Güncelleme Tarihi:
Amerika Birleşik Devletleri, 20 yıldır bulunduğu Afganistan’da ana karargâhını kurduğu Bagram Üssü’nde yüksek güvenlikli bir de cezaevi yaptı. Terörle mücadele kapsamında yakalanan Taliban’ın üst düzey yönetici ve savaşçılarıyla El Kaide, DEAŞ ve radikal gruptakiler burada tutuluyordu. Cezaevine getirilenler, ABD ve İngiliz istihbarat servisi CIA ve MI5 tarafından sorgulanıyordu. Küba’daki Guantanamo ve Irak’taki Ebu Gureyb gibi kötü bir şöhrete sahip Bagram Cezaevi, ağır insan hakları ihlalleri ve işkencelerle anılıyordu.
3 KALIN DEMİR KAPIDAN GEÇTİK
İşte Taliban’ın kontrol sağladığı çok yüksek güvenlikli bu cezaevine girdik. Bagram Cezaevi’nin 3 demir kapısını aştıktan sonra yerlere saçılmış yüzlerce dosyayla karşılaştık. Mahkûmların kayıt listeleri, nakil bilgileri, nerede yakalandıkları, suçu, hangi koğuşa konulduğuna dair bilgilerin yer aldığı dosyalar cezaevi koridorlarına saçılmıştı. Bir kişinin sığacağı dar kapılardan geçtikten sonra mahkûmların kaldığı koğuşlara ulaştık. Koğuşların girişlerinde yine yerlere atılmış, tutuklandıklarında çekilmiş mahkûm fotoğrafları vardı.
KOĞUŞLARDA KUM TORBALARI...
Yan yana çelik kapı ve çelik duvarlarla ayrılan kafes şeklindeki koğuşların üstü mahkûmların hava alması için çelikten delikli tavanla örülmüştü. Koğuşlardan bağımsız bölümlerde ise iki metrekarelik tek kişilik hücreler ve hiçbir şekilde güneş görmeyen bir metrekarelik işkence odaları bulunuyordu. Bize rehberlik eden Talibanlar, hücre ve işkence odalarında üst düzey yöneticilerinin tutulduğunu söylerken, “Liderlerimizi ölüme bırakmışlar” diyerek ABD’ye tehditler savuruyordu. Bazı koğuşların ortasında tavana asılmış şekildeki kum torbaları dikkat çekiyordu.
HER ŞEY BIRAKILDIĞI GİBİ...
Koğuşların hemen girişinde mahkûmlara ait ayakkabı ve terlikler vardı. Küçücük bir alanda onlarca mahkûmun bir arada yattıkları yer yatakları, battaniye ve yastıkları olduğu gibi duruyordu. Koğuşun duvarlarında ise mahkûmların leğende yıkayarak astıkları elbiseleri, çamaşırları vardı.
Mahkûmların yattıkları yer yataklarının başında, yatak altında ailelerine ulaştırılması için yazdıkları mektuplar ve tuttukları günlükler göze çarpıyor. Küçük kâğıtlara karakalem yaptıkları ve duvarlara astıkları fotoğraflar, okudukları kitaplar, bazı mahkûmların İngilizce öğrenmek için notlar aldığı defterler de dikkat çekiyor. Yine mahkûmların duvara astığı küçük kâğıtlardan birinde “mutlu yıllar” yazısı hâlâ duruyor. Yaptıkları cami, çiçek, gül fotoğrafları da duvarlarda asılı.
MAHKÛMLARA NE OLDU?
ABD askerlerinin çekilmesi ve Afgan hükümeti askerlerinin Taliban’a teslim olmasından sonra cezaevindeki mahkûmların akıbeti merak ediliyor. “Bagram Cezaevi’ndeki 5 bin mahkûma ne oldu?” sorusu belirsizliğini korurken, Taliban yetkilileri, “Cezaevinde tutulan Taliban yöneticileri ile önemli kişiler Amerika’ya götürüldü.
Geride kalanlar ise biz gelmeden serbest bırakılmış” iddiasında. Amerikan askerlerinin gitmesiyle cezaevinde güvenliği sağlayan Afgan hükümeti askerlerinin Taliban’a teslim olmadan önce cezaevlerinin kapılarını açtığı ve mahkûmların kaçtığı da ileri sürülüyor.
Hürriyet muhabiri Fevzi Kızılkoyun’un cezaevinde konuştuğu Taliban güçleri arasında burada tutuklu kalanlar da var. “Çok işkence gördük” diye anlatıyorlar o günleri...
Bagram Cezaevi’nde mahkûmlar ‘tehlike’ düzeylerine göre bu çelik kafeslerde tutuluyordu.
Cezaevi, içinde klozetlerin bulunduğu ikişer metrekarelik hücrelerle dolu.
Onlarca mahkûmun bir arada yattığı küçücük koğuşlarda yer yatakları, yıkayıp iplere astıkları çamaşırları olduğu gibi duruyor...