Bunlar CHP’den ne zaman düşecek

DİKTATÖRLÜK öngörüyor, bütün yetkileri genel başkana veriyor.

Haberin Devamı

Şimdi üzerinde kıyamet kopartılan CHP tüzüğü.
Padişahlık gibi, ömür boyu genel başkanlık sunuyor.
Şimdi üzerinde kıyamet kopartılan CHP tüzüğü.
Parti içi demokrasiyi yerle bir ediyor.
Şimdi üzerinde kıyamet kopartılan CHP tüzüğü.
Çabuk unutuluyor, bu tüzüğün kabul edildiği CHP Kurultayı tel örgüler arkasında toplanıyor. O zamanki genel başkan Deniz Baykal’ı vazgeçilmez kılıyor. Aslında, doğal ömrünün sonuna kadar Baykal’ı genel başkan ilan eden bir tüzük.
Ne var ki, hiç hesapta olmayan bir komplo Baykal’ı istifaya zorluyor. Baykal gidiyor, tüzük kalıyor yadigar.
Bu tüzük, hele sosyal demokrat bir partiye asla yakışmıyor.
YAPSIN VE BİTSİN
Şimdi CHP yangın yeri gibi. Tüzük kurultayı yapısın mı, yapılmasın mı?
Bence, yapılsın. Ama, kurultayda bu rezil tüzük değiştirilsin, yeniden demokratik bir tüzük yapılsın.
İşin ilginç yanı, Baykal ve yanlıları CHP’yi karıştırmak için, şimdi bu tüzüğe sarılmış bulunuyor. Kurultay toplansın, bu antidemokratik tüzüğün gereği ne ise, o yerine getirilsin.
Bu kadar değil. Bir de, yeniden seçim olsun, genel başkan ve parti meclisi yeniden seçilsin.
Tam şark usulü, hiç bir siyasal getirisi olmayan, dar kafalı bir zihniyetin, sadece kendi çıkarını düşünen parti içindeki muhalif gurubun kurmaya çalıştığı bir tuzak.
Bu tuzağı Baykal dışarıdan destekliyor ve ona hiç yakışmıyor. Baykal çok ayıp ediyor.
Yine de, bu tuzağa karşı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapma sı gereken bir şey var.
Kurultayı toplamak ve yeni bir tüzük yapmak. Kurultay toplanmadığı ve tüzüğe kesin çare bulunmadığı takdirde, bu iş uzayacak da uzayacak.
Muhalifler şimdiden başlıyor, “alınan kararlar meşru değil, harcanan para meşru değil”, v.s. Onların çenesini kapatmak için, tüzük kurultayı şart.
SORUMLU SAV
Bunlar bir yana, olayın özü çok başka.
AKP almış başını gidiyor, AKP’nin en büyük rakibi ve iktidar alternatifi CHP kendi iç kavgalarına düşmüş, kendini yakıyor. Ayrıca, kendisine umut bağlayan seçmenleri bıktırıyor.
Türkiye seçime gidiyor. CHP’de sular tersine akıyor. Bu haliyle CHP hiç bir biçimde iktidarı hak etmiyor. CHP bu haliyle AKP ile yarışmada yaya kalıyor.
Türkiye için yeni bir vizyon çizmesi gerekirken, CHP Fetret Devri’ni yaşıyor.
Bu karmaşanın sorumlusu, çaktırmadan Baykal destekli Önder Sav. Bu nasıl bir ihtiras ise. Parti içiyle sınırlı bir dünyada sıkışmış kalmış bir genel sekreter. Siyaset genel sekreter için parti içi manevralardan ibaret.
Şunu anlarım, bu beyler CHP’yi iktidara taşımıştır, şimdiki yönetim muhalefete düşürmüştür, bu nedenle muhalefet etmektedirler, bunu anlarım.
Ama, ömürlerinde bir kez iktidara yaklaşamamış, aldıkları oy bir kez yüzde 23’ü aşamamış bir yönetim, şimdi bir de parti içini karıştırmakla meşgul.
Bunlar partinin yakasından ne zaman düşecek?

Haberin Devamı

Köprü işlevi gören iki anma

Haberin Devamı

CHP bir etkinliği kendi düzenliyor, ikinci etkinliğe tereddüt etmeden katılıyor.
1- Bu hafta sonu CHP Bülent Ecevit’i Anma toplantısı düzenliyor. Oraya Rahşan Ecevit’in de katılması bekleniyor.
2- 10 Aralık Hareketi bu hafta sonu Erdal İnönü’yü Anma toplantısı düzenliyor. O toplantıya konuşmacı olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katılıyor.
Bu iki etkinliği birlikte değerlendirince, ortaya şu tablo çıkıyor:
En az otuz yıldır parçalanmış Solda, birbirine karşı düşman kardeşler haline gelmiş Solda, simgesel olarak, bir araya gelme adımları atılıyor.
Anma toplantıları simgesel birlikteliğin ötesine geçmek, Solu fiilen toparlamak için, köprü işlevini görebilir.
Kılıçdaroğlu şimdi bu adımı atıyor. Eğer parti içi ayak oyunlarından fırsat bulursa.

Haberin Devamı

Yatırımlar sıcak para ile

NURLU ufuklara yelken açarak, “kalkınıyoruz” nutukları arkasında bir gerçek var:
Sıcak para.
Ne zaman, ne kadar geleceği, ne zaman gideceği belli olamayan para. Kaldığı süre içinde ciddi faiz elde eden para. Yatırımlar o sıcak para ile finanse ediliyor. 2011 bütçesi bu gerçeği gözler önüne seriyor.
Bütçe tasarısında toplam tasarrufların milli gelire oranı düşüyor. 1998’de toplam tasarrufların milli gelire oranı yüzde 24.1. Bu yıl, 2010’da bu oran yüzde 12.7’ye kadar düşüyor. Yarı yarıya, dramatik bir düşüş. 2011’de öngörülen oran ise, yüzde 13.5
Tasarruflar hızla eriyor, azalıyor.
Tasarruf dediğiniz olay, yatırımların lokomotifi, kaynağı. Tasarruf olmadan yatırım olmaz, yatırım olmadan işsizlik azalmaz, ekonomik büyüme olmaz.
Ama, şimdi işsizlik küçük oranda da olsa azalıyor, ekonomik büyüme de yerinde. Tasarruflar yarı yarıya azalırken, bu nasıl oluyor?
Sıcak para ile.
Bu çok tehlikeli, çünkü sıcak paranın siyasal diyeti var.

Yazarın Tüm Yazıları