Disney gösterilerinin arkasındaki adam

Heyecanlı insanları seviyorum. İstanbul Çocuk Tiyatrosu Başkanı Kemal Gürkaynak da onlardan biri.

Haberin Devamı

Her buluşmamızda heyecanla projelerini anlatıyor ve bu heyecanını karşısındakine de geçirmeyi başarıyor.

Gürkaynak, geçen yıl bu aylarda “Disney Live! Mickey’nin Masal Dünyası” gösterisini getirmişti İstanbul’a.

Meğer bu gösteri 65 bin kişi tarafından izlenmiş.

Ardından “Disney On Ice” gösterisi devreye girmişti. Ve bu gösteri sadece İstanbul’la sınırlı kalmamış, İzmir ve Ankara’ya da uğramıştı.

O da 105 bin kişiye ulaşmış.

Bu sene de “Disney Live! Mickey’nin Müzik Festivali” adlı yeni bir gösteriyi 27 Ocak itibariyle İstanbul’a getiriyor Kemal Gürkaynak.

Disney kahramanları bu kez ünlü şarkıcı ve grupların şarkılarını söyleyecekmiş sahnede...

Çocukluğunda cumartesi sabahları kalkar kalkmaz Disney çizgi filmleri izlemiş biri olarak bu tür görkemli gösterileri önemli buluyorum.

Çünkü kentlerdeki çocuklu ailelerin tek hafta sonu eğlencesi artık alışveriş merkezine gidip vakit öldürmek olmaya başladı.

“Aile eğlencesi” denen şey, ne yazık ki bizde AVM ziyaretinden ibaret, ötesi yok. Bu kısırdöngüyü kırmak için bu tarz gösterilerin daha sık gelmesi/getirilmesi lazım.

“Keşke Disney ve benzeri gösterileri sadece sömestr döneminde değil, bütün bir yıla yayabilseniz” diyorum Gürkaynak’a.

Meğer onun da düşüncesi bu yöndeymiş.

Bu amaçla, Disney gösterilerinin yerli prodüksiyonla sahnelenmesi için kolları sıvamış Gürkaynak.

Önce salon sorununu halletmiş. Çok yakında biri Avrupa yakasında, diğeri Anadolu yakasında olmak üzere iki büyük tiyatro salonu açıyor.

Böylece yılın her ayında bu tür gösteriler sahnelenebilecek.

Sadece sömestr zamanlarına sıkışıp kalmayacak.

Son olarak; çocukların çıldırdığı bir başka kahramanın, BEN10’in gösterisi de geliyormuş. O da şubatta start alacakmış.

Haberin Devamı

DJ olmak istiyorsan, doğru okula!

Epeydir Beyoğlu’nun arka sokaklarındaki bol odalı mekan The Hall’a uğramıyordum.

Önceki gece DJ School’un açılışı şerefine verilen parti için gittim.

DJ School ne mi? Adı üstünde, DJ yetiştirmek için kurulmuş bir okul.

Herhalde dünyanın en zevkli okulu!

DJ’liği öğrenmeye gerek var mı demeyin, aslında var.

Sonuçta -sanılanın aksine- şarkıları arka arkaya çalmak (marifet) değil DJ’lik. Bir sürü numarası, kuralı, kendine ait bir dili/dünyası var.

DJ School da bu işi ciddiye alıp has birer DJ olmak isteyenlere eğitim vermek için kurulmuş işte. Bayağı da sıkı bir programları var.

Ayda 16 saatlik eğitim veriyorlar, üstelik eğitim programı üç kurdan oluşuyor.

DJ School’un kurucularından DJ Tekin o gece sahnede hem kısa bir konuşma yaptı hem de ustalığını konuşturup mini bir performans sergiledi.

Bu arada, DJ School’da yetişen dj’ler her çarşamba gecesi pratik yapmak için The Hall’de verilen partide çalacaklarmış.

Yani The Hall’e arada bir uğramak şart oldu.

Haberin Devamı

Stockholm’den mail var

Evet, konumuz yine içki satışına getirilen kısıtlamalar...

Bu kez Stockholm’de yaşayan bir okurun mail’ini yayınlıyorum. Oradaki düzenlemelerin nasıl olduğunu çok daha net aktarmış; nedeni ve nasılıyla...

Buyrunuz:

“Burada içki satışı belli düzenlemelere bağlı, ama bu düzenlemeler kesinlikle insanların özgür iradeleri ile seçim yapmalarına mani olacak şekilde düzenlenmiş değil.

Çarşamba günkü yazınızda belirttiğiniz gibi, alkol satışı hafta içi 10.00-18.00, cumartesi ise 10.00-15.00 saatleri arasında yapılabiliyor.

Daha da önemlisi alkol satışı tek bir kurum adı altında, bu kurumun özel mağazalarında yapılıyor, ismi Systembolaget...

Bu mağazalarda 25 yaşın altındakiler alkol alırken kimliklerini gösteriyorlar. 20 yaşın altına da satış yapılmıyor.

Systembolaget’lerin belirli saatlerde açık olması da İsveç şartlarında çok normal, çünkü burada saat 17.00’den sonra insan çalıştırmak çok pahalı ve iş
yasalarına aykırı!

Alkol satış sistemi de yasaklar üzerine değil; bilgilendirme ve kâr amacı gütmeme üzerine kurulu. Dünyanın neresinden hangi içkiyi isterseniz, siparişiniz üzerine getiriyorlar. Mesela biz Efes Pilsen ve Kavaklıdere Selection alıyoruz. Hem de Türkiye’deki satış fiyatlarının yarısından daha ucuza!

Bu mağazalar hemen hemen her alışveriş merkezinin içinde mevcut. En küçük yerleşim biriminde bile ufak da olsa mağazaları var. Yani ulaşılamaz değiller.

Ayrıca içki satışı, yüksek vergiler konularak caydırılmaya yönelik değil. Ne farklı fiyatlandırmalar var ne de kaçak içki mevcut.

Örnek vereyim: Bir cumartesi saat tam 15.00’te şarap almak üzere girdik mağazaya ve ardından güvenlik kapıları kapattı.

Sonradan gelenler içeri giremedi. Eğer Türkiye’de olsaydık, buradan alınan içkileri dışarıdakilere kâr koyup satan çıkardı.

Ama burada böyle bir şey olmuyor”. (Candan) 

Yazarın Tüm Yazıları