Düğün fotoğrafları

Halit Ergenç haziran ayında İzmir’de yaptığı düğününde izinsiz fotoğraf çekip haber yapan gazeteci Özge İpekçioğulları’nı dava etmişti.

Ergenç’in açtığı ceza davası önceki gün sonuçlandı ve ünlü oyuncu davayı kaybetti.

Mahkeme, Ergenç’in kamuoyuna mal olmuş ünlü bir kişi olduğunu, bu yüzden düğününde çekilen fotoğrafların özel hayata müdahale olmadığına karar verdi.

Bu kararı rövanşist bir duyguyla, gazetecilerin sanatçılara attığı son dakika golü olarak göremeyiz. Ya da "Bundan sonra yandınız, düğününüzde de fotoğraf çekeriz, nişanınızda da" diyecek halimiz yok.

Tam aksine sanatçılarla gazeteciler arasında bu tür gerilimleri en aza indirmenin formülleri var. Ünlü bir ismin düğün fotoğrafı dünyanın her yerinde her gazetecinin ilgisini çekecek bir haberdir.

Ünlülerin öncelikle bu gerçeği kabullenmesi gerekiyor.

O habere engel koyarsanız, gazeteci habere ulaşmak için olmayacak yollar denemeye başlar. Düğüne bir arkadaşını sokmaya çalışır, düğüne katılanlardan fotoğraf bulur, olmadı garsonu ayarlar verip çektirir, mekan sahibinden fotoğraf edinmeye çalışır...

Bu demek değil ki, ünlüler özel günlerini gazetecilerin önünde yaşamak zorunda...

Elbette Halit Ergenç düğününe gazeteci almak zorunda değil.

Ama bu işin ara formülü de var; Halit Ergenç yasak koymak yerine, dava açmak yerine özel bir fotoğrafçı tutsa, düğününde çektirdiği üç kare fotoğrafı isteyen gazetelere gönderse bu gerilimlerin hiçbiri yaşanmayacak.

Gazeteci fotoğrafa ulaşmış olacak, Ergenç’in de çektiler mi çekmediler mi, davaydı mahkemeydi gibi gereksiz meşguliyetleri olmayacak.

Ayrıca sözünü ettiğimiz de düğün fotoğrafı...

Kimse balayında çekilmiş mayolu, bikinili fotoğrafların peşinde değil ki...

Çekül ağaçlar hakkında neden bilgi vermiyor

Çekül Vakfı’nın geçtiğimiz Sevgililer Günü’nde yaptığı "Sevdiğiniz için 7 fidan dikin" kampanyası çok iyiydi. O dönem bu kampanya hakkında, ’En güzel sevgililer günü hediyesi’ diye bir-iki yazı da yazmıştım. Bu ağaçların nereye dikildiği daha sonra bir sertifikayla bildiriliyordu kampanyaya katılanlara. Olayın üzerinden neredeyse bir yıl geçti, yeni Sevgililer Günü gelmek üzere, bazı katılımcılara hálá sertifikaları gönderilmiş değil.

Bir okur, "Ne zaman vakfı arasam, beni sallıyorlar ve ağaçlar hakkında bilgi vermiyorlar" diyor.

Vakıfların bu tür kampanyalarında en büyük şey güvendir. Kendi adıma bu tür kampanyalara sık katılırım.

Kimi zaman cep telefonuyla SMS göndererek, kimi zaman banka internet şubesinde karşıma çıkan kampanyalara 10-20 lira ödeyerek...

Her seferinde kafamın bir yerinde de bu yardımlar yerine gidiyor mu acaba diye de bir soru geçer...

Hemen o kötü düşünceleri kovup, o kampanyaya sonuna kadar inanmak isterim. İnsanların ödedikleri paranın gerçekten yerine gidip gitmediğini bilmeleri en doğal hakları...

Bu tür gayrı profesyonel yaklaşımlar hem vakfın hem de kampanyaların güvenirliğine gölge düşürüyor.

Yazın yılbaşı

Yılbaşı ve yaz, siyahla-beyaz kadar birbirine tezat kavramlar... Noel Baba’nın kızağı, geyikler, yılbaşına dair her figür soğuk ve karla örtüşüyor.

Bu yüzden Los Angeles gibi sıcak bir yerde bile Rodeo Drive’da sokaklara kar makinesiyle kar yağdırıyorlar.

Gerçekten de yazın ortasında yılbaşı yaşamak ilginç. Noel Baba şapkalarıyla 30 derece sıcakta dolaşan insanlar, beyaz sakallar takıp denizde sörf yapanlar çıkıyor karşınıza... En çok çocukların kar ve Noel Baba özlemine üzülüyorum ben. Filmlerde gördüklerini hiçbir zaman yaşayamıyorlar sıcak ülke çocukları...

Sanatçılar bayramda otellere zarar ettiriyor

Otellerde gelenek haline dönüştü; büyüğünden küçüğüne hepsi bayramda sanatçı çıkarıyor. Kimi iyi sanatçılarla anlaşıyor, kimi ikili bir sahne şovu yapıyor, kimi de bütçesine göre daha ortalama isimlere yöneliyor.

En ucuzu bayramda sahneye çıkmak için 30-40 bin lira istiyor...

Peki bayramda sanatçıya bu kadar ödeyen oteller para kazanıyor mu?

Söyleyeyim; hele ki tatil böyle kış aylarına geliyorsa, neredeyse tamamı zarar ediyor.

Bayramda otele gelen müşterinin ödediği para, sanatçıya, orkestrasına verilen parayı karşılamıyor. Otel dolduracak sanatçı sayısı ise bir elin parmakları kadar bile değil...

"Neden ısrarla sanatçı çıkarıyorsunuz" diye soruyorum otel yöneticilerine.

"Her bayram zarar ediyoruz. Ancak böyle bir alışkanlık oluştu. Çıkardığımız sanatçı için müşteri gelmiyor ama gelen müşteriye bizde de sanatçı var demek için yapıyoruz" diyerek anlatıyorlar. Bunu söyleyenler 5 yıldızlı otellerin yöneticileri... Sanatçılar için bayram programları iyi bir gelir kapısı ancak benden tavsiye, rakamlarda bu kadar çok uçmaya devam ederlerse bir süre sonra zararına iş yapacak otel bulamayacaklar...
Yazarın Tüm Yazıları