Deve

İNANILIR gibi değil. Bunların sayesinde dünyada bir ilk daha yaşadık. Adamlar İstanbul’un uluslararası Atatürk Havalimanı’nda deve kestiler.

Hem de apronda, uçakların yanında.

Koskoca deveyi getirdiler, sürükleye sürükleye uçakların yanına taşıdılar, üzerine çöküp yere yatırdılar, boğazına bıçağı dayayıp kestiler.

Türk ve yabancı uçak yolcularıyla birlikte havalimanı çalışanları da bu manzarayı hayretle, dehşetle, ibretle izliyordu. İki Japon kadın fenalık geçirdi. Turistler bu kanlı görüntünün fotoğraflarını çekti.

Koskoca devenin havalimanına nasıl sokulduğu da meçhul kaldı. Polisin haberi yoktu!

Deveye 5 milyar Törkiş lira ödedikleri ortaya çıktı.

Fatura THY adına kesildi. Bunun hesabı sorulmaz mı?

Hadise medyaya yansıyınca zor durumda kaldılar. İşin cılkı çıkmıştı. Deveyi kestiren kendi adamlarını görevden almak zorunda kaldılar! Tam Türk işi bir rezalet. Dört dörtlük bir utanç belgeseli.

Eğer basın işin üzerine gitmeseydi, o şahsa belki takdirname vereceklerdi.

* * *

İşin dahası da var. Rezalet-komedi-utanç, adına ne derseniz deyin bu kadarla da kalmadı. Uçakların önünde kestikleri kocaman devenin etini -eve götürüp pişirsinler diye- personele dağıttılar.

Ben bunca yıldır bu ülkede yaşarım, Türkiye’de deve eti yendiğini ilk kez böylece duymuş oldum.

Siz hiç şimdiye kadar "Ah bir deve pirzola olsa da yesek" dediniz mi? Çocuğunuzu "Git yarım kilo deve kıyma al" diye kasaba gönderdiniz mi? Deve eti satan bir yer gördünüz mü?

Esas dram burada yatıyor. Açlığa ve sefalete sürükledikleri insanlara, yesinler diye deve eti veriyorlar.

Ayıptır yahu, utanmazlıktır bunun adı. Acaba o hayvanın etini bu beyler yer mi?

Bu bölümü Bekir Coşkun’un dünkü yazısından alıntı yaparak bitiriyorum:

"...Böyle bir toplumu AB’ye almazlar tezimin en kısa anlatımıdır bu. Siz hálá bu develerle AB uygarlığına katılabileceğimizi düşünüyor musunuz?

Bu develerle nereye gidilir?

Nereye varılır bu develerle, söyler misiniz?"

Ben de Bekir’e buradan sorayım:

Kim o sözünü ettiğin develer? Gerçek develer mi, yoksa bizi yöneten ilkel tipler mi?

KİRALIK MÜSTEŞARLIK

DEVLETİN Denizcilik Müsteşarlığı binasında AKP ilçe örgütü toplantısı yapıldı. Devletin çalışanları partililere servis yaptı, yiyecek içecek ikramında bulundu. Devletin binası AKP bayrakları, Tayyip Erdoğan posterleriyle donatılmıştı. Adalet Bakanı Cemil Çiçek burada konuşma yaptı.

Dün Çiçek aradı. Önce kendisine teşekkür edeyim; çünkü isminin geçtiği konularda duyarlıdır ve yanıt verir. Şöyle dedi:

"Ankara’daki bazı bakanlıkların sosyal tesisleri kiralanır. Biz de kiralık bir yerde toplandık. Toplantı Denizcilik Müsteşarlığı yemekhanesinde yapıldı. Orada düğünler de yapılırmış. İlçe başkanına sordum, salonu 400 YTL ödeyerek kiralamışlar."

Denizcilik Müsteşarlığı’ndan ise tık yok! Acaba salonlarını daha önce kimlere ve kaça kiraladılar? Eğer böyle bir durum varsa, kiralayanlara hizmeti her zaman devletin çalışanları mı yapıyor? İkramlar kimden?

Devlet binalarında parti toplantısı yapılır mı? Ankara’da başka salon mu kalmadı?

(Yeri gelmişken Ankara’da düğün, nişan, sünnet vesaire yapacaklara buradan duyurayım. Benden selam söylesinler, derhal gidip Denizcilik Müsteşarlığı binasını kiralasınlar. 400 YTL kelepir fiyattır. Servis-KDV dahil, orkestra hariçtir!)

Şimdi okuyucularımdan rica ediyorum. AKP örgütleri, Türkiye’nin dört bir yanında devlet binalarını kullanıyor. Bu konuyu irdelemek gerek. Parti toplantıları için tahsis edilen veya edilecek olan devlet binalarını bana bildirsinler, bu işin üzerine gidelim. (Bildirenlerin isimleri gizli kalacaktır, o açıdan kuşkuları olmasın.)

Devlet ayrıdır, parti işi ayrıdır. Bunu onlara güzelce öğretelim.
Yazarın Tüm Yazıları