Eskiden taraftarlar takımlarında hangi futbolcunun oynayıp, oynamayacağını sormak için servisimize telefon açardı.
Son dönemde telefonların ana konusu hakemlerinin kim olduğu. Hakemler, takımlar ve futbolcuların önüne geçti. Taraftar da kafasında hakemleri belli bir yere koydu ve sınıflara ayırdı. Bunun bir nedeni de, şu takımın bu, bu takımın şu hakemi istememesi. Gelişmelerin psikolojik olarak hakemleri etkilememesi mümkün mü? Kritik maçlarda bunun yansımalarını görüyoruz.
Sürekli hatalarıyla gündeme oturtulan hakemler, hedef haline getirilmelerinin sıkıntısını yaşıyor. Bazı hakemler yolda yürürken bile tehditlerle karşılaştıklarını söylüyor. Taraftarı bu kadar doldurmak, hep korktuğumuz tribün terörünü hakemlere yöneltmek üzere. İki hakem, kendilerine hakaret edildiği gerekçesiyle bir kulübü ve başkanını mahkemeye veriyor. Spor mahkeme koridorlarına taşınıyor. Peki bunun sonu ne olacak? Biraz sağduyu ve sessizlik gerek. Gelecek sezon da aynı sıkıntıları yaşamamak için, hakemler, kulüpler, federasyon ve medya elbirliği ile bu konuda bir çıkış bulmalı.
Saran ne yapmalıydı?
F.Bahçe Asbaşkanı Sadettin Saran ile ilgili kamuoyunda yorumlar yapılıyor. Saran'ın sahibi olduğu uluslararası menajerlik şirketinden yararlanarak F.Bahçe'den menfaat sağladığı belirtiliyor. Peki, yönetime girmeden önce FIFA menajerliğini bırakan Saran, F.Bahçe'nin transfer işleriyle uğraşmasa neler söylenecekti? Belki de ‘‘Şu başkan Aziz Yıldırım bindiği dalı kesiyor. Yanında FIFA menajeri Sadettin Saran var, adamdan yararlanmıyor’’ denilecekti.
Saran, F.Bahçe yönetimine girdi diye kendi işini bırakmalı mıydı? O zaten işini kısmen bırakmış. Şirkenin başında duruyor, ama işlerini uzman kişiler yürütüyor. Ayrıca F.Bahçe'nin transfer girişimlerinde bu uzman kişilerden yararlanıyor.
İhmal ölüm getirdi
Geçen hafta Avustralya'da bir çocuğun smaç yapmak isterken, basketbol çemberinin bağlı olduğu garaj duvarının üzerine yıkılması sonucu öldüğünü yazmıştım. Ne yazık ki, benzer talihsiz olay hafta içinde bir üniversite kampusunde yaşandı ve bir genç üzerine yıkılan potanın altında kalarak öldü. Onarım yapılan potanın çevresi kapatılsa, belki de bu acı olay yaşanmayacaktı. Avustralya'dakine denilebilir, ama Eskişehir'deki kaza bir ihmalin sonucu.
44 kilo marihuana başına dert açtı
Meksİka'da El Paso Buzzards hokey takımının koçu Trent Eigner'in başı, evinde bulunan 44 kilo marihuana yüzünden büyük dertte. 44 kilo marihuana bulundurmak suçundan önce Eigner'in eşi, ardından kendisi tutuklandı. Eşi için 25.000, kendisi için de 40.000 dolar kefalet ödeyince serbest kaldı. Ancak bu kez de El Paso kulübü, ‘‘Yargı sürecinde koçluk kariyeri zarar görmesin istedik’’ diyerek Eigner'in görevine son verdi. Eigner, ‘‘Rodolfo Alarcon'un hararet yapan arabasını evimize ait otoparka koymasına izin verdik. Marihuana arabada bulundu’’ diyerek kendini savunmaya çalışıyor.
Tiger'ın dadısı
Dünyanın 1 numaralı golfçüsü 26 yaşındaki Tiger Woods, bugünlerde yeni aşkı İsveçli Elin Nordegren ile gündemde. Woods'u, 22 yaşındaki Elin ile geçen yıl İsveçli golfçü Jesper Parnevik tanıştırdı. Elin, ikiz kızkardeşi ile birlikte kısa bir süre öncesine kadar Parnevik'in çocuklarına dadılık ve mankenlik yapıyordu. Ancak her zaman Woods'un yanında olabilmek için, hem dadılığı, hem de mankenliği bıraktı. Ünlü golfçü Greg Norman, ‘‘Woods'un rakibi yok. Onu bir tek kişi yenebilir, o da Elin. Evlenip çocuk yapmaya karar verirse rakiplerinin kazanma şansı olur’’ diyor.
Dünya Kupası'na doğru
10.Dünya Kupası, 1974 yılında Federal Almanya'da yapıldı. 16 takımlı finallerde statü değiştirildi. Önce 4'erli 4 grup oluşturuldu. İlk ikiler yeniden 4'erli 2 grupta mücadele etti. Grup liderleri F.Almanya ve Hollanda final oynadı. Hollanda'yı 2-1 yenen F.Almanya 1954'ün ardından 2. kez şampiyonluğu kazandı. İngiliz Jack Taylor, iki kez beyaz noktayı gösterdi ve kupa finalinde penaltı kararı veren ilk hakem oldu. Türk hakemi Doğan Babacan, F.Almanya-Şili maçında düdük çalarak tarihe geçerken, bir de kırmızı kart çıkardı. Hollandalı Cruyff ve F.Alman Beckenbauer'in yıldızlaştığı kupanın Gol Kralı Polonya'lı Lato (7 gol) oldu. 38 maçlık maratonda 97 gol (ortalama 2.55) atıldı.