Paylaş
İsveç'te yaşayan, Kürtçe yazan Mehmed Uzun'un yedi kitabı birden, Diyarbakır 4 no.'lu DGM yedek hakimliğinin kararıyla toplatıldı.
Gendaş Yayınları tarafından yayınlanan kitaplar, bir başka dilin edebiyatçısının eserlerini okuma imkanı sağladı hepimize. Çünkü, inanıyorum ki, nasıl yazılırsa yazılsın, içeriği ne olursa olsun, insanları dost edecek gene edebiyattır. Biz bir fırsatı daha heba ettik demek ki...
Yaşar Kemal, bu toplatılma kararı üzerine şunları söylemiş:
'Kürtçe olduklarından dolayı bu kitapları toplamışlardır diye düşünebiliriz.12 Nisan 1991'de Kürtçe yasağı kaldırılmıştır. Hem de yasayla. Günümüzde hiç bir edebiyat yapıtı yasaklanamaz. Biz AB'ye böyle mi gireceğiz.'
Bütün dünyaya bir çok şeyi belki anlatabiliriz ama kitap yasaklamayı asla. Kültürel çeşitliliğin önünü kesmemeliyiz. Herkes kendi dilinin, kendi ahvalinin edebiyatını okumakta, öğrenmekte serbest olmalı.
Kitap yasaklamanın yasal gerekçeye dayandırılması da artık dünyada kabul görmüyor.
Mehmed Uzun'un Muhsin Kızılkaya'nın Kürtçeden Türkçeye çevirdiği Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık romanı iyi bir yazarın eseriydi. Türk okurunun ilgisini çekti, okuyanlar beğendi.
* * *
MEHMED UZUN bir röportajda kendini şöyle tanıtıyor:
'Kürdüm, Türkiyeliyim, İsveçliyim, İskandinavım, evrenselim. Hem kutsal iki nehrin, Dicle ve Fırat'ın arasındaki çok kapalı bir bölgenin yerlisiyim, hem de dünya vatandaşıyım. Çünkü dünyanın kültürleri, ülkeleri ve dilleri boyunca yolculuk ediyorum. Mezopotamya'nın ölümsüz topraklarına çok bağlıyım ama aynı zamanda bir dünya gezginiyim. Üç dilde yazıyorum ve başka bir çok dilde yazılanları okuyorum. Romanlarımı sadece Kürtçe yazıyorum, denemelerimi Kürtçe ve Türkçe, çeşitli küçük makalelerimi ise Kürtçe, Türkçe ve İsveççe...'
Sanat, edebiyat yoluyla propagandanın, bir doktrini savunmanın, yazının özgürlüğü içinde yorumlanmasını cezalandırmak, yaratma özgürlüğüne ket vurmaktır.
Biz Kürtlerin kendi dillerinde söyledikleri şarkıları, türküleri artık müzik mağazalarında satıyoruz, isteyen dinleyebilir, Türkçeye çevrilmiş romanlarını da, özgün dilde basılmış olanlarını da kitapçılarımızda sergilemeliyiz.
Kültüre, sanata özgürlük, bunu gerektirir.
Mehmed Uzun'un kitaplarının toplatılmasından sonra Gendaş Kültür'ün basın bülteninde belirtildiğine göre, kitabı satanlara bir de baskı yapılmaktadır:
'Güneydoğu'da bazı merkezlerde kitabevlerine gidilerek burada, Mehmed Uzun'un kitaplarını işyerimde bulundurmayacağım ve satmayacağım, sattığım takdirde hakkımda yasal işlem yapabilirsiniz türünden taahhütname imzalattırılmaktadır.'
Mehmed Uzun'un kitabı ancak edebi ölçütlerle değerlendirilir. Bu konudaki referanslar da doğrusu kitabın iyiliği konusunda insanda güven yaratıyor.
Fethi Naci, 'Mehmed Uzun,romanına yüreğini koymuş derler ya,öyle yazmış romanını (Kader Kuyusu). Akıcı bir anlatımı var,okuru yormayan bir anlatım.'
Eserleri üzerine övgü yazan diğer adları sıraladım:
Yaşar Kemal, Demir Özlü, Ahmet Taner Kışlalı, Ahmet Altan, Nilüfer Kuyaş.
* * *
SERBEST bırakılan bir dildeki kitabı toplamak (kaldı ki bir dilin yasaklanması da söz konusu olamaz), yaratma özgürlüğüne saygısı olanlara utanç verir.
Ayıptan kurtulmanın yolunu bulalım.
Paylaş