Bu da muhafazakâr sözlük!

Küfür, hakaret barındırdığı için bolca eleştirilen Ekşi Sözlük’e karşı muhafazakâr gençlerin sözlüğü geldi; Cogito Sözlük.

Haberin Devamı

Bana gönderilen basın bülteninde “Ekşi Sözlük’ün başı çektiği sosyal medyada, Cogito Sözlük olarak onbinlerce muhafazakâr gence ulaşarak daha adil bir ortam oluşturmayı hedefliyor ve sizin gibi değerli isimlerin desteğini bekliyoruz” diyor.
Sözlüğe girdim baktım, destek bekledikleri bendenizi pek çok kez yerden yere vurmuşlar.
İdeolojilerini bir kenara bırakırsak, küfürsüz, hakaretsiz tanım ve bilgiler vaat etseler de, tarz olarak Ekşi Sözlük’ten pek bir farklarını da görmedim.
Ama şikayetçi olduğumu sanmayın, hatta bu durum hoşuma bile gitti.
Gençlerin düşüncelerini özgürce paylaştığı her türlü sözlüğü severim çünkü.
14 yıllık Ekşi Sözlük’ün yanında hayli genç bir oluşum olan Cogito Sözlük’e hayırlı olsun diyorum.
Takipte olacağım.
NOT:
Merak edenler için; Cogito Sözlük adını ünlü Fransız düşünür Descartes’ın kendisi kadar ünlü özdeyişinden (Cogito ergo sum: Düşünüyorum o halde varım) alıyor.

Haberin Devamı

24 milyon sürücü çarpı 86!

Yazılı, görsel ve işitsel medyanın gücü, sosyal medya ile birleşince daha da artıyor ve karşı konulmaz bir hâl alıyor.
Bunun en son örneğini televizyon ve gazetelere göre reklam pastasında az yer alsa da etki açısından hayli kuvvetli olduğunu düşündüğüm radyolarda yaşadık.
Daha önce #gicigimvar ve #bugunkuaklimolsa gibi pek çok etiketi TT listesine sokan Süper FM Müzik Direktörü Duygu Çakır, ehliyetleri yenilemek için istenen 101 TL’ye itirazını #ehliyeticin101tlverme ile duyurup, radyodaki yayınında bu konuda destekçi toplayınca #ehliyeticin101tlverme bir anda Twitter’ın en çok konuşulan konusu oldu.
Facebook’ta aynı isimle gruplar açıldı.
Hürriyet internet sitesinin bu hashtag’e verdiği destek de etkiyi artırdı tabii.
Aynı günün gecesi konu mecliste görüşüldü ve ehliyet yenilemek için ödenecek para 15 TL’ye indirildi.
Sonuç kısaca şöyle; bir radyo programında başlatılan başkaldırının halka getirisi 24 milyon sürücü çarpı 86 TL...

Reyting, televizyon, reklam ve sosyal medya

Yapılan araştırmalar geçen yıl itibariyle televizyonun yüzde 56’yla reklam yatırımlarında aslan payını aldığını gösteriyor.
Sadece Türkiye değil diğer pek çok ülkede de durum böyle; en çok reklam televizyona gidiyor.
Peki reklamvereni etkileyen tek şey reyting mi?
Olmamalı.
Çünkü artık tek ekran devri de kapandı.
Televizyon izlerken elimizde ya akıllı bir telefon ya Ipad ya da laptop var.
Bir yandan izliyor, eğer izlediğimiz gündem yaratan bir yayınsa, bir yandan da izlediklerimiz üzerinden yorumlarla sosyalleşiyoruz.
İzlenen dizi, yarışma ya da programların etkisi o anlık da olmuyor üstelik.
Yayın bittikten sonra da sosyal medyada konuşulmaya devam ediyor.
Sadece konuşulmaya değil dijital platformlarda izlenmeye de devam ediyor hatta.
Televizyonu o anda kaç kişinin izlediğini ölçen reytinglere göre reklam verme devri geçiyor anlayacağınız.
Bir yayının sosyal medyadaki yansımaları, yazılı basında bulduğu yer, dijital platformlarda sonraki izlenme oranları da en az reyting kadar göz önünde bulundurulmaya başlayacak.
Dünya çapında reyting ölçümleri yapan Nielsen bu sonbahardan itibaren internet akışını da TV reytinglerine ekleyeceğini duyurdu bile.
İnternet, Twitter ve Facebook, bir dizinin senaryo seyrini, sonraki bölümlerde hangi karakterin öne çıkacağını belirliyor ve senaristlere yön veriyorken, ölçümlerde yok sayılmaları hiç de mantıklı değil zaten.
Reklamverenleri, babadan kalma reytingler üzerinden iş yapmak yerine, sosyal medyayı çok daha önemseyecekleri yeni bir dönem bekliyor.

Yazarın Tüm Yazıları