Paylaş
Çünküüü bu gece, geçen sene ilki düzenlenen Fashion’s Night Out’un ikincisi var. Alsancak’taki en güzel sokaklar capcanlı, mağazalar taaa gece yarısından sonrasına kadar açık. Millet kendini alışverişe, sohbete, gezmeye verecek. İşin ucunda bir de güzel amaç var hem; hayvan haklarını kısıtlayıcı nitelik taşıyan kanunu protesto etmek!
Gece boyunca anlaşmalı mağazalarla ve restoranlarla bir sürü sürpriz de hazırlanmış.
Nasıl canım çekti orada olup Alsancak sokaklarında dolanmayı, kestane yemeyi, bir yerde oturup gelen geçeni izlemeyi. Tanıdık ve gayet havalı yüzler görmeyi...
Her şey bahane, benim canım sokak hayatı mis gibi olan İzmir havası çekti. Bu gece benim için de yürüyün Gül Sokak’ta.
Yonca “Güllü”
Funda Arar
Sesi tütün kokan kadın diyorum ben ona. İçimi kaplıyor sesi. Çok seviyorum. Funda Arar, 18 Aralık Pazar günü, bu pazar yani, Darüşşafakalı çocuklar yararına TİM Show Center’da konser verecek.
Saat 20.00’de başlayacak konserin biletleri, Biletix’te.
Pazar gününüz güzel sesli geçsin. Çocuklar için Funda dinleyin bir de.
Yonca “Çocukçu”
Bay E’den tavsiye
Şimdi bu Bay E de kim? diye sormayın bana. Kimse kim. Önemli olan bu değil.
Başka bir şey.
Bay E sevgilisinden ayrılmış, kalbi çok acıyan bir arkadaşıma çok güzel bir cümle sarf etti. Sorun da, tartışma da daha o an bitti.
Kadehler kaldırıldı.
“Şerefine!” dendi.
Ne mi dedi? “En güzel intikam, mutlu olmaktır!”
Dedi.
Yonca “vay be!”
Dayak cennetten çıkmadır!
Kadına şiddet gösteren yaratıkların acizliğinden, kötülüğünden, vay efendim bunlar erkek değilliklerinden filan bahsetmeyeceğim.
Bu iş hep canımızı sıktı, sıkıyor; tepemiz hep atıyor. Hep çok kızdık, kızıyoruz, kınıyoruz, yazıyoruz, uğraşıyoruz... Yetti.
Bir ileri iki geri yaptığımız yetti!
Bir ülkede her gün, her saniye beterin beteri şiddet haberi olabilir mi yahu!
Tam birine lanet ederken, yenisi çıkıyor, bir önceki arada kaynıyor. Al sana bir tane daha. Hepsi tokat gibi, sağdan soldan iniyor suratımıza.
Belli ki bu işe birileri gerçekten el atmak istemiyor; çünkü kendileri de şiddete meyilli ve istekli. Artık böyle düşünüyorum.
Bunu bana düşündürten “adaletimsi” utansın.
Kadın, güveneceği polisten dayak yiyor, kendisini iyileştirecek olan doktor tarafından mağdur ediliyor, adalet tarafından haksızca suçlu görülüyor, mağdurken karşı dava açılıyor, ahlak masası ahlaksızları namus ucuzluğuna tutunup belden aşağı vuruyor.
Olay neresinden tutsan elinde kalıyor. Kişi kendinden bilir işi.
İçinde şiddet olan, şiddet uygulayanla empati yapıyor. Şiddet görenle değil.
Sorun bu!
Şiddetin her türlüsü en masum olmayan haliyle eğitimlisinden eğitimsizine herkesin içinde çünkü.
Vurmayan diliyle dövüyor!
Ayol “Dayak cennetten çıkmadır!” diye bir deyim var bizde, daha ne olsun sorarım size!
“Bu erkekleri yetiştiren analar değil mi” zırvasından da sıkıldım!
Ay dön dolaş yine kadınlar suçlu anasını satayım. Biz yetiştiremedik yani! Yine!
Kadın-erkek-mikroorganizma-amip her neyse içinde böylesi şiddet büyüten canlı, hepsinin dibi kurutulup sil baştan yaratılması lazım!
Kanunu uygulayacak, şiddet karşıtı, adil, iyi canlılar lazım.
Yonca “Ünlem”
Paylaş