Cow Parade’den esinlenme dev laleler

Öncelikle itiraf etmeli: Havaalanından çıkıp sahil yolundan arabayla ilerleyin.

Yol boyunca gördüğünüz rengarenk laleler cidden insanın içini açıyor.

Oysa herkes biliyor ki, lalelerin dikildiği çoğu yerde hafta sonları mangal yapılıyor.

Ömrü üç hafta olan bu güzelim çiçekler belki üç gün yaşıyor mangal günleri nedeniyle.

Ya da çok kötü bir kaldırım/yol kenarında görüyorsunuz laleleri, bataklıkta açmış gibiler filan.

Ama yine de hoş diyorsunuz, görüntü şahane, rengarenk işte, kurcalama.

Keza ilk yıllarda Belediye’nin laleye harcadığı paralar tepki çekmişti, ama artık ona da alışıldı.

Hatta öğrendik ki laleye ayrılan para (2.7 milyon lira), Park ve Bahçeler Müdürlüğü bütçesinin sadece yüzde 1.2’siymiş.

Yani hiçbir şey değil, bütçe geniş. Laleye harcanan ne ki canım...

Bu konuda okuduğum en okkalı tespit Akşam yazarı Mehveş Evin’den geldi.

Evin, pazar yazısında durumu şöyle özetlemiş: "Madem yılda 2.7 milyon lira Park ve Bahçeler Müdürlüğü için devede kulak bir bütçe.

Neden kalıcı yeşil alana daha çok yatırım yapılmıyor? Küresel ısınma uyarılarına karşı Belediye’nin yeşillendirme politikası, lale dikip suyunuzu boşa akıtmayın demekten mi ibaret olacak? Bir fidan dikmenin ortalama maliyeti 3 lira olduğuna göre, İstanbul Belediyesi lale bütçesiyle bir yılda 900 bin fidan dikebilirdi!"

Hadi küçük lalelerle uğraşmayı bırakalım. Peki şu dev lale olayı nedir?

Taksim Meydanı’nda, anıtın etrafına dikilmiş dev laleler gördüm geceyarısı. Sanırsın Alien filmindeki yaratık meydana inmiş, dölleme çalışması yapıyor (filmi izleyen hatırlar, meşhur yaratığın bebeleri lale benzeri bir yumurtadan çıkardı her seferinde, corkkk sesleri çıkararak).

Meğer bu laleler Temmuz’a kadar sürecek bir serginin ürünüymüş. Tıpkı, geçen aylarda sokakta bolca gördüğümüz Cow Parade inekleri gibi birtakım ünlü isimler bu dev lalelere "tasarım" yapmışlar.

Aralarında Aziz Sarıyer gibi işi tasarım olanlar var. Diğerleri ortaya karışık: Çağla Şıkel, Eyşan Özhim, Yalın, Arzum Onan...

Bir kere yapılan iş özgün değil, Cow Parade ineklerinin lale versiyonu. İkincisi o inekler açık artırmayla satılıyordu hiç değilse, bu dev lalelere ne olacak?

Yani amaç ne?

Sanat mı? Sanatsa lale boyayarak sanat olur mu? Yoksa her şey sıkıcı bir halkla ilişkiler faaliyeti mi?

En son bunlar oldu

n CNN Türk’te yayınlanan Hayatım Sinema programı İstanbul Film Festivali dolayısıyla son günlerin gözde organizasyon mekanı 8’de (Buraya arabayla gelinmez, aman dikkat! Taksi en iyisi) parti verdi.

Pazartesi gecesi yapılan partide yeni nesil oyuncuların hemen hepsi oradaydı:

Engin Altan Düzyatan, Murat Han, Haluk Piyes, Beste Bereket, Tuba Ünsal, Hande Ataizi.

Jameson Irısh’in sponsor olduğu partinin en iyi yanı da yeni nesil bu oyuncuların kasmayan, rahat tavrıydı.

Hepsi eğlendi, eğlendirdi. Sadece Ataizi’nin partiden erken kaçtığı görüldü.

n Bebek’teki Pearl’ün ortaklarından Ufuk Ergin’in doğum günü partisinde ise Demet Akalın-Oğuz Kayhan çifti vardı.

Akalın, Amerika tatili sırasında gittikleri kulübün kapısında korumalar tarafından önce durdurulup sonra da içeri alınmasını anlatıyordu gururla.

Neden gururla?

Çünkü korumalar Akalın’ı görünce şöyle demişler:

"18 yaşından küçükleri almıyoruz, lütfen kimliğinizi gösterin."

Bu arada Yalın’ın partiye gelip sadece 10 dakika durması dikkat çekti.

Rivayet o ki, o sırada Akalın’ın şarkısı "Mucize" çalıyordu ve Yalın buna bozulup mekandan ayrıldı.

POP ATLASI

n MOBY DÜŞTÜ DÜŞECEK

Moby’nin yeni albümü "Last Night"taki tüm şarkılara, ama özellikle de Disco Lies’a bayıldım. Bir de adamın Black Book dergisine verdiği "cesur" pozuna. Cesur, çünkü New York’taki bir binanın terasına çıkmış Moby ve korkuluğun üstünde durup poz vermiş! Nasıl yaptı, o halde aşağıya nasıl baktı, delirmiş olmalı diye düşünüyorum.

n İKİ ALTERNATİF YERLİ KLİP

İlki, Ayşe Hatun Önal’ın nihayet çıkarabildiği yeni albümünden "Kalbe Ben" adlı ilk hitinin klibi. Murad Küçük çekmiş.

Uzun zamandır gördüğüm en iyi yerli klip. Ayşe Hatun’un hüzünlü bakışları ve uzaylı minik dostuyla yürüyüşleri tekrar tekrar seyre değer. Şarkıyı da sevdim, ama şaşırmadım değil. Ayşe Hatun’dan böyle hüzünlü bir şarkı beklemezdim.

Bir de bu şarkıyı risk alarak çıkış şarkısı yapmasını...

İkinci klip ise tıpkı Portecho gibi, Türkler’den oluşan ama İngilizce sözlü elektronik müzik yapan yeni grup Zi Punt’ın "sarı" odaklı videosu Nudge. Levent Kazak çekmiş. Klipte oynayan sevgililer gerçekmiş. Şarkı da eğlenceli, klip de...

Her iki klibi de YouTube’dan izlemeniz mümkün tabii.

AYŞEGÜL ALDİNÇ SINGLE YAPIYOR

Nişantaşı’nda karşılaştım Ayşegül Aldinç’le. Albümden vazgeçip single çıkarmaya karar vermiş.

Eh, hiç albüm yapmamasından iyidir. Bekliyoruz Ayşegül’cüm!
Yazarın Tüm Yazıları