Diyalog yolu mu

MİLLİ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik dün çok olumlu bir adım attı, İstanbul'daki Üniversitelerarası Kurul'a katılarak YÖK tasarısı üzerinde Başbakan ve bakanlarla görüşeceğini söyledi.

Bu geri adım atma sayılabilir mi?

Kurul toplantısına katılan bazı rektörlere göre ‘‘Hayır.’’ Bakan bir iyi niyet gösterisi yaptı.

Bir rektör ‘‘Taraflar arasında 'biz karşı çıkıyoruz' ya da 'benim dediğim olacak' biçiminde dayatmaca yoktu. Bizler acil sorunlarımızı anlattık; bakan da kafasında oluşanları hükümete götürme kararı verdi.’’

Kamu-Sen'le sorunlarını görüşmek için aylardır ısrarlı taleplerine karşı sürekli uzak duran bir Başbakan, büyük mali ve kadro sıkıntısı yaşayan üniversitelere ilk önce kadrolaşmak ve türbanlı öğrenciler gözüyle bakabilir mi?

Bazı rektörlerin konuşmalarından taviz verilmeyeceğini gören Bakan Çelik, Başbakanı bazı konularda ikna edebilir mi? Yoksa Erdoğan ‘‘YÖK için atılacak adım ne ise onu yapacağız’’ diyerek direnmeye devam eder mi?

Gene de dünkü açıklamalar bir anlamda uzlaşma yolunun açılabileceği işaretini veriyor.

Meclis'teki tartışmaları Türkiye'yi gerebilecek, kabul edilmesi durumunda muhtemelen Cumhurbaşkanı'ndan dönebilecek veya iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gidebilecek bir tasarının üzerinde inatlaşmanın kimseye yararı yoktur.

Diyalog yolunun açılması Türkiye'ye çok şey kazandıracaktır.

Çünkü Türkiye'nin geleceği üniversiterlerde yatıyor.

Polislerde 'sicil' şoku


İSTANBUL'dan Doğu'ya tayin edilmiş bir grup polis anlatıyor: ‘‘Doğu bölgesine normal tayinimiz çıktı. Harcırahlarımızı almak için evraklara baktığımızda memur nakli ile ilgili bir not gördük. İdarenin talebi üzerine 34. maddeye sokularak 'ahlaksız ve görevinde yetersiz memur' olmuşuz. Böyle şeyi haketmedik. Bir şeyimiz yokken niye normal tayin olan 20. madde değil!.. 34. maddeye sokuldunuz mu, hayatınız kararıyor. Bu sicili aldığınızda 2,3 yıldızlı olamazsınız, terfi edemezsiniz. Çok sayıda arkadaşımız dikkat çekecek şekilde 34. maddeye sokulmuş; Cumhuriyet'e bağlı ve laik anlayıştaki polisler... Birçok memur hakkımızda bir işlem yapılmadan müfettiş raporu olmadan bu maddeye sokulmamız üzerine bir çok arkadaşımız idare mahkemesine gitmek zorunda kalacak. 34 yiyenlerden birinin de kuruldan Emniyet Müdürlüğü geçen bir polisin olması bu kararlarda bir maksat olduğunu göstermiyor mu?’’


Türk, dik dur!


Eğer biz ‘‘Kerkük Türkmenlerindir, orada bizim de hakkımız vardır, bu hakkı her ne pahasına olursa olsun korumaya kararlıyız’’ diyorsak dik durmalıyız. Yok bunu başaramayacak olursak daha fazla rezil olmadan askerlerimizi sınırlarımızın içine çekelim.

Şevki UYANIK-Betzdorf-ALMANYA

Kararsız Kasım


SEN adamları Silopi'ye kadar getirt. Oradan geri çevir. Bir de yolda köylülere taşlattır.

Tam teçhizat yüklü gemilerini günlerce İskenderun açıklarında beklettir. Askerlerini Adana'da yere yatır, üzerlerini ara.

Amerika şimdi bizden intikam almıştır. Diğer taraftan da ‘‘1850'lerden bu tarafa ben sana yardım ediyorum. Hele hele son 50-60 yıldan bu yana benim kucağımda oturuyorsun. Şimdi de bana karşı gelerek nankörlük yapıyorsun’’ demektedir.

Türk, dik dur!

Eğer biz ‘‘Kerkük Türkmenlerindir, orada bizim de hakkımız vardır, bu hakkı her ne pahasına olursa olsun korumaya kararlıyız’’ diyorsak dik durmalıyız. Yok bunu başaramayacak olursak daha fazla rezil olmadan askerlerimizi sınırlarımızın içine çekelim.

Şevki UYANIK-Betzdorf-ALMANYA

Zengin ülkenin fakir bekçileri


TARİŞ Zeytin-Zeytinyağı Birliği ve Ulusal Zeytin-Zeytinyağı Konseyi Kuruluş Girişimi'nden ODTÜ'nden Prof. İnci Gökmen'e ve bazı doğa ve çevre ile Oda yöneticilerine kadar imzalı bir bildiride çok ilginç iddialarda bulunuluyor:

‘‘Maden Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısı kamuoyundan gizlenerek komisyonlarda görüşülmüş ve TBMM gündemine alınmıştır. Bu kanun tasarısı ile Çevre Kanunu, Milli Parklar Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Orman Kanunu, Kıyı Kanunu, Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Kanunu, Mera Kanunu ve zeytinciliğin korunması hakkındaki kanunlar değiştirilerek, zeytin alanları, milli parklar, ağaçlandırma alanları, SİT alanları, ormanlar, sulak alanlar, su havzaları, kıyılar, tarım alanları, turizm bölgeleri ve mera alanları madencilik faaliyetine açılmak istenmektedir.

Bu tasarı Anayasa'ya aykırıdır; hukuk devleti ilkelerine, Türkiye'nin imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Bergama'da kazanılmış mahkeme kararları ortadan kaldırılmak istenmektedir.

Maden Kanunu bugüne kadar planlanan en büyük çevre ve zeytin katliam ve yıkım projesidir.’’

‘‘Ülkemizin 570'in üstünde bölgesi ve yüzölçümümüzün % 13.7'sinde çokuluslu şirketler tarafından alınan maden arama izinleri ve bunların borsalarda hisse senetlerinin satılması ülkenin satışı anlamına geldiği’’ öne sürülen açıklamada, ‘‘Zengin ülkenin fakir bekçileri, aldatması ve demagojileri ile ülkemizin işgal planlarının bir parçası olduğunu ülkemiz insanı artık bilmelidir’’ deniliyor.

Açıklamaysa açıklama


ŞANLIURFA Belediye Başkanı Ahmet Bahçıvan şu açıklamayı gönderdi: ‘‘Japonya'ya giden SP'li başkanın kenti dökülüyor’’ (4.7.2003) başlığı altında aktardığınız bilgilerde kısmen faaliyet raporumuzu düzenleyen memurun hatası, kısmen de size bu bilgiyi ulaştıranların saptırması neticesinde birtakım yanlış bilgiler yer almıştır.

2002-2003 döneminde yapılan asfalt çalışmaları ve alınan malzemeler aşağıya çıkarılmıştır: Alınan asfalt 5 bin; mucur 169 bin tondur. Bedeli yazınızda belirtiği gibi 5 trilyon olmayıp, kayıtlarımızdaki kesin rakam olarak 582.912.894.000'dir. Gerçekleştirilen asfalt yol 82 km; stablize yol 69 km'dir.''

Başkan Bahçıvan tam bir açıklama gönderseydi de, Şanlıurfa'nın hizmet bakımından nasıl döküldüğünden, pisliğinden, Karayolları'nın yaptığı yol hesaplamalarından, Meclis üyesi Necmettin Şakak'ın nasıl ihaleye katılabildiğinden, Mülkiye müfettişlerinin raporu üzerine konunun Ağır Ceza'ya intikal ettiğinden ve belediye meclisinde kurulan Soruşturma Komisyonu'ndan da söz etmesi gerekmiyor muydu?

Enflasyon böyle mi düştü


BEN İzmir'den Canerhan Tipi... Enflasyonun düştüğü koca bir yalandır. Halkımızı bu konuda kandırmaya çalışanlar ve buna alet olanlar ihanet içerisindedirler.

Belgeleri bende bulunan üç somut örnek vermek istiyorum:

- Annem haziran başında Ulusoy otobüsleri ile İstanbul'dan İzmir'e geldi. Yaşlılık indirimi dahil 37 milyon ödedi. Bugün dönüş bileti aldık, aynı bilet 43 milyon olmuş.

Migros'tan üç haftadır 5.6 milyona aldığımız beyaz peyniri bugün 6.4 milyon liraya aldık. Artış oranı % 14.

SSK'ya isteğe bağlı prim ödeyen bir yakınım, geçen ay 74 milyon olarak ödediği primi bu ay 118 milyon olarak ödedi. Artış % 69.

Nerede bu eksi çıkan enflasyon?

At nalı çivisinin mi fiyatı düştü yoksa.

GÜNÜN UYARISI


BU hadise henüz yatışmamıştır. bizim fevkalade ciddiye aldığımız meseleyi ABD ciddiye almaz ise Sayın Dışişleri Bakanı'nın Amerika'ya gitmesinin bir anlamı yoktur. Oradaki işgalci asker ile yine orada bulunan başka bir devlete mensup askeri bir güç arasında sürtüşme olmamasına imkán yoktur. Bu nedenle bundan sonra daha çirkin hadiselerin olmaması için bugünden tespit yapılması lazımdır. Türkiye, Irak'ta neden asker bulunduruyor, öncelikli görevinin ne olacağının açıklığa kavuşturulması lazımdır. Amerika da hatasını tamir etmelidir. Başbakan'ın söylediği sözler tutarlı ve mantıklıdır; sorumluluk taşıyan bir kişiye ait sözlerdir. Türkiye'nin çalkalandığı yerde devletin başı da aynı acıyı, hissiyatı, kırgınlığı hissetmemiş olamaz; mutlaka hissetmiştir. Ancak sorunu gündeme getirip getirmemesi kendi bileceği iştir. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Ama Türkiye sallanıyorsa, devletin tepesinin hareket etmemesi mümkün değildir, o da sallanmış olmalıdır...’

(CNN 'Soru Cevap' programında Yavuz Baydar'ın sorularını yanıtlayan Süleyman Demirel'den)

MESAJ


MEB'in Fen-Edebiyat Fakülteleri öğretmenlik sorununa eğilmesini istiyorum. 4 yıldan sonra bir de 1.5 yıl tezsiz Yüksek Lisans çıkardılar. LES'i geçemeyen 4 yılı boşa okumuş sayılıyor; bu adaletsizliktir.

Salih BARAN-AFYON

DİYELİM
ki Iğdır plakalı otomobilimle Ankara veya İstanbul'a yerleştim. Burada da arabamın fenni muayenesi günü geldi. Iğdır vergi dairesine faks çekilirse kaç gün sonra yanıt gelir? Acaba Maliye Bakanlığı'nın internet sitesinde bu uygulamalar hızlandırılamaz mı?

Dinçer BAĞCI-IĞDIR

İZMİR'den bir grup çevreci ve Oda yöneticisi soruyor? 'Zengin ülkenin fakir bekçileri' aldatması ve demagojileri ile mi Maden Kanunu'nda değişiklik yapılarak zeytinlikler, milli parklar, ağaçlandırma alanları, sit alanları, ormanlar, sulak alanlar, su havzaları, kıyılar meralar maden aramasına açılıyor?

BÜYÜKŞEHİR Belediyesi eski İmar Müdürü Ümit Ünal, gönderdiği bir açıklama ile, Boğaziçi İmar Kanununa tabi bir ağaçlık alanının imara açılması için rüşvet istediği yönündeki yapılan inceleme sonucunda, adli ve disiplin yönünden ve idari yönden soruşturma açılmasına gerek görülmediğini bildirdi.
Yazarın Tüm Yazıları