Demirören’in Beşiktaş’a armağanı

SADECE, evet sadece iki bin liralık fermuar, evet fermuar borcu zamanında ödenmediği için, faiz üstüne faiz binmiş, şimdi olmuş 29 bin lira. Ya da bir yabancı futbolcuya ödenmesi gereken şu kadar milyon Euro’luk borç, yine zamanında ödenmediği için, katlanarak artmış, bilmem kaç milyon Euro olmuş. Tek kelimeyle, mali disiplin faciası.

Haberin Devamı

Tek tek dosyalara bakıldığında, benzer iddialarla ilgili dosya sayısı epey kabarık. UEFA da, kendi alanına giren mali disiplin kurallarını gözardı ettiği için Beşiktaş’ın gözünün yaşına bakmıyor.

Beşiktaş’ın borcu dağ gibi, 488 milyon lira. Alacaklılar Beşiktaş Kulübü önünde sıraya girmiş, bekliyor. Yeni yönetim hangi dosya ile uğraşacağını, hangi borcu, nasıl kapatacağını bilemiyor.

Gırtlağına kadar borca batmış, mali kurallara aykırı davranmış Beşiktaş’a beklenen darbe UEFA’dan geliyor. 200 bin Euro’luk para cezasına ek, Beşiktaş bir yıl Avrupa Kupalarından yasaklanıyor. Tam skandal. Skandalın adı kötü yönetim, arkasındaki imza Yıldırım Demirören’e ait. Beşiktaş’ta sekiz yıl başkanlık yaptıktan sonra Demirören şimdi Futbol Federasyonu Başkanı. Beşiktaş’ta gösterdiği başarıyı, demek şimdi Türk Futbolunda gösterecek.

İSTİFA ETMELİ

UEFA’dan verilen ceza “mali kurallara aykırı davranmak”. Bu aslında sadece Beşiktaş’ın değil, Türk Futbolunun hastalığı. Bizde kulüpler dernek statüsünde oysa, serbest piyasa kurallarına göre işleyen şirketlere dönüşmesi gerek. Ama, öyle değil. Uluslararası piyasalar nasıl ki, ekonomide mali disiplin arıyor, UEFA da aynı disiplini futbolda görmek istiyor, imzalanan anlaşmaların yerine getirilmesini talep ediyor. Bize işlemez ama, elin oğlu, hukuka uyulmasını bekliyor.

UEFA Beşiktaş ile birlikte Bursaspor ve Gaziantepspor’a da aynı cezayı veriyor. UEFA “size söylüyorum, Türk Futbolu sen anla” mesajı gönderiyor.
Korkarım ki, şike davası nedeniyle, önümüzdeki günlerde UEFA bir kırmızı kartı da Türk Futboluna gösterebilir. Sıra milli takımın Avrupa’dan dışlanmasına gelebilir. Çünkü, her şey “Alla Turca, biz bize benzeriz, ahbap çavuş ilişkileri” ile yürüyor. Laubali, vurdum duymaz, idare-i maslahat.

Beşiktaş’ı bu kadar kötü yöneterek, Beşiktaş’a bu armağanı sunan Yıldırım Demirören TFF Başkanı olarak o koltukta nasıl oturacak, merak ediyorum. İstifa etmesi gerek.

Haberin Devamı

Memurlara hakemlik buraya kadar

“BİZ burada hükümetin önerisi doğrultusunda tutum alacağız, hükümetin önerisi dışındaki önerileri dikkate almayacağız”.

Bu kadar açık, bu kadar taraflı. Bu sözler geçtiğimiz cumartesi günü Hakem Kurulu’nun memur sendikalarıyla yaptığı toplantıda söyleniyor. Söyleyen Hakem Kurulu’da hükümetin atadığı üyelerden biri, Hazine’den gelen üye.

Bu sözlerden sonra, daha hangi hakemlik? Hangi Hakem Kurulu? Hangi adil zam oranı? Hangi memuru düşünme? Hakem Kurulu değil, sanki iktidarın arka bahçesi.

Memur sendikalarıyla hükümet arasındaki zam görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlanınca, karar Hakem Kurulu’na gidiyor. Bu kurulun kararı kesin. 2010 yılındaki Anayasa referandumu ile birlikte, “yetmez ama evet” oylarının sonucu olarak.

“BİZ SEÇİLDİK”

Hakem Kurulu, sözüm ona, zam oranını belirlemeden önce memur sendikalarıyla görüşüyor. Ancak, işin rengi hemen belli oluyor. Hükümet emir vermiş, Kurul göstermelik olarak açıklayacak. Görüşmenin başında Kurul üyelerinden biri, sanıyorum Başkan:

“Biz toplu sözleşme sürecinde ayrıntıları bilmiyoruz, sizin talebiniz nedir?”

Madem bilmiyorsunuz, o zaman orada ne işiniz var? Milyonlarca insanı ilgilendiren bir karar için, masaya oturmadan önce, insan ev ödevini yapar, öyle gelir.
Ev ödevine gerek kalmadığı Hazine temsilcisinin sözleri ile açıklık kazanıyor. Karar zaten başka yerde verilmiş. Hakem Kurulu toplantısı kararın resmen ilanından başka bir şey değil. Hazine temsilcisinin sözlerine sendikalar itiraz ediyor:

“Bu durumda siz neden Hakem Kurulu’ndasınız?”

Yanıt çok gerçekçi:

“Siyasi irade bizi seçti”. Madem seçti, o zaman hakemlik hikaye. Hikaye olduğu zam oranından belli.

YÜZDE ALTI

Hakem Kurulu hükümetin verdiği zam oranını yarım puan yükseltiyor. 4+4 aslında yüzde 6’lık artışa karşılık geliyor.

Zam oranı Temmuz-Aralık arasında memurların gelir vergisi dilimini yükseltiyor, yani daha çok vergi verecekler. KESK Başkanı Lami Özgen’in dünkü sohbetimizde verdiği bilgiye göre, “zam yüzde 1.2 ile 1.8 arasında değişen oranlarda vergiye gidecek”.

Oncak eylem en düşük memur ücretinde 8 lira 16 kuruşluk artışla sonuçlanıyor. Lami Özgen:

“Bu yasayla toplu sözleşme olmaz. Bundan sonra bu yasanın değişmesi için mücadele edeceğiz”.

Helal olsun Hakem Kurulu’na.

 

Yazarın Tüm Yazıları