Devletin düşünce kuruluşunda paydos

BİNLERCE rapor. Yüz üç analiz dergisi. Yetmiş kitap. İngiltere’de üç aylık ve altı aylık dergi, bölge ve ülke araştırmaları. ASAM’dan geriye kalan bir miras bu.

ASAM, bir düşünce kuruluşu. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi kuruluşundan dokuz yıl sonra çalışmalarına son veriyor. ASAM yönetimi istifa ediyor. Yönetimin istifası kendi iradesiyle. Ancak, bu saatten sonra göreve devam etmek anlamsız. Çünkü, orada yeni bir yapılanma olacak. İşin içinde AKP izlerini görmek şaşırtıcı değil.

AKP artık özgür ve bağımsız düşünce kuruluşlarına da el atıyor. El atmasının nedeni var.

AKP İLE ÇELİŞKİ

ASAM 1999’da Prof. Dr. Ümit Özdağ tarafından kuruluyor. Amacı, sivil sektöre stratejik bilgi üretmek. Batı ülkelerinde olduğu gibi.

Herhangi bir firma, herhangi bir ülkede hangi yatırımı yapacak? Kimlerle görüşecek? O ülkenin siyasal ve ekonomik durumu nedir? Oraya yatırım yapmak iyi mi, kötü mü? Bunun gibi yüzlerce soruya yanıt bulan araştırmalar yapıyor ASAM.

Arada geçen zamanda, ASAM farklı bir nitelik kazanıyor. Devlete yakın hale geliyor. Devletin birebir kendi ağzından söyleyemediklerini, ama söylemek istediklerini ASAM dile getiriyor. İçeriye ve dışarıya.

Dışardan gelen ve Türkiye’de ne olup bittiğini merak edenler, kendilerine göre, ASAM üzerinden birinci elden bilgi sahibi olduklarına inanıyor. Bu da, AKP’yi rahatsız ediyor.

Çünkü, ASAM’ın dile getirdiği tezler AKP tezleriyle çelişiyor. Oysa, madem ki AKP iktidar, özellikle dışarıya söylenen tezlerin AKP ile çelişmesini izin vermek, AKP raconunda geçersiz.

YILDA İKİ MİLYON DOLAR

Buna karşılık, ASAM’ı finanse eden özel sektör gurubu ile AKP arasında herhangi bir çelişki yok.

ASAM’ı Ülker Gurubu finanse ediyor. Ülker, AKP’ye yakın bir gurup.

Ülker ASAM’a yılda bir buçuk, iki milyon dolar katkıda bulunuyor. Yatırımlar hariç. Bugüne kadar ASAM’ın yaptığı çalışmalara da karışmıyor.

ASAM her ne kadar özel kesime stratejik bilgi üretiyorsa da, devlete yakın duruşu, Ülker’i rahatsız etmiyor. Neden etsin ki?

Ama, AKP’yi rahatsız ediyor. AKP’yi rahatsız etmesi, Ülker’e yansıyor. ASAM’ın yeniden biçimlenmesi, yeniden örgütlenmesi gündeme geliyor. Bu ancak varolan örgütlenmenin ve yönetimin değişmesiyle mümkün. Orada da, o değişiklik oluyor.

Başka bir şey daha oluyor. AKP’ye yakın duran düşünce kuruluşlarının önü açılıyor.

Bunlardan birinin adını önümüzdeki günlerde daha sık duymak mümkün. O kuruluşla birlikte, stratejik derinlik uzmanlarının da rollerinin daha belirgin hale geldiğini görmek de mümkün.

Gündüz Aktan’a saygıyla

TÜRKİYE’de bana, ilk yirmi entelektüeli say, deseniz, o yirmi kişi içinde kesinlikle Gündüz Aktan’ı sayarım.

Gündüz’le ilk karşılaşmamız 1980 başında New York’ta. O sırada B.M.’de görevli. Daha ilk görüşmede çok etkileniyorum. Amerika’da yayınlanan ilk kitaplar, ama bilimsel, ama roman, onun çoktan bilgi hazinesinde.

New York öncesinde, Dışişleri üyesi olarak, Bağlantısızlar hareketine sadece görevli olarak değil, aynı zamanda ideolojik katkıda bulunuyor. Ecevit’in dış politikasına katkı anlamında.

Özal’lı yıllarda, onun danışmanı. Özellikle AB politikalarında. Gündüz gibi, akıllı ve bilgili bir insanı Özal’ın kendine danışman yapması çok doğal.

Büyükelçilikten emekli olduktan sonra, yazdığı yazılar ya da MHP’ye katılması aramızda zaman zaman tartışmaya dönüşüyor. Yine de, Gündüz’e saygımı ve sevgimi hiç yitirmiyorum.

Çok üzgünüm. Düşünce dünyası adına. Siyaset onun aklındaki son durak bile değil. Ama, hayata milletvekili olarak veda ediyor.

Bu da, Türkiye’de bazı düşünce adamlarının kaderi.
Yazarın Tüm Yazıları