Denizde de raylar üstünde de aynı marka

Ne güzeldir denizin ortasında olup sadece maviye bakmak. Hiç olmazsa bir süreliğine kente ait hiçbir şey görmeden bit tekneyle yolculuk etmek, hafif bir yaz esintisiyle sallanan teknede akşam yemeği yemek. Ancak kimimiz sevmeyiz öyle denizin ortasında olmayı ve etrafa bakınca sadece deniz görmeyi.

Peki ama denizler, hatta okyanuslar ortasında uzun süre kalmaya ne zaman başladık? Avrupalı aristokların ve burjuvaların uzun yolculuklara çıkması 1800’lü yılların sonlarında başlamıştır.

Özellikle de 20. yüzyılın başlarına gelindiğinde güçlenen burjuva sınıfının en gözde eğlencelerinden biriymiş, uzun yolculuklara çıkmak. Alman ve İngiliz yapımı büyük gemilerin Fransızlarınkinden daha hızlı olduğu yadsınamaz bir gerçekmiş ama Fransızlar da bu iki ülkeyle rekabet edebilmek için gemilerinin estetik açıdan çok daha güzel olmasını sağlıyorlarmış.

İşte bu güzelliğin bir parçasıymış gemilerde yenen yemekler için kullanılacak sofra takımları. Zaten ilk büyük yolcu gemilerinde yemek salonu da yokmuş. 1866’da denize açılan Napoleon III adlı gemi, yemek salonu olan ilk yolcu gemisiymiş ve dönemin seçkinleri bu gemiyle yolculuk etmek için adeta birbirleriyle yarışıyorlarmış.

Büyük gemilerle yolculuk edenler sadece zenginler ya da asiller değilmiş elbette. Yoksul göçmenler de varmış bu gemilerde ama bu insanlar geminin kıç tarafında seyahat ederler ve örneğin zenginlerin girdiği lüks yemek salonlarına girip yemek yiyemezlermiş.

Parası ve mevkisi olanlar için yapılan lüks salonlarda tercih edilen yemek takımları ise hep Christofle markaymış. Hatta bazı gemilerin dekorasyonu için kullanılan bazı aksesuvarlar da hep bu imzayı taşırmış.

Sadece gemilerde değil, yeni yeni yapılmakta olan demiryolları üzerinde giden lüks trenlerde de yemekler hep Christofle çatal bıçakla yeniyormuş.

Terbiyeli buğday çorbası

8 kişilik

Hazırlama süresi 20 dakika

Pişirme süresi

30 dakika


Malzeme listesi

1 su bardağı aşurelik buğday (haşlanmış)

3 yemek kaşığı zeytinyağı (ya da 2 tatlı kaşığı margarin)

1 adet orta boy kuru soğan

1 adet orta boy havuç

1 adet orta boy patates

1 adet orta boy kabak

6 su bardağı et ya da tavuk suyu

1 çay kaşığı tuz, karabiber

Terbiyesi için;

1 su bardağı yoğurt

1 adet yumurta

1 adet limonun suyu

1 tatlı kaşığı un, kuru nane

Yağı orta boy bir tencerede kızdırıp incecik kıydığınız soğanı ekleyerek

1-2 dakika kavurun. Diğer taraftan; havuç, patates ve kabağı soyup yıkayarak tavla zarı formunda doğrayın. Tüm sebzeleri, kavurduğunuz soğanın üzerine ekleyip 2-3 dakika karıştırın.

Et ya da tavuk suyunu (sade su da kullanabilirsiniz) kavurduğunuz sebzelerin üzerine aktarın. Haşlanmış buğday, tuz ve karabiberi de hemen ilave edip ara sıra karıştırarak kaynamaya bırakın.

Bu arada, yoğurt, yumurta, limon suyu ve unu derin bir kapta çırpın. Kaynayan çorba suyundan bir kepçe alıp karışımı ılıtın. Ilıyan terbiye sosunu azar azar çorbaya ekleyerek sürekli karıştırın. Yaklaşık 8-10 dakika daha pişirdiğiniz çorbayı üzerine nane serpiştirerek sıcak sıcak servise sunun.

Yoğurtlu fasulye ezmesi

8 kişilik

Hazırlama süresi 15 dakika

Pişirme süresi

50 dakika


Malzeme listesi

2 su bardağı kuru fasulye

1 çay kaşığı tuz, karabiber

Üzeri İçin

2 su bardağı yoğurt

4 diş sarmısak (dövülmüş)

3 yemek kaşığı zeytinyağı

1 tatlı kaşığı pul biber

2 yemek kaşığı kıyılmış maydanoz

Akşamdan ılık suda ıslatıp beklettiğiniz kuru fasulyeyi ertesi gün yıkayıp süzün. Orta boy bir tencereye aktarıp üzerini kapatacak kadar ılık suyla iyice yumuşayıncaya kadar haşlayın. Süzüp bir kenarda bekletin.

Kabuklarını ayıklayıp mutfak robotu ya da el blenderi yardımıyla püre haline getirin. Tuz ve karabiberi ilave ettikten sonra karıştırıp servis tabağına yayın.

Öte yandan, dövülmüş sarmısak ve yoğurdu karıştırıp pürenin üzerine aktarın. Son olarak, pul biberi de zeytinyağında kızdırıp üzerinde gezdirdikten sonra kıyılmış maydanozla süsleyerek servise sunun.
Yazarın Tüm Yazıları