Dünya şehirleri Fransa'ya 'Demir' attı!

Neden hep Londra’da ve Seul’da yaparlar kongrelerini şemsiyeler? Neden en hızlı iniş çıkışlar Wall Street’te görülür? Yüzbinlerce kişi, neden istedikleri şeyleri almak için yeraltına inerler ve neden daha çok Monreal’de gecelere, eğlenceye ve hayata akarlar? Çekici bir kadının büyüsü, baştan çıkarıcılığı, vazgeçilmezliği gibi durumları neden en fazla İstanbul’da yaşar insan?

Haberin Devamı

Karşımda dünya şehirleri…

Seul, Monreal, İstanbul…

Her şehir; bilinen yapıları, manzaraları yerine o şehirlerin büyüleyici ve başdöndürücü ögeleriyle kaotik - karmaşıklığı harmanlanmış, düzen ve kaos arasındaki zıtlığın, renklerin ahenkli terazisinde dengeye oturmuş halleriyle karşımda.

O terazi karelerinde gördüklerim ki; bu dünya şehirlerinin sanayi bölgeleri de var, gecekondular da, meydanlar da…

Daha çok déconstruction (yapıbozum) denilen yapısal bozuklukların olduğu kareler…

Bu şehirlerin aşina olduğumuz bilgilerinin ötesine ve başka renklerine getiren bir kişi var şimdi kalemimin ucunda!

Resimlerin sıradan kurallarını yok sayarak, gördüğü şehirleri bilinçaltındaki düşünceleriyle harmanlayıp, ona özgürlük sağlayan bıçağından / spatulasından yansıttığı renklere vurarak bambaşka ve hayalindeki şehirleri bizlere sunan biri.

Rahşan Demir!

Haberin Devamı

Şehrin figüratif bir tarzda soyut ve somut yönlerini ortaya koyarak kentin faniliğini eserlerine yansıtan bir ressam.

Onun eserlerinde, daha çok yapısal bozukluklara rastlıyorsunuz.

Tıpkı yapısal bozuklukları, çelişkileri, ışığı ön planda tutan empresyonistler gibi…

Çalışmalarında; estetikliği gerçekliğin daha ötesinde, gerçeğin dayattığı sınırların ötesinde bir armoni oluşturan renkleri kullanmayı tercih ediyor.

Bu sebeple, o şehirler; bazen titiz ve ayrıntılı çizgilerle, bazen belli belirsiz çocuksu bir sarhoşlukla, eritilmiş, yok edilmiş, dondurulmuş ama yeniden inşa edilmiş bir haliyle ortaya çıkıyor.

Rahşan Demir’in, Sigean’daki Serrencia sanat galerisinde, Exposition ismini verdiği sergisinde, Fransa’ya demir atan dünya şehirlerini göreceksiniz.

On yıldır yağlıboya resimler yapan Rahşan Demir’in bir sonraki sergisi de, Tresques’te, (Ocak 2014’te) tarihi bir kulede açılacak.

Sigean’da, 31 Ağustos’a kadar, Exposition sergisinde, Fransa’ya demir atan dünya şehirlerini göreceğiniz o karelerdeki şehir siluetlerinin silik hallerine bakarken, Demir’in bilinçaltındaki harçlarla yeniden inşa ettiği yapıların arasında gezinerek sanatın gerçek yüzünü bir kez daha tanık olacaksınız.

Hem de tüm renkleriyle…

Nükteleriyle…

Işığıyla…

Canlılığıyla…

Haberin Devamı

Tıpkı güzel yanları, kaosu, düzeni, düzensizliği, ışığı, canlılığı, yağmuru, hüznü, tüm renkleriyle görüp yaşadığımız hayat gibi!

***

Rahşan Demir – Exposition sergisi

Adres: Serrencia - 21, place de la Libération

11 130 Sigean / Fransa


RAHŞAN DEMİR:


BİZ BİR YERE AİT DEĞİL, TÜM DÜNYAYA SAHİBİZ!

Dünya şehirleri Fransaya Demir attı

Fransa’da yaşayan, on yıldır yağlıboya resimler yapan, çalışmalarında daha çok şehirler, düzen ve karmaşıklık arasındaki zıtlığı ve dengeyi işleyen Rahşan Demir’le: resmi, renkleri, şehirleri ve Segian’da yeni açtığı Exposition adını verdiği sergisini konuştuk.

Resim yapmaya ne zaman başladınız ve sizi resme yönelten neler oldu?

Resim yapmaya oldukça geç, 24 yaşında başladım. Marmara Üniversitesi’nde öğrenciyken, psikoloji hocamız, bana uyguladığı bir dizi testten sonra sanata oldukça yatkın olduğumu söyledi. Ve sanat alanında çalışmamı öğütledi. Önceleri ciddiye almadım.

Sonra…

Haberin Devamı

Yıllar sonra İspanya’dayken, bir lokalin önünden geçerken, içerde bir takım insanların resim yaptıklarını gördüm. İşte o anda, sonradan öğrencisi olacağım Lorenzo Caruana, benim de onların arasına katılmamı istedi. Resme ilgim böyle başladı.

RESİM DÜNYASINI ALİCANTE’DE KEŞFETTİM!

Yurtdışında farklı ülkelerde bulundunuz ve bir süredir les Corbieres’de yaşayan, Türk kökenli Fransız bir ressam olarak resmi ilk nerde keşfettiniz? Ve renklere daha da hakim olabilmek için kimlerden eğitimler aldınız peki?

Önce Chartes’da, sonra İstanbul’da, sonra resim dünyasını keşfettiğim Alicante’de ilk hocam Lorenzo Carouana’dan daha sonra Béziers’de Güzel Sanatlar hocası Pascal Bloch’tan eğitim aldım.

Haberin Devamı

Kaç yıldır resim yapıyorsunuz? Ve bir resmi yapıp bitirme süreniz değişiyor mu yoksa ortalama olarak aynı süreçlerde mi bitiriyorsunuz, hayatınıza ve ruh durumunuza bağlı olarak?

Resme başlayalı on yıl oldu. Fakat resim yapmayı meslek edinmeye üç yıl önce karar verdim. Her resim farklıdır. Her birinin farklı özellikleri olduğundan… Duygularıma bağlı olarak bazen onbeş gün hatta iki ay resim yapmaya ara verdiğim olur.

DÜZEN - KARMAŞIKLIK ARASINDAKİ ZITLIĞI VE DENGEYİ SEVİYORUM!

Çalışmalarınızda daha çok şehirler var. Yani manzara, portre ya da başka temalardan daha çok şehir resimlerine ağırlık vermenizin nedenleri ne?

Şehir, benim ilham perim! Diğer yandan çok seyahat etme şansım oldu ve bunun, konu seçimimde önemli etkisi olduğunu düşünüyorum. Düzen ve düzensizlik – karmaşıklık – kaos arasındaki zıtlığı ve dengeyi seviyorum.

Haberin Devamı

Bir resim yapıp bitirip karşısına geçtiğinizde neler hisseder, neler düşünür, neler söylersiniz kendinize?

Resim yaparken, güzel bir serüven yaşamış olmaktan mutlu oluyorum ama onu bitirdiğim için de üzüntü duyuyorum.

Serginizde Seul, Montreal, İstanbul gibi dünya şehirleri var. Ve her şehirden iki resim…

Evet, aynen… Her şehirden iki resim… Biri sanayi bölgesi diğeri gecekondu bölgesi olmak üzere…

BİZ BİR YERE AİT DEĞİL, TÜM DÜNYAYA SAHİBİZ!

Gidip gördüğünüz dünya şehirlerini sonra kendi dünyanıza gelip, görüntüleri, renkler ve hayal gücünün birleşimiyle resmetmeye başladığınızda ve tuvalinizde hayat bulan o şehirlerin ve resimlerin size kattıkları / öğrettikleri neler oluyor?

Hoşgörü ve dinginlik… Bu şehirlerin bende çağrıştırdığı mimari farklılık ve kültürel zenginlik beni tek bir sonuca götürüyor. O da… Biz farklıyız, biz bir yere ait değil tüm dünyaya sahibiz. Yani her yer bizim, hiçbir yere ait değiliz.

En sevdiğin dünya şehri hangisi peki?

En sevdiğim şehir İstanbul.

İSTANBUL, DOĞUNUN DEĞERLERİNE, BATI KÜLTÜRÜNE SAHİP!

Neden o şehir, nedir İstanbul’da seni etkileyen?

Çünkü bu şehirdeki zıtlıklar çok daha belirgin. Aynı zamanda doğunun değerlerine, Batı kültürüne sahip olan İstanbul kendimi bulduğum bir şehir. Ben kişiliğimde bu iki kültürü barındırıyorum.

Resimlerinde tarzınla ilgili neler söylemek istersin?

Benim sanat anlayışım, önce bir şehrin figüratif resmini yapmak. Sonra da daha silik bir şekilde soyut olarak resmetmek… Empresyonistlerin (İzlenimcilerin) ışığa çok önem vermeleri gibi ben de déconstruction’a (yapıbozum) önem veriyorum. Fakat benim silik ve ayrıntılı olan çizgilerim giderek daha belirsiz ve daha flu oluyor.

Resimlerinize baktığımda; olduğu gibi resmetmek yerine şehirlere bilinçaltınızdan soyutluklar katarak onlara başka boyutlar kazandırarak hayallerinizi dışarıya yansıttığınızı görüyorum. Ne dersiniz?

Doğru. Kendimi dışavurumcu (Expresyonist) olarak görüyorum. Gerçeklik, tümüyle deforme olmuştur. Kullandığım renkler, duygularımın ve ruhsal durumumun yansımasıdır.

RESİM, BANA, SAKİNLİĞİ, KENDİMLE BARIŞIK OLMAYI VE YALNIZLIĞIN ÖNEMLİ OLDUĞUNU ÖĞRETTİ!

Resim yapmak, bilinçaltındakilere can verirken ressama; sabrı, hayatı öğretiyor onlara. Bunlardan başka size neler kattı neler öğretti resim yapmak?

Resim özellikle bana sakinliği, kendimle barışık olmayı ve yalnızlığın önemli olduğunu öğretti.

RAHŞAN DEMİR - EXPOSITION SERGİSİ / FOTO GALERİ

Yazarın Tüm Yazıları