Paylaş
“İstanbullular geldi, bozuldu” diyorlar. Haklılar.
Tam da bu nedenle geçtiğimiz hafta yazdığım “Bozcaada’nın eksikleri” yazım üzerine o “İstanbullular”dan biri olarak algılanmak beni çok üzdü.
Hata bende. Derdimi hiç anlatamamışım ya da eksik anlatmışım.
Ben Bozcaada’nın bir Bodrum ya da bir Çeşme olmasını isteyecek son insanım. Hele de doğaya zarar verecek herhangi bir yolla.
Kastım, Bozcaada’nın bu haliyle korunup geliştirilmesiydi.
Madem aşırı talep var ve turiste “Gelme” denemiyor, o zaman ağaçlar kesilip otel yapılsın demedim, dökük binalar restore edilsin ve otele çevrilsin dedim.
İnsanlar bağ evlerinde şarap tadabilsin, bir yemeğe 200 TL ödüyorsak, servis olarak karşılığını alabilelim, bunun için gerekirse garsonlara tek bir bina ayrılsın dedim.
Anlatamamışım. Kalp kırdıysam özür dilerim.
Bu yanlış anlama nedeniyle iki gün içinde onlarca eleştiri aldım.
Köşem yettiğince bu fikirlerin duyulmasına aracılık etmek istedim.
Adanın istisnai insanlara ihtiyacı var
Yatak kapasitesinden restoranların kuver sayısına varıncaya kadar bildiğiniz, yeni bir imar planı çıkarmayı da ihmal etmediğiniz bu adada merakım şudur ki insanların bu küçük yere sığmadığını nasıl görmediniz ve methiyeler düzdüğünüz liman lokantalarının yer aldığı bölgeye hakim olan “taşkın foseptik” kokusunu nasıl duymadınız?
Değme şehir plancılarına taş çıkardığınız acımasız imar önerileriniz inanın ki bu adada fani menfaatleri uğruna gözünü ve hırsını rant ile doldurmuş en azılı müteahhitlerin düşlediğinden bile merhametsizdir.
Sözün özü her şeye rağmen güzel adamızın her şeyi kendi menfaati için isteyen ve hak gören şımarık, küstah ve saygısız turistlere değil, gerçekten insana ve doğaya saygısı olan güzel ve istisnai insanlara ihtiyacı vardır.
- Feridun Düzağaç
İstanbul adaları gibi olmasın
Diğer şehirlerin turistik otellerine nazaran Bozcaada’dakilerin daha pahalı olmasını, fazla turist olmasına ve kalabalığa yeğliyoruz.
Zaten üç-beş ünlü orayı keşfetmiş, ara ara magazin sayfalarında yer alıyor, aklımız çıkıyor Bozcaada değişecek diye.
İstanbul adaları gibi olmasını, binlerce insanın sabahın köründe gelip yamyam gibi her yere saldırıp akşam son vapurla kaçmalarını istemiyoruz.
Erkut A.
Çeşme-Alaçatı sizin olsun
O kalan son yeri de Kelebekler vadisi gibi hıncahınç doldurmak, adayı kalabalıklaştırıp yürünecek yer bırakmamak, kulüplerle adayı saçma sapan bir müziğe boğmak mı istiyorsunuz? İlkel olsun uğraşmayın, berbat etmeyin. Çeşme-Alaçatı sizin olsun, siz oradan “kimin giydiği kime ne kadar yakışıyor”u yazmaya devam edin başka bir şey istemiyoruz sizden.
- Gökhan Çatmaz
Yozlaştırmaya ne gerek var?
Şu anda bile en güzel koylardan birinde spa merkezi açmaya çalışıp inşaata başlayanlar var. Sonucu tahmin etmek güç değil; zaman içinde kanalizasyonlarını denize akıtıp ağaçları kesmeye başlayacaklar. Bozcaada bir taş yığınına dönecek. Siz ki doğallıktan yana bir yazarsınız, Bozcaada’nın devlet eliyle binalaşmasını istemeniz büyük çelişki değil mi? Bakir yerlerden biri olarak kalsa Bozcaada ne olur? Yozlaştırmaya ne gerek var?
- Dilhan Öztamur
Ülke vizyonu yağmalamak
Adanın doğal dokusunu koruyarak, üzüm bağlarını müteahhitlere peşkeş çekmeksizin söylediklerin Türkiye’de gerçekleşebilir mi? Bir bakacaksın tam da kaçtığımız her şeyi adada buluvereceğiz. Dilediğinin bunlar olmadığının farkındayım ama ülkenin gelişim vizyonu ve politikası dokuyu korumak değil yağmalamak üzerine kurulu...
- Ebru Tekeli
Paylaş