Paylaş
Yalan söylemeye “yetkili makamlar” tarafından teşvik edilen kadınlar olabileceğini hiç bilmiyordum, düşünmemiştim.
Yeni öğrendim.
Ve bir kere daha anladım ki,
Cehaletin, medeniyetsizliğin, dini devlet yönetimine alet ederek tek adam olmanın mübah olduğu yerlerde ilişkilerinin “temiz” kalmasını beklemek komik oluyor.
Bir şeyleri bir şeylere alet etmediğin yönetimlerde böyle “uygunsuzluklar” daha zor oluyor.
Çünkü kimse kimsenin babasının oğlu olmadığı için; hesap sorma hakkını, hakkını arama hakkını kendinde görüyor ve zaten buna izin veren hukuk sistemi de kişiyi haksızlıklara karşı korumak için hazırda bekliyor.
Ama sistemin, babasının etrafında kurulu olduğu yönetim şekillerinde oğlunun da her şeyi yapmaya tabi ki hakkı oluyor. Sonra da olan biten, zavallı bizleri geriyor!
Şimdi bu birdi.
Sıra ikide!
İnternette bir haber okudum birkaç gün önce.
“Dubai Mahkemeleri’ nin Evilikle ilgili birimleri, boşanmalardaki artış nedeniyle bir bildiri yayınladı. Bildiriye göre kadınların eşlerine geçmişleri hakkında fazla bilgi vermemeleri tavsiye edildi... Yürümeyen bir evlilik söz konusu olduğunda, erkeğin hemen 3 kere boşol demesindense, bir kere boşol diyerek, ilişkiye iki üç ay daha şans vermesi tavsiye ediliyor.
Arap gençlerinin “Batı” eğitimi almasıyla yaşadıkları değerler hakkında çelişkilere düştükleri, gelenekleriyle batılı yaşam biçimi arasında kalıp bocaladıkları kaydedildi. Artan boşanmaların devlete pahalıya mal olması da gözönünde bulundurularak, sözlü boşanmaların, yani, “erkeğin 3 kere boşol” diyerek eşini boşamasının kaldırılması da tartışılmaya başlandı.”
İyi.
Aferin.
Sen hala daha “Batı”yı bir “ilişki yaşama şekli” olarak algıla, sonra da neden bu çocuklar bocalıyor acaba diye düşün dur.
İmkanı olan her Orta Doğulu “Batı” eğitimi almış, aldırılmış.
Dün gördünüz Suudi Prensesi...
Dudaklarınız uçuklamıştır güzelliği karşısında.
Uçuklamayın hiç.
Çok güzeller çok!
Alımlı, ihtişamlı, bakımlı, eğitimli, akıllı ve açık!
Görmek isterseniz Paris’ e gidin.
Cenevre’ ye gidin. Londra’ ya gidin.
Olmadı çok bayılıyorsunuz nasıl olsa, Dubai’ ye gelin.
Ama ne işe yarıyor bu ihtişamlı “özgürlük”??? Kendisi söylemiş işte açık açık...
Araban var kullanamazsın,
Diploman var çalışamazsın.
Erkek arkadaşın var... konuşamazsın!
E tabi sonunda çıkar isyan bayrağını “açarsın”.
Ya... Ne ilginç değil mi?
Bu konu öyle derin ki...
Öyle vahim ki...
Tek parça halinde yazmak, düşünmek, yorumlamak ne kadar mümkün bilmiyorum.
“İlişkileri” sağlam kurmak için güvene dayandırmak, sevgiyi önkoşul koymak yerine,
İki tarafın birbirini kendi rızasıyla tanımasını, tanımak için birlikte vakit geçirmesine izin verilmesi gerektiğini salık vereceğine,
Kadına: “Kocana yalan söyle! Attırma tepesinin tasını be salak!” dersin olur biter ne olacak!
Kel başa şimşir tarak.
Sorunun çözümünü erdemden dem vurup yalan söylemeye teşvik ederek çözmek, ancak “BatıL”, cahil, riyakar toplumlarda olur.
Biz de bunlara özene duralım hala!
İşte o yüzden yazıklar olsun CHP açılımlarına.
Nitekim açılım bir güzel dolandı ayaklarına.
Aklını seksle bozmuş, daha doğrusu imkansızlıklardan, yobazlıklardan dolayı aklını seksle bozmak zorunda kalmış...
Bu doğal ve güzel ihtiyacı normal yollardan yaşayabileceği ilişkisinde medenice giderme şansı verilmemiş kız ve erkeklere,
Evliliği “seks ihtiyacı giderme kurumu” haline getiren,
Kadını, evlenince sevişip sevişip atmalık bir şişme bebek gibi görme hakkı verip
Erkeğe de, 3 kere boşol demekle bu eskiyip patlayan bebeği yenisiyle değiştirme, hatta 3 yedekle durumu kurtarma kolaylığı tanırsan,
Kadına yalan söyleme taktiği vermek
Yapabileceğin en “akıllı” çözüm olur pek tabi o zaman.
Hey Allah’ ım!
Yalansa yalan dolansa dolan...
Sorunu yine de kadın çözecek yani farkında mısınız?
Ne büyük bir “İlahi Komedya”dır bu yaşanan!
Yonca
“damARdan”
Kaynak veren dip not: Haberi Dana El Baltaji hazırlamış. http://www.kippreport.com/kipp/2009/02/05/total-honesty-in-marriage-not-for-dubais-women/
Paylaş