Cevap veriyorum

Maliyet

‘Bir takmışsınız Pako’ya. Pako’nun en şanslı hayvanlardan biri olduğunu bilmelisiniz. Daha Türkiye’de beyninde ur olup olmadığını bilmeden ölen bir yığın insan var, bu kadarı da ayıp.’

Bilmeyen de her gün Pako’yu yazıyorum zannedecek. Ayrıca yazabilirim de. Bu benim tercihim olur. Siz de beni okumayıverirsiniz, bu da sizin tercihiniz olur. Doktorlarla, hastanelerle ilgili de çok yazı yazdım; o zamanlar nerelerdeydiniz?

***

Hakime Özgüven

‘Türkiye gündemini değiştirebilecek nitelikte haber değeri olan, aldatma olayından mağdur olan hemcinsim Arzu Hanım’a iletilmesini dilerim. (...) Arzu Hanım lütfen bir AIDS, HIV, Herpes virüsü gibi sağlık kontrollerini mutlaka yaptırsın.’

Konu hakkında habire yazıyoruz ama bu aklımıza gelmedi. Haklısınız, virüs ünlüleri pas geçecek diye bir şey yok tabii. Kocası ‘gözü kara’ olan kadın laboratuvardan çıkmayacak haliyle.

***

Tacettin Aydın

‘Hani demişsiniz ya dünyanın başka yerlerinde var mıdır böyle kazalar diye... Çobanın başına inek düşmesiyle ilgili... Geçtiğimiz yaz Yunanistan’daki orman yangınını söndürdükten sonra yapılan araştırmalarda yanmış bir dalgıç kıyafetli erkek cesedi bulmuşlar. Mevzu, yangını söndürmeye gelen helikopter denizden su alırken dalgıcı da alıyor, yangının orta yerine atıveriyor.’

Ayhan,

‘Duymamış olabilirsiniz ama benzer bir olay Filipinler’de yıllar önce yaşandı. (...) Bölgede bulunan Amerikan askerleri sırf gırgır olsun diye bir ineği kargo uçağına alıp havalanıyorlar. İnek uçakta huzursuzluk çıkarınca kapakları açıp ineği denize atıyorlar. O sırada denizde seyretmekte olan orta büyüklükte bir balıkçı teknesi gökten düşen inek sebebiyle batıyor.’

Yunanistan ve Filipinler ha... Yüreğime su serpilmedi doğrusu. İsveç, Kanada falan deseydiniz başkaydı.

***

Nihat Odacılar

Nihat Bey Mış-Muş’uma Mış-Muş yapmış.

Benimki şöyleydi:

Sekiz farklı zeká türü varmış.

Buna rağmen açıkta kalanlar var.

Nihat Bey’inki ise şöyle:

‘Doğru söze ne denir. En iyi irfan kendini bilmektir!’

Şimdi buna karşılık ben de diyorum ki:

En kötüsüyse hem açıkta kalmak hem de kendini bilmemektir.

***

Sır-lucker 3131.5

‘Pazar günkü yazınızda mimarların elinden çıkan evleri sevmediğinizi belirtmişsiniz, peki evleri kimlerin tasarlamasını istiyorsunuz. Sizin söyleminize göre belediyelerin gecekonduları rehabilite etmesine gerek yok.’

Yine mi anlatamamışım(!)

Evin içinden bahsediyorum, binalardan değil. Evleri, içinde yaşayanların tasarlamasını istiyorum. Ev, kişinin aynasıdır. Başkasının elinden çıkması bir nevi kendini etrafa olduğundan başka türlü sunmak oluyor. Bir profesyonelden yardım alınır elbet; benim karşı olduğum, eve bavulunu alıp gelme durumu. Gerçi nasıl teslim alınmış olursa olsun bir süre sonra sahibine benziyor bütün evler. Yani benim dediğime geliniyor.

MIŞ-MUŞ

İslamcı kesimde de erkekler eşlerini aldatıyormuş.

E, iki kere iki her yerde dörttür.

*

Kadında stres doğalmış.

Elma ağacının armut verecek hali yok tabii.

*

Hande Ataizi’nin evliliği 1 gün sürmüş.

Bakire çıkmamış olabilir.
Yazarın Tüm Yazıları