Dünya hasta, insan korkuyor

BLUCİN ve gömlekle, şömine başında kuzeyin en soğuk ülkelerinin birinde, Laponların yaşadığı yerde.

Haberin Devamı

Şömine başında Finlandiya, Estonya, Letonya, Danimarka, İrlanda başbakanları ya da ekonomiden sorumlu bakanları. Ve bizden Ali Babacan. Dünyadaki ekonomik ahvali tartışıyorlar.
İlk tespit: 2009 ekonomik krizi henüz bitmiş değil. Buna rağmen, Avrupa Birliği krizi çözmek için hâlâ köklü adımlar atmış değil. Yapısal reform ihtiyacı var. Sağlam tek ülke Almanya.
İkinci tespit: AB ülkelerinde devlete güven hızla azalıyor. Devlet borcunu öder mi ödemez mi kaygısı var.
Üçüncü tespit: Avrupa Merkez Bankası bol bol para basıyor ve devletlere destek vermeye çalışıyor. Bunun ne kadar tehlikeli olduğu ortada.
Dördüncü tespit: Devlet halka olan borcunu ödemeyi uzun döneme yayacak, vergileri yükseltecek.
Avrupa tam “Hasta Adam”.

1929 GİBİ

Şömine başında oturanlar dünyanın diğer bölgelerine bakıyor.
Amerika: Avrupa’ya göre daha iyi. Ancak, orada yönetim-kongre sürtüşmesi nedeniyle, 2013’ün yarısına yaklaşıyoruz, 2013 bütçesi hâlâ belli değil.
Çin: İç borç çok yüksek. Büyüme hızı düşüyor. Kredi notu düşüyor. Nüfus politikası büyük dert.
Japonya: Enflasyon ve büyüme arasında sıkışan seçim kampanyası halkı tatmin etmiş değil.
Hindistan: Büyüme hızı düşüyor, bütçe açıkları büyüyor.
Brezilya: Büyüme hızı sıfıra yakın. Sosyal politikalar büyük dert.
Ve hepsinde işsizlik en başta gelen sorun.
Dünyanın belli başlı ekonomilerinde şöyle bir tur atınca durum hiç parlak değil. Sanki 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’nı andıran bir çözülme. Kıta Avrupası hasta adam, diğerleri zor nefes alıyor.

YA BİZ

Haberin Devamı

Türkiye’de ise büyüme hızı düşüyor, tasarruf oranı çok düşük, işsizlik yükseliyor, cari açık çok yüksek, özellikle enerjide dışa bağımlılık almış başını gidiyor.
Diğer ülkelere göre iyimserlik var. Aldanmak yanlış, çünkü ekonomi sıcak parayla dönüyor.
Dünyanın bu durumu insanı korkutuyor. Bölgesel savaşlar bir orada bir burada patlıyor. Kuzey Kore ve İran nükleer denemeleriyle dünyaya her gün yeni bir gerilim salıyor. Kendi bıktırıcı iç sorunlarımızdan başımızı biraz kaldırsak hiç fena olmayacak.
Dünyayı ve Türkiye’yi özetle bu biçimde tahlil eden şömine başındaki yetkililer son bir tespitte bulunuyor. Dünya iyiye gitmiyor, kaygı duymak için çok neden var.

Haberin Devamı

İki milyon kişiyi ilgilendiriyor

MEMURLARA çalışırken döner sermaye, ek ödeme, ek ders, fazla çalışma ücreti gibi ödemeler yapılıyor. Emekli maaşı hesabına bu ödemeler dahil edilmiyor. Ve çalışırken aldıkları maaş ile emekli maaşları arasında uçurum doğuyor.
Bir memur çalışırken aldığı maaşın ancak yarısı kadar emekli maaşına hak kazanabiliyor.
Çalışırken brüt maaşları ve çalışma süreleri aynı olan bir memur ile bir işçi emekli olunca, işçi emeklisinin maaşı memur emeklisinden yüzde 15, yüzde 60 oranında daha fazla. İşçilerin çalıştığı sürenin tamamı kıdem tazminatına sayılıyor ama memurlar için otuz yıl ile sınırlı tutuluyor. Oysa emeklilikte yaş sınırı 65’e yükseliyor ve bir memurun emekli olabilmesi için en az kırk, kırk beş yıl çalışması gerekiyor. Böylece memurların en az on beş yıllık emekli ikramiyesi buharlaşıyor.
Konu iki milyon kişiyi ilgilendiriyor. Hak elde etmek amacıyla devlete beş yüz bin dilekçe verilmiş durumda.

Haberin Devamı

120 bin, 100 bin, 50 bin

BİREBİR ilgili bakanların verdiği rakamlar.
Şu anda devlette 120 bin öğretmen, 100 bin hemşire, 50 bin
doktor açığı var
.
Dünyanın on yedinci ekonomisi iddiasıyla ortaya çıkan bir ülkede inanılmaz açıklar. Eğitimde ve sağlıkta.
İlgili bakanlar bu açıkların ancak üç-dört yıl içinde kapanabileceğini söylüyor. İnsan yetişmesi ve bütçe meselesi.

Yazarın Tüm Yazıları