Bugün yazın tam yarısı

BOZCAADA‘İLK ne zaman tanışmıştık?’ Çınar altı kahvede otururken karşıma çıkıveren Yunanlı meslektaşım Stratis Balaskas, biraz düşündükten sonra cevap verdi: ‘Selanik’teki Balkan gazetecileri toplantısında. On beş yıl önceydi. Sonra İzmir, sonra Kos ve daha birçok yerde Türk-Yunan dostluk toplantılarında... Dostluktan söz etmenin en zor olduğu zamanlardı.’Her yıl 26 Temmuz’da Bozcaada’da Aziz Paraskevi yortusu yapılır. Adanın Rumları dualar ederler, evlerde hazırlanan Ada yemeklerinin tadıldığı bugün, Ayazma’da büyük eğlenceler düzenlenir. Bir gelenek sürdürülürken, Yunanistan’dan gelen konukların ağırlanması son yıllarda palazlanmaya çalışan Ada turizmine de katkı sağlar. Elefterotipia Gazetesi yazarı Balaskas, Midilli’den gelmiş. ‘Bugün yazın tam ortası’ dedi. ‘Eski Yunan’da bugün aşk ve güzellik tanrıçası Venüs’ün bayramı. Paraskevi, Cuma anlamına geliyor, Frenkçe’de Cuma Venüs’ün bir başka adıdır. Çok tanrılı dinlerden beri süre gelen bir bayram bu.’ Ada kalabalık. Çınar altı kahvede, Fikret Bulut’un büyük su bardağında getirdiği ada çaylarını yudumlarken, Balaskas ile geçen on beş yılı konuşuyoruz. Yanımızda okuldan arkadaşlarım Yoanna ve Jorj Hürmüz. Balaskas, Atina’daki İmrozlular derneği Başkanı Mihal Mavropulos’u davet ediyor masaya. ‘On beş yıl önce Türk-Yunan barışından söz etmek bu konuda yazı yazmak ne kadar zordu. Ama artık geçti’ diyor Balaskas, ‘Papandreu, İsmail Cem ile iki yıl önce zeybek oynadı diye gürültü kopmuştu. Şimdi Karamanlis, Erdoğan’ın nikahı için İstanbul’a gidiyor artık kimse bir şey yazmıyor.’Sonra, Midilli ile Ayvalık arası trafiğin ne kadar arttığını konuştuk. Bir buçuk saat içinde insanlar İzmir’e gidip alışveriş yapıp dönüyorlar. * * *‘İMROZ için bir mermer’ Balaskas’ın yeni kitabının adı. Bu bir çocuk kitabı. Doğup büyüdükleri toprakları terk etmek zorunda kalan sıradan insanları anlatıyor kitap. Yakında Türkçesi de yayınlanacak. Gökçeada’lı bir mermer ustasının ayrılırken yanına aldığı mermer heykel yolda denize düşüyor ve sular onu tekrar Ada’ya götürüyor. Bu mermer, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini, bunun iki halk için sağlayacağı yeniden bir arada yaşama ve demokrasi temelinde kaynaşma fırsatını simgeliyor. * * *YUNANİSTAN’da Türkiye’den göç etmek zorunda kalanlar tarafından kurulan birçok dernek var. Bunların bir kısmı aşırı milliyetçi. Ve halklar arası barışa olumsuz etki yapıyorlar. İmrozlular Derneği öyle değil. Başkan Mihal Mavropulos, İstanbul Teknik Üniversitesi Nükleer Enerji bölümü mezunu, askerliğini Türkiye’de yapmış, acı tatlı anıları var, ‘Ben Anadoluluyum, Avrupalı bana uzak’ diyor. ‘Dedelerim Kırım’da miralay, Balkanlar’da Osmanlı askeri idi. Ben askerlik yaptım ama Rum olduğum için ikinci sınıftım. Fakat sevinerek öğrendim ki, anlayış değişiyor. Artık, Türk vatandaşlığının, mutlaka Müslüman ve Türk kökenli olmayı gerektirmediğini gören bir anlayış yaygınlaşıyor.’ * * *O kötü günler geride kaldı. Ama barış, emek isteyen sürekli bir iş. Barış için harcanan hiçbir çaba atılan, hiçbir adım boşa gitmiyor. Yazın tam ortasında, gölgesinde oturduğumuz koca çınar da şahidimdir.
Yazarın Tüm Yazıları