Çin faresinin DNA’sıyla böcek hücresi birleşiyor, kanserin izini sürüyor

İsviçre merkezli dünya ilaç devi Roche Türkiye’nin Kurumsal İletişim Sorumluları Güler Akdağ ve Arzum Şatır’la grubun 2009’da tamamını bünyesine kattığı biyoteknoloji şirketi Genentech’in San Francisco’daki merkezinde bizi Kurumsal İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Geoff Teeter karşıladı.

Haberin Devamı

- Genentech’i 1976 yılında biyokimya profesörü Herbert Boyer ve risk sermayesi işlemleri yapan Robert Swanson, 500’er dolarlık sermayeyle kurdu. Roche, şirketin yüzde 52’sini 2006’da, kalan yüzde 48’lik bölümünü de 2009’da bünyesine kattı. 2009’da yüzde 48’lik hisseye 46.8 milyar dolar ödedi.
Genentech’in ilklerinden örnekler verdi:

- Kurulduğu günlerin ilk biyoteknoloji şirketi. İnsan proteinini ilk üreten, DNA teknolojisini kullanarak insülini klonlayan şirket. Şu anda Genentech’de 12 bin 300 kişi çalışıyor. Klinik geliştirme aşamasında olan 30 yeni moleküler madde üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.
Ardından Genentech’in kıdemli araştırma görevlilerinden Paul Moran rehberliğinde protein geliştirilen laboratuvarlarında tura çıktık:

- Protein üretirken memeli hayvanlardan, örneğin Çin Hamster’i (bir tür fare) ile bazı böceklerden alınan hücreleri biraraya getiriyoruz. Bu laboratuvarlarda özellikle kanserin kaynağını araştırıp, sonra o hücreleri frenleyecek, ileriki aşamada öldürecek proteini geliştiriyoruz.

- Neden hamster DNA’sı kullanıyorsunuz?

- Hamster DNA’sı daha iyi dayanıyor ve sonsuza kadar üreyebiliyor. Kanserli hücrelere karşı geliştirdiğimiz protein, söz konusu kötü hücreleri dışardan kuşatıp, yayılmasını engelleyebiliyor.

Sonra Onkoloji Bölümü Direktörlerinden Garrett Hampton’ın sunumunu dinledik:

- Burada bir yandan kansere karşı yeni moleküller üzerinde çalışırken, diğer taraftan da o ilaçlara eşlik eden tanı testlerine odaklanıyoruz.

Tanı testlerinin önemine dikkat çekti:

- Bir kanser hücresinin yapısı insandan insana farkılıklar gösterdiği gibi, kendi içinde de ayrı özelliklere sahip olabiliyor. Bu nedenle örneğin meme kanserine iyi geldiği düşünülen bir ilaç, kötü hücrenin yapısı tam bilinmeden uygulandığında hedeflenen etkiyi sağlayamayabiliyor. Tanı testi, kanserli hücrenin yapısının daha iyi anlaşılmasını, ona göre tedavi yöntemi geliştirilmesini sağlıyor.

Meme kanseri için tanı testlerinin uygulandığını belirtti:

- Meme kanseri için tanı testi ABD’de 150 dolara gerçekleştirilebiliyor. Şimdi akciğer kanserinde de tanı testlerini geliştirmek üzereyiz. Sanıyorum o testin de ABD’deki kişi başı maliyeti 300 dolar düzeyinde olacak.

- Tanı testleri Roche’un, Genentech’in rakibi ilaç şirketlerinin de işine yarayacak mı?

- Şimdilik biz daha çok kendi ilaçlarımıza yön verecek şekilde tanı testlerini geliştiriyoruz. Ancak, zamanla diğer ilaç şirketlerinin ortak kullanımı da gündeme gelecektir.

Tanı testlerinin devreye girmesiyle gereksiz ilaç harcamalarının frenlenebileceğini savundu:

- Tanı testi yapılmadan, yani kanserli hücrenin yapısı iyice anlaşılmadan uygulanan ilaç, her zaman hedeflenen tedav,ye olanak vermeyebiliyor. Bu da o ilaca harcanan paranın boşa gitmesi anlamına geliyor.

- Madem kanserli hücrelerin en ince ayrıntısına kadar inebiliyorsunuz, neden kökten çözüme gitmenin yolu bulunamıyor?

- Çeşitli hastalıklara yol açan virüsler gibi kanserli hücreler de yapı değiştirebiliyor, geliştirilen ilaca direnebiliyor.

Genentech’deki bir günlük turda, dünya ilaç devlerinin kanserle mücadelede önemli yol aldıklarını gördük.
Dünya devi şirketler kanserle savaşırken sıkı yarışa girip, faturası çok ağır ilaçları daha ulaşılabilir kılamaz mı?

Haberin Devamı

Bazı kanser türlerine fren tuttu savaşı kazanma umudumuz var

Haberin Devamı

GENENTECH Başkan Yardımcı-larından Philippe Bishop, insan vücudunun normalde sorun çıkaran hücreleri yok etme gücüne sahip olduğunu vurguladı:

- Ancak, kanser hücreleri için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Kanser hücreleri vücutta kendini çok iyi gizleyebiliyor, bir anlamda “görünmez” olabiliyor. Kanser hücreleri sürekli evrim geçiriyor. Biz, kanser hücrelerinin zekasını çözmeye çalışıyoruz.
Bazı kanser türlerinin kontrol altına alınabildiğini kaydetti:

- Metastas aşamasında olan bazı kanser türlerinde kötü hücrenin yayılması önlenebiliyor. Hatta, küçülmesi de sağlanabiliyor. Kanserle mücadeleye odaklanan ilaç şirketleri ve biyoteknolojiciler olarak insan vücudunun kötü hücreler karşı “dur” sinyali vermesini sağlayacak yöntemler üzerinde çalışıyoruz.

- Araştırmalat bu kadar ilerlediğine göre yakın gelecekte kanseri yenmek mümkün olabilecek mi?

- Ben şahsen umutluyum. Bugün, 10 yıl öncesine göre kanserle mücadelede daha iyi noktadayız. 5 yıl sonra daha da iyi noktalara ulaşılacağını sanıyorum. Tamamen yenebilir miyiz bilemem ama epey yol alabiliriz.

Haberin Devamı

Kurucuların heykellerindeki bardaklar dilek parası dolu

GENENTECH’in kurucularından Robert Swanson, biyoteknolojide öncü olan şirketin bugün ulaştığı noktayı göremeden, 40’lı yaşlarında beynindeki tümöre yenik düşmüş. Diğer kurucu Prof. Herbert Boyer, 2009’da Roche’un hisselerin tümünü devralmasına kadar şirketi yönetmiş.
Swanson ve Boyer’in Genentech’i kurmak üzere bir barda buluşmaları, heykelleriyle canlandırılmış. İki kurucu ortağın ellerindeki içki bardaklarının içi bozuk paralarla dolmuş.
Genentech’in kıdemli araştırmacılarından Paul Moran, bunun nedenini şöyle açıkladı:

- Genentech’te çalışanlar, dilek tutup bu bardakların içine bozuk para atıyor.

Yazarın Tüm Yazıları