüldü.
4 Day Week denemesinin baş araştırmacısı olan çevre sosyoloğu Orla Kelly, iş günü sayısının azalmasının insanların daha çevre dostu seçimler yapmasına yardımcı olduğunu söyledi.
Dublin Üniversitesi bünyesinde görev yapan Kelly, "İnsanlar uzun saatler çalıştıklarında, tüketim modellerinin yoğunlaştığı bir çalışma-harcama döngüsüne girme eğiliminde oluyorlar" dedi.
Bu şu demek: Daha az boş vakti olan insanlar plastik ambalajlardaki gıdaları tüketmeye, işe yürüyerek ya da toplu taşıma yerine özel araçla gitmeye ve dayanıksız tüketim ürünlerine para harcaya daha meyilli oluyor.
Bu faydayı ölçmenin kolay olmadığını belirten Kelly, araştırma henüz ilk aşamalarda olduğundan kesin konuşamadığını ancak konuyu derinlemesine inceleyip dört gün çalışmanın çevre üzerine etkilerini ortaya koymayı planladığını belirtti.
KADINLARA DAHA FAZLA ZAMAN
Dört günlük çalışma ayrıca kişilerin genel sağlığı, yaşam tatmini ve kadınların uyku düzeylerinde de önemli iyileşmeler getiriyor. Kadınlar ev ve aileyle ilgili bakım sorumluluklarını daha fazla üstlendiklerinden, bir gün fazla izin yapmak özellikle onlara fayda sağlıyor.
Denemeye katılan şirketlerin çoğunun faaliyet gösterdiği İrlanda'da, yarı zamanlı çalışanların yüzde 70'i kadın. Kelly, "Kadınlar çoğu zaman daha az gelir getiren işlerde çalışıyor ve bu nedenle istemeseler de yarı zamanlı çalışmaya kaymaya eğilimli oluyorlar" dedi.
Özellikle son yıllarda kadınların çocuk bakıcısı bulamama ya da tükenmişlik gibi sebeplerle çalışmayı bıraktığını ya da yarı zamanlı çalışmaya geçtiğini vurgulayan Kelly, "Uzun vadeli kariyer hedefleri, emeklilik primleri ve ev içindeki güç dinamikleri açısından bu oldukça sorunlu bir durum" yorumunu yaptı. Diğer yandan herkesin haftada dört gün çalışması kadınların iş gücünde kalmasına yardımcı oluyor ve iş hayatının dışına atılmış gibi hissetmelerini engelliyor.
Elbette bütün dünyanın bir gecede dört günlük çalışma modeline geçmesi çok olası değil. Ancak yapılan deneme bu modelin faydalarını ortaya koydu. Üstelik türü ne olursa olsun değişimi isteyen şirketlerin başarılı olduğu da anlaşıldı. Bu denemeler arttıkça dört günlük çalışmanın etkilerini daha da iyi göreceğiz.
INSIDER'da yayımlanan "No more Fridays" başlıklı yazıdan derlenmiştir.