Doğan Hızlan: Meğer edebiyatçı değil, edebiyat tefecisiymiş

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

'Siz edebiyatçı filan değilsiniz' (27 Ağustos 1999 Cuma, Hürriyet) yazımda; Yalova'da yaptığı evlerde oturanları ölüme gönderen Veli Göçer'in sahte şairliğine değinmiş, fizyonomisinin bir edebiyatçınınkine asla benzemediğini belirtmiştim.

Dün sabah bir okurum bana telefon etti.

Şair-müteahhidin (!) bir ayıbını daha açıkladı.

Okurumun söylediğine göre; Cağaloğlu'ndaki Narlı Bahçe Sokağı'nın sakinleri onu yakından tanırlarmış. Çünkü bir çok kimseye borç para verip, onların canını yakmış. Neyse ki ölümlerine sebep olmamış.

Anlayacağınız bizim şair-müteahhid (!) aynı zamanda tefeciymiş.

En az yirmi kişi bu konuda bilgi verebilir size, dedi okurum.

Fizyonomisinin bir edebiyatçıya benzemediği konusundaki yargıma da katılıyor.

Gerçekten de insanların içi, ruhu, yüzüne yansıyor. Yüz bir ayna gibi.

Verilen bilgi gösteriyor ki, bu zat, asıl işini daima perdeleyen ikinci bir işi göstermelik yapıyor.

Gerçek işi; toplumun önüne çıkacak temizlikte olmadığından.

Adı geçen sokakta bir matbaası da varmış, bastığı kitapları hatırlayan yok. Buna karşılık, yüksek faizle verdiği paralar herkesin hatırında.

Tefecilik yaparken matbaacıyım diyor, yap-satçılık yaparken de şairim...

* * *

KAÇAK kimlik, kişilik kullananlardan ürkerim.

Çok rastlanan tiplerdendir. Ne iş yaparsınız sorusuna, serbest meslek erbabıyım, diye cevaplar. Derinleştirdikçe, ithalat-ihracat diye sözü sürdürür, neyi ithal edip neyi ihraç ettiğini bir türlü anlayamazsınız.

Sonunda, kurbağa bacağıdır herhalde, deyip konuyu kapatmak en iyisidir.

'Boş gezenin boş kalfası', sözünü çok severim. Kimileri avareliğini böyle masum bir yalanla saklar. Kimileri de sahtekarlığını. İkisininki de yüzünden, konuşmasından anlaşılır.

Türkiye gibi bir ülkede, dönem dönem gözden düşen, şaibeli sayılan meslekler çıkar ortaya. Son günlerde topun ağzında müteahhitler.

Bence meslek erbabı da kendi içindeki kötüleri ayıklasın, denetlesin.

Yoksa şimdi birileri çıkıp da, Veli Göçer yüzünden müteahhitleri suçlamasın.

Nedense bizim ülkemizde, avukatlar herhangi bir filmde, oyunda, işbirlikçi olarak gösterilsin, hemen protestolarla bunu yapanı yıldırırlar.

Oysa her meslekten kötü biri çıkabilir. Yeter ki onu meslek dayanışması uğruna korumayalım.

Veli Göçer, burada gerçekten hinoğlu hinlik yapıyor. Biliyor ki bu ülke şairler ülkesi, herkes şiir okumasa da mutlaka şiir yazmıştır. Üstelik edebiyatçı denince, halim selim, derviş meşrep, kendi halinde, iyi insanlar gelir gözünüzün önüne.

Böylece şair kavramını da değiştiriyor bu zat.

* * *

ŞİMDİ biri çıkıp da şairim dese, yoksa sen inşaatçı mısın, sorusuyla karşı karşıya kalacak.

Adam, ben inşaatçıyım dese, bu sefer de, yoksa sen şair inşaatçılardan mısın, diye yüzüne kötü kötü bakılacak.

Görüyorsunuz, Veli Göçer kaç yönlü kötülük yaptı bu ülkeye.



Yazarın Tüm Yazıları