Doğan Hızlan: Benim hıdrellezim film festivalidir






Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

ALIŞKANLIĞIMI değiştiremem. Mevsimlerin geldiğini festivaller anımsatır bana.

Uluslararası İstanbul Film Festivali de baharın müjdecisidir.

Düşüncelerim, duygularım kış uykusundan, festivallerle uyanır.

Müthiş bir sanattır bu sinema. Görsellikten işitselliğe, bütün sanatları sömürür, onları kendi kalıbına döktükten sonra karşımıza çıkar.

Yaşamımızın idolleri, perdeden çıkıp hafızamızda saplantıya dönüşmüşlerdir. Onların güzelliği, yaşama biçimleri, tavırları, aşkları, kişilikleri derin bir hayal álemine çeker, gerçekle gerçeküstünü, fanteziyi bir arada barındırıp kafamızı altüst eder.

Her kuşağın güzeli, yakışıklısı bir başkadır.

Kimimiz Ava Gardner'da kalmışızdır, kimimiz kızıl saçlı Rita Hayworth'u erotizm albümüne yapıştırmışızdır. Sepya fotoğraflardaki bu adların arasına Catherina Zeta Jones'u eklemek için ya iyi bir sinema seyircisi ya da genç olmak gerekir.

İtalyan spagetti western'lerinin seyredildiği dönemlerde John Ford'u hatırlayanlar azınlıktaydı.

Hatırlatan ve unutturandır sinema. Bireysel serüvenimizin de, toplumsal tarihin de tutanağıdır.

Savaşlardan nefret eder miydim sinema olmasaydı? Edebiyatın sayfalarındaki tek boyutluluk, sinema ile çok boyutluluk kazanmasaydı bu olur muydu?

* * *

SİNEMANIN etkileyici, değiştirici, moda yaratan yanını severim. Her bir kahramanın izdüşümünü ya bilerek ya da farkında olmayarak tekrarlarız. Durgun suları çağlayana çevirir, sakin hayatlarda fırtına yaratır. İnsana insanı gösterir.

Sevdiğiniz bir yazarın, bir sanatçının yaşamını beyazperdede gördüğünüzde, hayal kırıklığına uğradığınız, imrendiğiniz anlar birbirine karışır.

Mesafesiz sanattır sinema. Koltuğa gömüldüğünüzde sinema denilen şeytanın baştan çıkarıcılığına, bedeninizle, ruhunuzla teslim olursunuz. Sizi şehvetle yoğurduğunda Jekyll ve Hyde ikileminin ortasında yapayalnız kalırsınız.

Uluslararası Film Festivali'nden gönlünüzce, zevkinizce film seçerken, Marcello Mastroianni'den Brad Pitt'e kurduğunuz hayal galerisinde dolaşırken, aynaya bakmaz mısınız?

Ne geniş bir dünyadır sinema, herkese yer vardır. İster Dr.Jivago'yu sevin, isterseniz Ucuz Roman'ı.

Sevdiğimiz yıldızların biyografilerinin takipçisi oluruz. Yükselişler, çöküşler, intiharlar, durdurulamayan bir çağrışım seli.

Bertrand Tavernier'nin yanında oturan Şakir Eczacıbaşı'ya bakıyorum. Sinematek'ten bu yana, bizim, iyi, zevkli, bilen bir seyirci olmamız için ne kadar çok emek harcadı. Yirmi yıllık festival başarısında bölümün başkanı Hülya Uçansu'ya teşekkürü unutur muyum?

Sinematek'ten bugüne gelinen noktayı sevgili dostum Onat Kutlar'ı anarak düşünüyorum. Dünya sinemasının başyapıtlarını seyretmenin coşkusunu yaşattılar.

* * *

NİSAN ayı boyunca benim partnerim olacak sinema.

Harold Robbins'in dediği gibi, sinemacıların, bu Rüya Tacirleri'nin kölesi olacağım.

Çok iyi biliyorum, azat ettiklerinde eski ben olmayacağım.

Yazarın Tüm Yazıları